Toranomon

Arkadaşlar gördüğünüz gibi, Tufan Yalçın tüm duyarlılığıyla ve vakit yitirmeksizin buluşmanın organizasyonuna el atmış durumda. Önerdiği tarih, benim gibi Ankara'daki forum üyelerinin büyük çoğunluğuna uyar. Ama asıl önemli olan, Ankara dışından buluşmaya katılmayı arzulayan arkadaşların düşünceleri. Henüz önerilen tarih hakkında görüş bildirmemiş olan arkadaşlar lütfen biran evvel düşüncelerini ve alternatif tarih önerilerini belirtsinler. Birbirlerini sadece yazılarından bilen üyelerin, dünya gözüyle tanışmasının ve sanki birbirlerini yıllardır tanıyormuşcasına içtenlikle kaynaşmasının hazzını geçen yılki İzmir buluşmasında tattık. Gönül istiyor ki, tüm forum üyeleri bu keyfi yaşasın, üyeler arasındaki anlayış ve dayanışma daha da güçlensin. Ancak, belirlemek zorunda olduğumuz buluşma tarihi, maalesef bazı arkadaşlarımıza uymayacak. Bu nedenle, mümkün olduğunca azami sayıya ulaşmaya gayret edelim.

Değerli forum üyeleri, Bu yılki forum buluşmasının Ankara'da düzenlenmesi konusunda genel bir eğilim belirmiş durumda. Geçen yıl 7-8 Ağustos İzmir buluşmasının ilk "resmi duyurusu" 6 Şubat'ta yapılmıştı. Hatırlanacağı üzere, hazırlık süreci epey uzun sürmüştü. Üstelik buluşmanın tarihi en başından itibaren belli olmasına rağmen. Bu nedenle, Ankara buluşması için yavaştan hareketlensek fena olmayacak. Öncelikle buluşmanın tarihini belirlemeye çalışalım. Yine cumartesi-pazara denk getirelim. Katılmayı düşünen arkadaşlar, filanca ayın/ayların, falanca haftasonu/haftasonları şeklinde kendilerine uygun tarihleri bildirsinler lütfen. Önümüzdeki bir ay içinde tarih konusunu netleştirebilirsek, başta Tufan Yalçın olmak üzere Ankara'daki forum üyelerinin elbirliğiyle gerekli hazırlıklara başlayabiliriz.

THY ile İstanbul çıkışlı Tokyo gidiş-geliş bilet fiyatı 1.050 dolar. Kimbilir kaç yıllık malzeme parası. Bence cebinize zarar. Hem ben bir ay sonra dönüyorum. Buraların bensiz tadı olmaz. Yine de siz bilirsiniz. Yerinizde olsam Tokyo ziyaretini bir başka bahara erteler ama ne yapar eder Ankara buluşmasına katılırım.

Madem bu forumda bu soruyu sordun, bir cift yanit vereyim. Birincisi yanlis adrestesin. Burasi moda degil masa tenisi forumu. Ikincisi ise seni hayal kirikligina ugratabilir cunku artik guzel giyinen degil giyinmeyen guzel unluler "in".

Tsu, merak etme birakmazsin. Tam tersine Violin ile masa tenisine daha cok baglanirsin. Hediyesi sadece 12.600 yen. Bu fiayata Almanya'daki en fakir isci bile baliklama atlar.

olmaz olmaz deme olmaz olmaz. :gulumse:

Violin'in China Pen versiyonu da olduğunu bir kez daha hatırlatma ihtiyacı hissettim her nedense.

Aman Allah korusun! Merakının boyutunu tam kestirememişim. Ama şimdi anlaşılıyor ki fazla merak etmemişsin. Şimdilik Arsun'un aşağıdaki tepkisi yeterli sanırım: Arsun, İyi misin? Bence de off+ değil. Ama off da değil. :

İkinci Dünya Savaşı'nın bittiğini duymadığı için 22 yıl boyunca elde tüfek siperde bekleyen meşhur Japon askeri gibisin valla. Gergely'nin, tıpkı kendisi gibi sert olan helvasını yiyeli neredeyse 5 yıl oldu yav. :

Atarlar tabii ama MAliOner'in tarifine ve karşıladığında topun yükseklik kazandığını belirtmesine bakıldığında, sözkonusu servisin kesik veya boş olmadığı açık. Cam sileceği farklı yani. : Senin bahsettiğin gibi bu servisin aynısının kesiğini de atabilenlerin cam sileceği çift değil de tek silecekli otomobillerinkine benziyor. Yani camın ortasına doğru geldiğinde sileceğin boyu burgu yemiş gibi küçülüyor. : Oysa bak MAliOner ne güzel tarif etmiş: Tamamen konvansiyonel bir silecek.

Nasıl bir servis olduğu gayet açık. Top ve side spin içeren uzun bir servis. Spin yönünün aksi istikamete ve yine top spin içeren bir vuruşla karşılanmalı derim.

Kreanga şimdiye değin doğru yoldaydı. Anxious ve Togay gibi o da Primorac Carbon kullanıyordu. Ancak, Butterfly zavallının kanına girdi. "Sen artık başkalarının raketini kullanamayacak seviyeye geldin" dedi ve tarihinde ürettiği en pahalı tahta olan "Kreanga Carbon"u zavallı Keanga'nın eline tutuşturuverdi. Artık bu tahtayla oynamaya mahkum. Kreanga'dan sonra bu durumdan en çok etkilenen ikinci şahsiyet ise Atlantik ötesindeki yakın bir dostumuz oldu. Babası, akıllı uslu olsun diye adını Arsun koymuştu oysa. Ama bugünlerde Violin'i boynuzlamanın "Arsuz"luk eşiğine gelmiş durumda. Tıpkı Tufan Yalçın gibi. O da 40 yıllık Gergely'sine sırtını dönmek üzere. Ah Butterfly ah! Kayserili'den yamansın. O ne tahta kardeşim öyle. Boyamışın bir de metalik gümüşe, çil YTL bile sönük kalıyor yanında.

Madem o kisiyle surekli oynuyorsun, surekli ayni sekilde karsilama. Farkli vuruslar dene. Hangi karsilama seklinin dogru oldugunu kesfetmeye calis.

Sevgili Freud, mesajını okuyunca çok duygulandım. İade-iziyaret için buralara kadar zahmet etmene gerek kalmayacak çünkü gelecek aydan itibaren Ankara'da olacağım. Seni ve tüm arkadaşları Ankara'da görmeyi diliyoruz. Evet millet; "İzmir buluşmasının tadı damağımda kaldı" diyenler, "Ah keşke ben de katılabilseydim" diye hayıflananlar, "Bu sefer Violin'i parçalayacağım" diye diş bileyenler : , abiler-ablalar, büyükler-minikler hepinizi Başkente bekliyoruz.

H3 Prolar da öter merak etmeyin. Bunun için Çin'de veya Laçin'de özel yapıştırıcı aramaya ve 3-4 kat zamklamaya gerek yok. İşte benim ıslak yapıştırma yöntemim: 1. Fırçanızı hızlandırıcı kutusuna iyice daldırıp bol zamkla yükleyin. 2. Süngerin ortasından başlayarak ve fırçaya hafif bastırarak zamkı tüm satha eşit bir şekilde yedirin. 3. Hiç zaman yitirmeden lastiği "zamk sürülmemiş tahtaya" serin ve lastiği fazla germeyecek şekilde avuç içiyle veya ruloyla tatlı bir kuvvet uygulayarak yapıştırın. 4. Aynı işlemi diğer lastiğiniz için de yapın. 5. Beş-altı dakika sonra her iki lastiği de sökün. 6. Bu kez hem lastiklere hem de tahtanın iki tarafına ince zamk sürün ve vakit yitirmeden yapıştırın. 7. Öttürün Not: Maç veya antrenman seansı bittiğinde lastiklerinizi derhal sökmeyi unutmayın. Bir dahaki yapıştırma işleminden önce de tahtanızın üzerindeki zamk kalıntılarını temizlemeyi ihmal etmeyin. Ama bunun için sakın zımpara falan kullanmayın. Kesilen lastiklerden artan parçalar tahta temizlemek için idealdir. Artan lastik parçalarını aynen silgi gibi kullanabilirsiniz.

Allah hepimizi ıslah etsin.

Ben de aynı düşüncedeyim. Yılbaşında evde oturmayın. Sevdiklerinizle dışarı çıkıp masa tenisi oynayın. Herkese mutlu yıllar.

Nittaku kataloğundaki verilere göre Violin'in hızı 10.5, kontrolü 8.5. Acoustic'in hızı 10.7, kontrolü 8.3. Ağırlıkları eşit, buna mukabil kalınlıkları farklı. Violin 5.3 mm, Acoustic ise 5.7 mm. Acoustic hakkında Nittaku'nun bir cümleden ibaret yorumunun çevirisi de şöyle: "Violin'den daha kalın ve yumuşak olan Acoustic topu mükemmel kavrar, atak ve blok vuruşları istikrarlı ve hatasız yapar." Yasaka'nın en hızlı shake tahtası olan Dynamix 17'nin hızı, Violin ve Acoustic'e yakın gibi. Bu kanıya, Donic ve Stiga ile organik bağı olan Yasaka'nın, her üç markanın tahtalarına ait karşılaştırmalı hız-sertlik tablosunu inceleyince vardım. Tabloya göre: Stiga'nın Titanium, Titanium 5.4 WRB, Kevtech WRB ve Tube Aluminium tahtaları Yasaka Dynamix 17'den daha hızlı. Dynamix'e en yakın tahta ise Clipper Wood WRB. Donic serisinde ise Chuan Senso Carbon ve Persson Power Carbon. Yukarıda belirttiğim Stiga tahtaların (Ertan Bey'in yedek Titanium'u ile bir saat kadar oynamışlığım hariç) hiçbirini kullanmadım. Ama normal Clipper'ı (WRB'ye oranla daha hızlı) uzun süre kullanmıştım. Violin, normal Clipper'dan daha hızlı.

Violin ile ilgili tafsilatlı bilgilere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. http://www.masatenisi.org/forums/index.php...c=247&hl=violin

Aramıza hoşgeldiniz. Kendiniz ve projeleriniz hakkında özet de olsa bizleri birinci ağızdan bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim. Bir arkadaşımız projelerinizi anlatan bir tanıtım broşürü dağıttığınızdan bahsetmişti. Bu broşürün, sizi destekleyeceğini bildiren Tufan Yalçın'a da ulaştığı anlaşılıyor. Size ek bir zahmet vermeyecekse, sözkonusu broşürde yer alan bilgileri forum ortamında bizlerle de paylaşırsanız memnun oluruz. Forum üyeliğinizin kalıcı olmasını ve seçimin gönlünüzce sonuçlanmasını dilerim.

"Olağanüstü" dedirtecek nitelikteki projeleri merak ettim doğrusu. Broşürü hala muhafaza ediyorsan, "tam bizim istediğimiz şeyler" olduğunu düşündüğün sözkonusu projeler (tamamı değilse bile çarpıcı gördüğün birkaçı) hakkındaki bilgileri aktarırsan, bizlerin de merakını gidermiş olursun.

Merhaba Ercins, İki mesajın tarihlerine bakınca, hatırı sayılır bir bayram tatili yaptığın anlaşılıyor. Aradan 50 gün geçmiş. Kusura bakma ama; kendimizin başlattığı ve üstelik tepki beklediğimiz bir konuda diğer üyelerin neler yazdığına bu kadar geç bakılmasını doğru bulmadığımı belirtmek istiyorum. Bu, "biraz geciktim" demekle ifade edilebilecek bir zaman dilimi değil. Yazılanları keyifle izledim. Ancak, birşeyler karalamak istediğimde, neden kaynaklandığını bilemediğim bir sezgi tarafından sürekli engellendim. Hiç tanımadığın anlaşılan ve esasen forumun en sevilip sayılan üyeleri arasında yeralan bir arkadaşımıza yönelik sarf ettiğin ifadeleri okuyunca, kendimi frenlemekte haksız olmadığımı anladım. Yanıtını bulmaya senin de kafa yormanı istediğim soru şu: "Konuya dahil olmuş olsaydım ve onca kişi içinden şimşeklerin sadece bana yönelmiş olsaydı, sözkonusu arkadaşım gibi uykumdan feda edip, son derece samimi ve yapıcı ifadelerle izahta bulunma özverisini, olgunluğunu ve sevecenliğini gösterebilir miydim?" Benim yanıtım belli: Hiç sanmıyorum... Ya senin ki?

Henüz tecrübe etmedim. Niyetim de yok (şimdilik). Yine de benden yorum istediğini okuyunca, bu tahta ile bir çift 2.1 mm Bryce FX'in sana yakışabileceğini aklımdan geçirmedim değil. Fikir vermesi açısından Butterfly'ın hız-sertlik-yumuşaklık çizelgesine baktım. Gergely'den biraz daha yumuşak ve yavaş. Hızı, tamı tamına Timo Boll Spirit ile Gergely'nin arasında ve Kong Linghui Special'a yakın. Sertlik derecesi ise Primorac Carbon'un biraz altında. Bir göz at diyeceğim ama, uykuların kaçarsa beni sorumlu tutma. : http://www.takushin-sports.co.jp/butterfly...anga-carbon.htm Violin'den biraz bahsetmek yetmez Arno, sabahlara kadar dinlemek lazım. Tufan ağabeyin duymasın ama Gergely'den sıkılmaya başladın galiba.

Butterfly, tarihinin en pahalı tahtasını piyasaya sürdü (21 Eylül 2004). Kreanga Carbon OFF +. Fiyatı 15.750 Japon Yeni. (1 ABD Doları=105 Yen) Karbon olarak Tamca.ULC kullanılmış. (ULC: Uniaxial Light Carbon) Bu karbon hakkında; Gergely, Primoroc, Schaleger ve Kumpuru'da kullanılan Tamca 5000 ile aynı hızda fakat sertlik ve top hissi dengesinin daha iyi olduğu belirtilmiş. Bu arada Violin'e kardeş geldi (21 Ekim 2004). Nittaku Acoustic. Ağabeyi ile aynı kilo ve boyda, 0.4 mm daha kalın, bir nebze daha hızlı buna mukabil daha az kontrollü olan yeni kardeşin fiyatı da Violin ve Kreanga gibi 15.750 Yen.

Antalya'ya memnuniyetle uzanırım tabii fakat bendeki Kong tahtaya dün Simurg sulandı. Aslında İzmir buluşmasında tahta yanımdaydı. Ama merak bu işte, insanı nerede ve ne zaman saracağı belli olmuyor. Bu arada, seni ve nişanlını tebrik ederim. Dilim döndüğünce açmaya ve seni sevindirmeye çalışayım. : Bildiğin üzere, sert ya da yumuşak hisli olsun, genelde tahtaların kalitesinden bahsedildiğinde, sweet spotlarının genişliği ve titreşimlerinin azlığı ön plana çıkıyor. Üreticiler de bunu başarmak için klasik beş katmanlı tahta üzerinde oynayıp duruyorlar (carbon, arylate, texalium, aluminium, kevlar, titanium, 7-9-11 katmanlı tahta vs.). Bu nedenle, eskiden tahtalar ortalama 5 mm kalınlığındayken, şimdilerde PingPongMan'in Re-Impact'ı gibi şişmanladılar. (Laf aramızda, Ping tahtası ile kendi cüssesinin uyumlu olduğu görüşünde). Yalnız burada bir parantez açıp, tek başına arylate veya soft carbonun (nadiren kullanılır) esnekliği artıran katmanlar olduğunu belirtmeliyim. Senin kullandığın ve diğer karbonların genelinde ise titreşimi önlemek amacıyla sert karbon kullanılır. Sweet spotu artırmak ve titreşimi azaltmak için başvurulan yöntemlerin yarattığı en büyük dezavantaj, tahtanın doğasında varolan esnekliğin azalması. Pekiyi tahtanın esnek olmasının faydası ne? Esnek ile esnek olmayan tahta arasındaki fark, kuru ile hızlandırıcı zamk sürülmüş lastik arasındaki farka benzer. Benzer bir analog, oklava ile kızılcık sopası arasında da kurulabilir. Esnek tahta, gelen topun enerjisini emer, emmekle kalmaz, gelen topun enerjisinden de yararlanarak kontrollü bir şekilde geri gönderir. Dwelling time (raketin topla temas süresi) artar. Özellikle de sert-orta sert süngerli lastik kullanan, masaya yakın ve bilekten spin ağırlıklı oynayanların (Kong ve Waldner) esnek tahta tercih etmelerini de buna bağlıyorum. Bu tahtalar genelde ince olur, kalınlıkları 5 ila 5.5 mm arasındadır. İnsanın aklına, "Bu kadar inceliğe rağmen, esnek, titreşimsiz, hızlı, sweet spotu geniş, üstelik hafif ve dayanıklı bir tahta nasıl mümkün olur?" sorusu geliyor ister istemez. Kendisi gibi sırrı da ince bu tahtaların.