Timo Boll

Bu görev gerçi bana düşmüyor ama, nacizane hatırlatmak isterim: Burda arka arkaya ilk dört kuralın dördüde çiğnenmekte! FORUM KURALLARI 1. Yazılarda sadece masa tenisiyle ilgili konulara yer verilmelidir. 2. Kişisel kavga ve tartışmalar diğer üyeleri ilgilendirmemektedir ve forumun dışında yapılmalıdır. 3. Mesajlarınızda diğer kullanıcılar için agresif, küçültücü veya aşağılayıcı ifadeler kullanmayınız. Kendi fikirlerinizi ifade etme hakkınız var ama bunu başkalarını kızdırmadan yapınız. 4. Terbiyesizce, aşağılayacı, ırkçı, vatan düşmanlığı, din düşmanlığı, seks, küfür, tehdit, kişilerin özel hayatına müdahale eden ve kanunlara aykırı ifadeler içeren yazılar forum yöneticileri tarafından silinecek ve bunları yazan üyeler uyarısız forumdan dışlanacaklardır. Forum yönetimi kullanıcılara fikirlerini açıkça paylaşabilecekleri bir ortam sunmaktadır. Eğer bu fikirler veya ifade ediliş tarzları diğer kullanıcıları rahatsız edici boyutlarda olursa yönetim bu kullanıcılara karşı yasaklayıcı tedbir alabilecektir. Bellek: "Sayın arkadaşlar kırmadan dökmeden son yazılarınız alalım" Benden: SON !!!!

Çok teşekkür ederim. Kesinlikle aydınlatıcı ve yazdığınız gibi de genel bir bilgi olmuş. Benim bilmek istediğim sizin kısa pütüre karşı nasıl oynadığınız. Uzun pütüte ve anti ye karşı oyunun genel olarak nasıl oynandığı çoğu yerde öğrenilebiliniyor ve herkes de bu konuda hemfikir. Bana kısa pütürde sanki farklılıklar var gibi geliyor. Ondan dolyı sizin kısa pütüre karşı taktiğinizi bilmek isterdim. Saygılar

Sayın Myilik2002, bir atak oyuncusu pütüre karşı nasıl oynamalı? Taktiği ne olmalı? Cevabınız için şimdiden teşekkürler.

Bence şimdi top sayın 502 de. Umarım olumlu bir cevap alırız ve bu karşılaşma gerçelşeşir. Forumdaşlarda seyirci olarak davet edilirse ekmeğimize yağ sürmüş oluruz.

Sayın Myilik2002, O zaman ikinizi de bir maça davet ediyorum. Ben çok uzaktayım ama oralarda bir hakem mutlak bulursunuz. Birde video kayıdı yapıp beraber çay, kahve içtiğinizi görmek sadece beni değil bütün forumdaşları mutlu edeceğinden eminim. Ne dersiniz?

Ben bu tartışmayı gereksiz de bulsam en azında saygı çerçevesinde olmasını beğeniyorum. Bir ara sayın Lznxis gibi beğenenlerin çok olacağını düşünerek acaba sayın 502 forum görevlilerinden mı acaba diye bile düşündüm. Biliyorum insana çok abest gibi geliyor, ama amaç çekici olmak ise? Eğer öyle ise yinede bir eksik var bence: Birer saz. Aşıklar sazı ve ortam! Buyurun:

Kimse abi benim boyum uzun ondan dolayı ben masa tenisi oynayamıyorum demesin. Bakın 205 cm boyu ile Vlademir Anca nasıl oynuyor!

Sayın TSuBaSa, biraz Nasredin hocaya benzeyecek ama sizde haklısınız. Burda ben dilimin yettiği kadar yazıyorum. Kendi kendini yetiştirmiş derken elbette bir odaya çekilerek yalnız başına bu seviyeye geldiğini kastetmiyorum. Daniel ilk önce, iyi bir oyuncu olan, babası tarafından yetiştiriliyor. Ama neticede oda bir amatör. Daha sonra takım ve kulüp arkadaşlarıyla kendini geliştiriyor. Ama bunu hemen hemen her amatör böyle yapıyor. Danielin babasının TT.News da zaman, zaman yazılarını görüyorum. Bu bilgileride orda almıştım. Hatırladığım kadarınca Daniel sadece milli kampa degil, hicbir kampa çağrılmamaış. Bu da çok fark eder.

Evet haklısınız Bilal bey. Kendi kendini bukadar geliştirmiş birisinin stilini değiştirmiş olsa bile eğitim aldığında bambaşka yerlere gelebileceğini düşünüyorum. Bunu da stil değiştirme yanlısı olmayan birisi olarak yazıyorum. Çünkü bakarsanız hemen hemen hiçbir oyuncunun haraketleri birbirine benzemiyor. Bu üst seviyede de böyle. Mesela Ma Long, Xu Xin ve Fanzengdong. Aynı eğitimde geçmiş olmalarına rağmen. Doğrusu da bu aslında.

Gerçi yeni bir maç değil ama bence oldukca lezetli. Daniel Kleinert ın kendi kendini yetiştiren birsi olduğunu düşününce benim gözümde dahada kıymetli oluyor. Masa teniscisi yetiştirme kamplarında bu genci Ruwen Filius tarzında yetiştirmeye çalışmışlar. Daniel de kendi stilinde kalmayı tercih edincede birdaha kampa çağrılmamış ve kendi dendini bu seviyeye kadar getirmiş. İyi seyirler diliyorum.

Burda oynayan Karakasevic adlı arkadaşıın ismi Karakaş kelimesinden mi geliyor acaba? Merak ettim doğrusu. Bileniniz varmı? Yani bu arkadaş Türk asıllımı? Yiğenleri tebrik ediyorum. Karakasevıc gibi güçlü bir rakibi 3:1 yeniyor! Görüntüdeki son maç!

Ertan bey çok doğru söylüyorsunuz. Ben Harimotonun yeni tanınmaya başladığında bşyle küçük yaşta başka çıkmaz derken hemen arkasında Sora Matsushima ve kardeşlerini gördüm. Gördüğünüz gibi daha da arkada geliyorlar. İnanılır gibi değil. Ben bu yetenekleri gördükce masa tenisi yerine pin pon oynuyorum diyesim geliyor.