Jump to content
Masatenisi.org Forum

beşyüziki

Üyeler
  • İçerik sayısı

    487
  • Kayıt Tarihi

  • Kazandığı gün sayısı

    80

beşyüziki kullanıcısının tüm içeriği

  1. Gitsin. Bırakalım, gitsin onu konturol etmeye çalıştığımızı evvela fark, sonrasında da terk edeceğiz. Bunu yaşamak zorundadır; bir şey öğrenecekse bile, onun için bunun başka bir yolu yok ya da biz bilmiyoruzdur.; tam da bunu yaşayış sayesinde öğrenebilecektir. Biz onu kontırol etmeye çalıştıkça, o bundan anca kendi canlılığını, hayatını, hayat enercisini, artık neyse onu konturol edilmesi gereken bir şey olarak değerlendirmeyi öğrenecektir. Bu da, kullandığı dildeki sözcükleri belli şekillerde ve şiddetle seslendirişler, aslında içinden gelen o olmadığı halde, mimiklerini, sesini, vücudunu kullanışını başka türlü yapışlar, birtakım kas ve eklem katılıkları, eğilip-bükülmezlikler ve daha daha niceleri olarak, onda tezahür edecekdir. Yani ona bunu öğretmiş oluruz. Elbette ona böyle modellik etmek istemez, bu süreçlere, hem kendimizde, hemi de onda, bilimsellikle, çok daha fazla ziya tutmak, duttuğumuz işbu ziya sayesinde de, olup biteni nep net, pırıl pırıl, ışıl ışıl görmek, doyasıya anlamak isteriz. Doğrusu, bu bahste kendi isteğimi karşımdakine ifade edebildiğim, onun da mes'eleye kendini pür dikkat edişi nisbetinde bir yarar elde ediş söz konusu. Yarış veya normal arabaya bindirmeden önce, ona, bunun nasıl bir araba olduğunu acele etmeden ifade etmeli, minik gaza basış denemeleri yapmaya imkan sağlama istikametinde, kolaya kaçmadığımın,hızlanmadığımın gayet ayırdında olarak gayret göstermeliyim. Sayın Saadettin, Evvela bu harikulade temenniniz için size binlerce teşekkürler. Herkesi yenip, daima muzaffer olma bahsinde, doğrusu temenninizi ziyadesiyle motive edici bulduğumu ifade etmek isterim. Ancak ''herkesi yenip, daima muzaffer oluş''un da asla tamamen gerçekleşemeyecek bir hayal olduğunu veya ''daima muzaffer oluş''un ancak, daima buna eşlik eden ve medaliya tahtasına çıkılıp, boyna medaliya takış, ele de kupa alış gerçekleştiğinde, bir nebze azalmış gibi olsa da, sürekli bir korku (ya biri gelip, şampiyonluğumu elimden alır) eşliğinde, acı bir şerbet gibi dadıldığını da ifademe eklemek isterim. Acı bir şerbet, yapayalnız dadılan acı bir şıradır aynı zamanda ''daima muzaffer oluş''. Ne Ma Lonk'un, ne Timo Bol'un ne de emsalleri başka bir şampiyonun, bu kekremsi şerbet dadından azade bir şekilde şampiyonluklarının keyfini doya doya sürdükleri kanaatinde olmadığımı ifade etmek isterim. Ara sıra geçmişe dalıp, kaç kez şampiyon olduğunu hatırlayıp, saymak vesaire bunlar belki kekremsiden geçici, minik kaçışlar olabilir ama nafiledir...Kekremsi, hep bekler bu yolun yolcusunu. Her zaman, alttan, sıfırdan, sokaktan bir yoksul boksör gelip, altın kemerinizi alabilir. Daha iyi biri, hep vardır... Elbette masa Tenisine bir savaş yolu olarak yaklaşmayan yaklaşımlar da mevcut. Bu bahsteki kaleme alışlarımda bu hususu net olarak ayır(a)mamış, okuyucuların, bu işin zaten böyle olduğunu baştan kabul etmiş olduklarını var saymış olabilirim, kusura bakmayınız. Ancak şunu açık yüreklilikle kabullenmek gerekir ki, aslen bu, savaştır.
  2. Sayın Saadettin, Teşekkür ederim, ''Masa Tenisi'' namıyla takmış olduğum at gözlüğünden bendenizi kurtardığınız, haydi mübağalayı o kerteye vardırmadan ifade etmeye çalışayım; şayet masa tenisini mütemadiyen muzaffer olmaya, hep daha ileri, hep daha yükseğe çıkmaya, hep herkesi yeneyim'e yönelik, yarışmacı bir tarzda oynuyor ve ekseriyetle de bu gayeye ulaşıyorsam, o vakit ''oyunu ben mi kontrol ediyorum yoksa aldığım ekipman mı beni yönetiyor''un hiçbir ehemmiyeti kalmıyor, artık pırıl pırıl, tertemiz, daha da hür, sanki omuzumdan yük kalkmış gibi hissediyorum. Ne önemi var; o mu beni yönetiyor, ben mi onu, nass'olsa gereken temrinleri yapıyor, tekinikileri öğreniyor, muzaffer oluyor, yeniyor, yeniyor, yeniyor, yeniyorum. Ekipmanla hiç kafamı yormazam; çözmeye falan uğraşmazam. Neye dert çıkarayım kendime durduk yere? Haa, lakin dersem ki bunu çözmek de yükselişin bir parçası, bunu da çözersem yükselmeye bir faidesini bulurum, oyunuma olumlu bir katkısı olabilir, başım göğe erer; bakın bu zaviyeden hiç bakmadıydım; çözeyim o vakit bunu da, başım da ersin göğe...
  3. Belki de, ayak hareketlerinden, raket çevirmelere, sabırlı oynamakdan, kısa pütürle masaya yakın, rakibin forhendine uzun boş (kelek) top atmalara kadar, Wang Yang'ın öğrendiklerini en iyi tatbik etdiği, ziyadesiyle lezzetli bir maç...
  4. Sayın Berhan Batu, bahsettiğiniz oyun seviyesi, yani yeni başlayanlar için, size önerilen tahta ve lasdikler mükemmel. Ne üzerinde Off yazan tahta ne de üzerinde Off, Off+ yazan lastiklerle oynamak, oyununuzu ne daha sipinksli, ne de çivilerinizi daha hızlı yapacaktır. Oyununuzdaki sipinks ve çakışlarınızdaki sür'at, enerjinizden, vücudunuzdan, oynarken aldığınız pozisyonlardan, teknikleri doğru uygulayışlarınızdan, merkezlenmenizden, kasılmalardan gevşemelere, gevşemelerden kasılmalara uyumlu bir şekilde geçebilmelerinizden gelir. Henüz bu seviyede değilseniz, ki olmadığınız aşikar, zira o vakit, bu lakırdıları etmezdiniz. Hamiş: Donic Appelgren'in kullanım ustalığına bağlı olarak ''All''dan ''Off''a yayılan, bir hayli esnek bir tahta olduğunu defalarca okudum ve duydum. Duyup, okuduklarımla da iktifa etmeyip tahtayla bizzat oynadım ki, bilgiyi edinişim kendi deneyimime dayalı olsun. Sonunda, bende, tahta hakında yapılan yorumların gayet yerinde olduğuna dair bir kanaat hasıl olmakta gecikmedi, yapılan yorumları yerinde buldum. elbette o tahtayla oynamanın canlı deneyimi yanında, tahta hakında yapılan yorumlar, sözcüklerden öteye geçmiyor, yorumların, canlı deneyim yanında esamesi okunmuyor. Sayın Berhan Batu, doğrusu bende, bu bahsle alakalı olarak, kesenin aazını ööle ilk gönderinizdeki gibi 1500 falan değil de, epey bir açmanızın lüzumlu olduğu istikametinde bir kanaat hasıl oldu. Bu, elbette tamamıyla sizi ilgilendiren bir husus lakin, mevcut piyasa şartlarında daha hızlı ekipman tavsiyesi taleb ettiğinizde de... Kese... Kese Sayın Berhan... Takdir edersiniz ki, kesenin aazının da, hiç ööle ''civarı''larla falan bulanıklaşmadan, NET OLARAK ne kadar daha açılabileceğinin böylesi bir talebe eklenmiş olması söz konusu... İkinci gönderinizde daha ''hızlı''ekipman talebinize bir fiyat aralığı eklememiş, belirtmemiş oluşunuz, ilk gönderinizdeki ''1500 civarı'' ibarenizi de müphem kılıyor. Net olunuz; böylelikle, gitgide ,oynarken de çivi ve çivisipinkslerinizde bir netleşme olacak,kuvvetle muhtemeldir ki kah siz, kah rakibiniz, siz daha net vurdukça, çıkan şaaak!.. şırraaaak! ..şırraak!..seslerinden, bu netleşişe lezzetyab olarak tanık olacaksınız.
  5. Sayın Berhan Batu, Doğrusu, Sayın Levend mükemmel bir tavsiyede bulunmuş; daha ikinci sıfırını yazamadan 1500'ün 2000 olduğu şu günlerde bir an önce onun işaret ettiği komboyu edinip, temrinlerinize geri dönerek, ekmeğinize güzel bir yağ sürmüş olursunuz. Tavsiyenin,en çok verilen ve en az alınan hususlardan biri olduğu elbette unutulmuş değil, lakin, Sayın Levend'de öylesine fevkalade, öylesine ekonomik ve öylesine işlevsel tavsiyelerde bulunmuş ki, bunlardan birini derhal elde etmek, şimdi bunu unutmak ve öyle devam etmekle, ekmeğinize halis bir yağ sürmüş olmakla kalmamış, masa tenisinize de müdhiş bir katkıda bulunmuş olursunuz. Sayın Levend'in size önermiş olduğu tahta Donic Appelgren Allplay'de mükemmel bir tahta olup, ilerde, üzerine daha kuvvetli lasdikler takarak da tahtanın esnekliği, kontrolü ve de özellikle sipinksliliğinden rahatça istifade edebileceğiniz, İsveç üretimi, İsveç'li, yaşlı, gür sarı saçlı, gözü bozuk ahşap ustalarının, parmaklarına kıymıklar bata çıka, zevk, şakraklık ve bodka ile harman edilmiş, aliyülala, doğrusu her türlü masa tenisi kolleksiyonuna katılası bir mamuldür. Dolusu. Sapının içi dolusu; olmaya sapın içi oyulu. Alınası dolusu. Edinilesi, sapı dolusu, olmaya oyulusu. Kah İsveç'in, kah Japonya'nın günümüzde, gezegenimizin en inkişaf etmiş ahşap endüstrisine sahip olduklarını hatırlayalım, dünyanın o bölgelerinde belirip yetişmiş bu ustalara, bize bu güzel raketleri tasarladıkları, yaptıkları ve gezegenimizde hala işini severek yapanlar, severek çalışanlar olduğu için minnet ve şükran hissedelim.
  6. Ma Te, Ding Ning'e, erkekler kadınlara karşı. 17.40... https://www.youtube.com/watch?v=rg_z1nxt64Y&t=707s&ab_channel=tabletennis"PingSundayEmRatThich"
  7. Ma Te bekhendinde 1,5 mm. süngerli Palıo CK 531A ile oynuyor...
  8. Doğrusu açık ara kürre-i arzın en iyi atak oyuncularının olduğu Çin Süper Ligi oyuncularını üçsı fır üçsı fır, tertemiz sıraya dizen Ma Te'nin başarısını kutlamak konusunda, ekipmanlarına da bakılacak olursa pek çok defans veya defansa yönelik oynayan oyuncunun olduğu böyle bir ortamda, en küçük bir kıpırtının bile olmaması, bir vakitler kesmeciliğe de bulaşmış, çivi de çakabilen kendime dokunuyor vallahi...Bu dediğimi de, kişisel, forumdan ilgi görme isteği-arzusu- ihtiyacıyla karıştırmadan söylüyorum hani. O ayrı. Gerçi Ma Te'nin de insana rahmet okutan bir yüzü var ama, dünyanın en iyi atak oyuncularını böylesine pırıl pırıl ediş de hani Rio de Janeiro festivalinden daha az bir kutlamayı hak ediyor değil. Odamın içinde tek başıma halay çekerek, boşluklara mendil sallayarak kutluyorum Ma Te'yi...Teey!..Teey! Teey!
  9. Sayın Ege VTTA, kısa pütürlü lastiklerin saldırı, bulok veya savunmaya yönelik, muhtelif sünger kalınlıkları ile muhtelif kullanımlarından söz edebiliriz. Savunmaya , (kesmeye) yönelik kullanım haricinde, umumiyetle masaya pek yakın kullanılırlar, masaya yakın ''etkili''dirler. Uzaktan yapılan saldırı vuruşlarında ise zayıf-yavaş- nispeten etkisiz kaldıkları oyuncularca sıklıkla dillendirilir. Bir şeyin kalabalıklarca, sıklıkla öyle olduğu dillendirilse de, bu, o husustaki hakikatin bu dillendirişlerdeki gibi olduğu manasına gelmez. bazen gelir, bazen de gelmez. Hangisi olduğunu, kendinize dair hakikati kendiniz, deneyimleyerek bulmak zorundasınız. Kendi naçizane tecrübelerime yaslanarak, size bazı marka ve kalınlıklarda pütürler takdim ediyorum. Bu bahiste kesenin ağzını bir hayli açmanın icabından söz etmek ise pek lüzumsuz, pek de ''o iş zaten öyle''. Dünya Masa Tenisi pazarında binlerce kısa pütür var. Ancak şu noktaya da dikkat buyuralım ki, topa vurma anında, her oyuncu bir kısa pütür kullanmaktadır. Kısa pütür kullanılacaksa artısıyla eksisiyle, getirdiği götürdüğüyle, nihayetinde tek bir pütür kullanılacaktır. Kullanılan pütür, bazı şeyleri yapmada oyuncunun ekmeğine daha çok yağ sürecektir, ama bazı bakımlardan da dezavantajlı olduğu düşünülebilecektir. Dikkat buyurunuz; pütür kendi başına ne ''avantajlı'', ne de ''dezavantajlı'' değil; o, yalnızca olduğu gibidir. Eh, gönderinizde madem ne oyununuzdan bahsetmiş, ne vidyo göndermiş, ne de kısa pütürden hangi amaçla istifade etmek istediğinizi ifade etmişsiniz, o vakit kendim dahi size aşağıdaki listeyi sunmakla iktifa edeceğim. Bu arada bir kulübe gitmeler ve pütür kullananların raketlerini deneme fırsatı bulmalarınız, bir müddet sonra konu ile ilgili anlayışınızın artması cihetinde ekmeğinize, sözlü anlatım, birilerinden duymalar ve okumaların çok, pek çok ötesinde, unutulmaz yağlar sürecektir...Kimbilir, belki de belli bir pütürü öylesine kendinize has, öylesine şimdiye değin eşi benzerine rastlanmamış bir şekilde kullanacaksınız ki, o kadar olacak yani, bilinmez bu işler. Unutmayınız ,kısa pütür = daha çok antireman. Şayet kısa pütürünüzü ekseriyetle çopçulukta, kesişlerde, hülasa savunmaya/akabinde saldırmaya ( birdir bunlar) yönelik kullanacaksanız, 1,5 mm. ve daha ince süngerli kısa pütürleri tercih ediniz; çivi, atak,bulok için 1,5 mm.1,8 mm. 2.0 mm. ve üzeri sünger kullanmanız menfaatiniz icabıdır. Pütürler: - R.I.T.C. 802, - R.I.T.C 802-1 - BUTTERFLY Challenger Attack -DR.NEUBAUER Leopard -R.I.T.C. 802-40 - YASAKA Rakza PO - BUTTERFLY FLARESTORM II - TIBHAR Speedy-Soft D-Tecs -ANDRO Blowfish - NITTAKU Moristo SP - TSP Spectol -VICTAS VO 102
  10. Hediyesi; Te, Wei'yi de pırıl pırıl çıkarmış.
  11. Harmoni; uyum, ahenk...Atak gücü ve yeteneklerini kesmeciyle uyumlu hale getirmenin mühim olması...Te, Shi'yi pırıl pırıl çıkarmış, sakız gibi, tertemiz...Appacık...pürüzsüz...Bekhend süngerli uzun pütüründe 1,5 mm.Palio'dan 1,5 mm.Victas Curl P4'e geçmiş olan Te, Maç sürecinde forhend kesmelerine abanabildiği kadar abanmış, zira H3'le yaptığı ''ortalama''dolu kesiklere Shi rahatça sipinks çekiyor, Te de pek çok bekhend kesmeyi taşraya atmış...Te, uyumayıp, forhend kesişlerindeki çeşitlemelere ihtimam göstermiş, Shi ise bu yeni düzenlemelerle yeni, tam o anda icab eden bağlantıları kurup, sipinkslerini ayarlamadan, kendi şartlandığı katılık ve kıpırtısızlık nispetinde, alıştığı gibi, mukabelelerde bulunmuş, böylece oluşan rallilerin sayılmasını müteakiben, netice üçsü fır olmuş, Dünyanın nice en üst seviye yiğitleriyle, Kore'nin, Çinimaçin'in nice Maalonk'larıyla, Fanzendonk'larıyla başabaş kapışma evsafına haiz Lin Shidong, maçtan Burgaz'ın camları gibi pırıl pırıl çıkmış...Yaa işte, siz de yapabiliyorsanız 3-1 veya 3-2 yerine daima 3-0 yapınız, rakibinizi böyle yapmaktan imtina etmeyiniz. Neden mi? Burada bir lahza duralım. Ne de olsa, bu, başlıbaşına başka bir yazının konusu olabilecek bir bahs.
  12. Doğrusu, hayatın, Lind üzerinden böyle işleyişi, yürümesinin bile zor olacağını belirten doktorlar için yepyeni, sürprizli, üzerine eğilinmesi, başlıbaşına incelenmesi lazım gelen, güzel vücutlarımız ve hayat üzerine, pek çok yeni şey öğrenilebilecek bir süreç gibi görünüyor.
  13. Şüphesiz ''Nezaket yapmiyorsunuz''. Dediğim tam anlaşılmamış, yanlış anlaşılmış, sonra da yanlış anlaşılan inkar edilmiş. Bakın, bir önceki gönderimde ''nasıl olsa bir gönderiyi CART! diye silebildiğiniz şartlarda, böyle ''nezaketçilik''lere falan hiç gerek yok. Hele de gerekçesini açık seçik bildirmeyecekseniz hiç.'' diye yazmışım. ''Nezaket yapıyorsunuz '' falan denmiyor size...Hay allah, bu durumda polemik de yapamayacağız desenize...
  14. Oksijenli suyla yıkamanın bu bahste ziyadesiyle faideli olduğunu deneyimlediğimi eklemek isterim. Bir dolmuşun arka koltuğunda, Sadri Alışık bu yöntemi Mualla Sürer'e eve gidince uygulaması için tavsiye ediyordu; ilk orada duymuştum. İsteyene link de atarım, lakin madem siteril kalsın istiyorsunuz, hiç yormayayım kendimi. Bilakis, cuk oturdu. Sayın Esrarte'ye yazdığım gönderi silinmiş diyorum, hala -eceği, -acağı mı kalmış... Gönderilerimi yanıtlamak yerine, yanıtlanmasının tatsızlığa neden olacağı gönderiler ''azaltılacak'' sa eğer, bu, sizin bileceğiniz bir şey, bana bildirmenize, nasıl olsa bir gönderiyi CART! diye silebildiğiniz şartlarda, böyle ''nezaketçilik''lere falan hiç gerek yok. Hele de gerekçesini açık seçik bildirmeyecekseniz hiç. Yazan haricinde kimsenin, seyrettiği Dünya şampiyonasının finalinin bh şutopla bittiğini bir kere de buradan okumanın meraklısı olduğu kanaatinde değilim. Yanılıyorsam düzeltiniz.
  15. Doğrusu, tam da bu konunun başlığıyla en alakasız mesajın tam da bu olduğu kanaatinde olduğumu ifade etmek isterim; yazmış olmak için mi yazılmış (hoş, zaten her gönderi böyledir) orasını tam bilemeyeceğimden, bizzat bu gönderinin azaltılacaklar listesinde başı çekmesi gerektiği kanaatindeyim, ivedilikle. Oysa böyle olmamış, yerine, Sayın Esrarte'nin gönderisi üzerine kaleme aldığım satırlar silinmiş, yerlerinde yeller esiyor, sankim hiç gönderilmemiş, postlar muvaffakiyyetle azaltılmaya başlanmış, araya Ovtcharov, Lebrun kardeşler, Moregard'ın erkenden elenmeleri falan, böylece mevzu da gayet siteril kalabilecek gibi görünüyor, bıravo! Peki neden? Neden sıtarlarımızın ( artık nereden sıtarları-mız oluyorlarsa ) veteranlık vakitlerinin geldiğini kabullenmek çok zor? Kabullenmesek te, ''veteranlık'' vakti geliyor işte. Tek gidiş bileti...
  16. Sayın Smetmusti91, Doğrusu, sukordan bağımsız olarak, öyle ikon isimlerin değil de, hani, toplumun kendi arasında bahs edebilmek için isim taktığı cisimlerin, bizzat kendilerinin oralarda olmasını daha da çok istediğimi ifade etmekten kendimi alamayacağım. Ne de olsa, o güzel oynayışları, o enfes sipinksleri göz önümüze getiren, oyuncuların isimleri değil de cisimleri, o ahenkle devinen kemikleri, etleri, adeleleri, uzuvları, kasılıp, gevşeyişleri... Hamiş: Oyuncuların isimleri olmasına, bu isimlere karşı olduğum izlenimini bırakmak istemediğimin anlaşılmasını isterim. Kendi aramızda onlardan bahsedebilmek için, elbette oyuncuları bir takım isimlerle eşleşleştireceğiz. Lakin kullanırken, ne bu isimlerle o canlı, yaşayan oyuncuyu karıştıralım, ne de o oyuncuyu o isim zannedelim.
  17. Sayın Emre İmamoğlu, bu ay sonunda Günay Afrika'da yapılacak Dünya şampiyonası'nda seyredemeyeceğimiz Timo Boll hangisi, belirtilse sanki daha rahat edilecek...Bu Timo Boll, 2003'lerdeki, hızlandırıcı yapışkanla bir hayli yoğun zamklanmış, maksimum Sırayvır'larla paso forhent sipinks çeken, nispeten taze Timo Boll mü, yokusa aradan geçen yirmi yılda ''yaşlanmaya'', şişmanlamaya, organları kaçınılmaz olarak çürüyüp dağılma süreçlerine girmiş, gayrı gitgide, kendini, alıştığı tarzda taşıyamaz hale gelmekte olan, günümüz ''TİmoBoll''ünden mi bahsediliyor... Ne de olsa iş, alışılagelmiş tarzda, beylik konuşma kalıplarıyla ifade edildiğinde sanki hep aynı Timo Boll'den bahsediyormuşuz gibi oluyor. Oysa ''Timo Boll'' , canlı, şu anda da akmakta, saçları, tırnakları uzamakta, iltihaplanmakta olan bir süreç...Doğrusu, lakırdı çarpıştırırken, bu hususu, gözden kaçırmakla ekmeğimize yağ falan sürmemiş ve tekrara düştüğümüz kanaatinde olduğumu ifade etmek istiyorum. O bakımdan, bu bahis konusu süreçte, hangi Timo Boll'ü seyredemeyeceğimizin açıklığa kavuşmasının ehemmiyet ve lüzumundan dem vurmak, doğrusu pek naturel geliyor...Naturel geliyor da, nasıl olsa hangi Timo Boll'ü seyredemeyeceksek, o Timo Boll'ü seyredemeyecek olacağımızdan, bu durumda bahis konusu ehemmiyet ve lüzumdan dem vurmaya pek gerek varmış gibi görünmüyor. Yok, hani de denirse, siz hangi Timo Boll'ün oynayamayacağını farz ediyorsanız onu farz ediniz, o vakit kendim de anlarım ki zaten öyle yapıyorum, yerine de Ruwen Filus zaten oynuyor...Lakin maçlarında kullanacağı Feint Long3'ler hala ambalajlarında, Filus'un DiodeV 'ine yapıştırılmamış, Filus'un valizinde dururken, Boll'ün yerine maça çıkacak, kaçıncı Feint Long 3'lü, hangi Ruwen Filus'tan bahsediyor olacağım?..
  18. beşyüziki

    Forum öldü mü

    Sayın Moktav, Takdir edersiniz ki, Masa Tenisi oynuyorsak, bu iş için gerekli malzemeleri edinmemizin zaruriyeti de kabak gibi ortadadır...Ve elzemdir. Yıllardır Masa Tenisi oynamama rağmen, umumiyetle, bu iş için gerekli malzemelerin fiyatlarında düşüş olduğunu hemen hiç deneyimlemedim. Buna rağmen ''işten ziyadesiyle tad alıp, lezzet bulmaktan'' da geri kalmak bir yana, bilakis, kudurdukça kudurdum. Elbette, şikayet etme ihtiyacımı gidermek için, kah bir şort, kah bir tahta, kah yeni çıkan bir lasdiği kullandığım gibi, cemiyyetimizdeki pek çok fert gibi, Masa Tenisi ekipmanları dışındaki başka ürünleri de şikayet bahanesi olarak kullanmaktan geri kalmadığımı ifade etmek isterim. Bu süreç boyunca''Şikayet etme''nin ise hep yerinde kaldığını, şikayet edilen konu ne kadar değişse de, şikayet eden tarafın hep orada, iççeezimde olduğunu, ikide bir aktive olduğunu ilave etmek isterim.
  19. Sayın 42twgag1t1, mevcut şartlarda sualiniz cevaplanamaz. Andığınız ekipmanlardan ne çeşit bir oyun tarzı için istifade etmeyi pilanlıyorsunuz, bunu açığa vurmanız lazım gelir. Yoksa mesela Sayın Alievmez'in dile getirdiği istikamette, yine aynı derecede kıymetli, farklı yaklaşım, netice ve beyanlarla da karşılaşmamız muhtemeldir. Şayet öküzle, uzaktan kesmeden, masabaşı bulok yapıp, forhend atak kollayıp, çivi ve sipingsle muzaffer olmak peşinde iseniz, andığınız malzemeleri bir arada kullanmakla ekmeğinize yağ sürebileceğiniz söylenebilir. Sert satha zamklanmış öküz pütürle, rakipten gelen topun temas( ve dahi sürtünme ) süresi daha kısa olacağından, sipin rivörsıl tesirinin de azami olacağı söylenebilir. Şayet oyununuz ekseriyetle pütürle masa başı kesme-bulok ve forhend atak şeklinde değil de, topu düşürerek, nispeten kılasik müdafaa şeklinde, ekseriyetle uzaktan kesmek ve forhent çivi ve kontıra sipinkslerle sayıya koşmak ise, o vakit daha yumuşak bir tahta, hatta öküz değil de lastiğin altına biraz sünger (0.5, 1.0, 1.5 mm. gibi )koyduğunuz bir kullanış tarzıyla ekmeğinize yağ sürmüş olabileceğiniz söylenebilir. Elbette kah sert-hızlı, kah yumuşak, esnek- yavaş tahtaların ve oynayışların icabettirdiği teknikleri icra etmede ustalaştığınız takdirde. Bu da dikkatli ve mütemadiyen temrinle mümkün. Tahtalar ve satıhlarına tespit olunmuş lasdikler, ne uyumlu ne de uyumsuzdurlar; onlar, olduğu gibidirler. Ancak belli bir süre zarfında, temrinler yaparak, kendimiz bu ekipmanlara uyumlanabilir ya da uyumlanamayız. Öznel gerçeklik algımızı sanki ekipmanların özelliğiymiş gibi dış dünyaya yansıtmak, ( Sizce uyumlu mudur?) tarzı dili de böyle kullanmak, şayet mevzubahis hakikat ise, ilaveten, ayrımsama ile deneyim (bilgi) eksik ise, bu, uyumsuzluk, bulanıklık ve de dıravdan cavlamaya sebep olmaktadır.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..