AhmetSozmen

Burak kardeşime katılmakla beraber, belki bu iyi oyuncularla sürekli antrenman yapacak olan sporcularımızın oyunlarının daha da ilerleyeceğini ümit ediyorum. Eğer ümit ettiğim bu olay gerçek olursa o zaman "iyi ki de Çinli oyuncu transfer etmişiz" diyeceğim. Bir de Çinli olmasının iyi oyuncu olmasından dolayı transfer edilmesinin yanısıra belki (mesela Avrupalı bir transferden) daha ucuza gelmesi sebebiyle de transfer edilmiş olabileceğini düşünüyorum. Yani bir taşla 2 kuş

Bu arada Samsonov'un centilmenliğiyle ilgili birşey daha aktarmak istiyorum, birçok oyuncunun yapmadığı birşeyi de yapmaktadır Samsonov centilmenlik adına, o da nedir ? Oyun içinde bir topu fileden giderek rakibin dengesini bozar, rakip topu karşılar ama dengesi bir kere bozulmuş olduğundan bir türlü toparlayamaz ve birkaç kez daha top gidip geldikten sonra sayıyı Samsonov alır. İşte o sayı içindeki fileden giden o top vesilesiyle doğrudan değil de dolaylı olarak sayıyı kazanmış olan Samsonov burada da pardon demeyi asla ihmal etmez, ki böyle bir durumda pardon diyen oyuncu (Türkiye'de) görmedim diyebilirim.

Doğru söylüyorsun Sina, oyun sırasında rakiple problemli bir profil değil, tam tersine sportmen, samimi bir profil çizmek en iyisi, çünkü bana göre spor centilmenliktir. Samsonov'u hep seyrederim, sempatiktir, centilmendir, dünyanın neredeyse (şu anki) en sevilen masa tenisçisidir, çok da güzel oynar, oyunu basitleştirir, hatta o kadar basitleştirir ki, herşey kolay görünmeye başlar, iyidir Samsonov

Burakcığım senin FH spinlerin de çok iyi, bir kez başladın mı maşallah sonu gelmiyor :gulumse: üstelik öyle de bir defansif yönün olacağını beklemiyordum, çok sabırsız oynadım sana karşı, ama şimdiden hazırlıklı ol, kısmet olursa bir dahaki maçta bir topspin, arkadan fastspin değil, arka arkaya topspinler yapacağım. Fastspinlerin hepsini çıkardın mübarek : Şaka bir yana tebrik ediyorum seni, çok güzel oynadın. Tanıştığımıza ben de çok memnun oldum. İnşallah en kısa zamanda tekrar görüşürüz

Yüzeyi kaygan olan TSP Curl P1 Bamboo da yasaklanacak olan tırtıllar arasında diye duydum, ama Bamboo suz olan yani düz TSP Curl P1 yasaklanmayacak. Bu durumda bu tırtıl da kullanılabilir. Yasaklanacak tırtıl kullanan arkadaşlardan TSP Curl P1 e geçen arkadaşlar oldu, gayet memnunlar. Bu durumda ben de onları referans alarak bu tırtılı size tavsiye ediyorum.

Aslında benim kafamda bu sorunun net bir cevabı var. Sorduğum soru birazcık "en çok hangi şekilde balık oluyor ?" gibi anlaşılmış, bu yüzden de doğal olarak "fileden" cevabı çoğunlukta. Oysa sormak istediğim soru şu idi, bir oyuncu hangisinde daha ziyade "pardon" der ? hangisinde "pardon" demeye özen gösterir ? Kendi gözlemlerime dayanarak oluşturduğum cevabımı ve yorumumu hemen aktarıyorum: Benim tesbit ettiğim kadarıyla oyuncular daha çok masanın kenarına çarptığı zaman pardon diyorlar. Çünkü top fileden gidip sayı olduğu zaman sayı kimin ? diye sorulmaz, sayı bu oyuncunundur. Ancak kenara çarptığında pardon demezse sayının araya gitme ihtimali vardır. Bu yüzden oyuncu yapmış olduğu balık araya gitmesin, sayısı yenmesin diye pardon der. İşte bu pardon'un centilmenlik göstergesi olduğu şüphelidir. Oyuncunun centilmenliği fileden balık yaptığında pardon demesinden anlaşılır. Fileden gidenlere pardon demiyor da masanın kenarına değenlere pardon diyorsa bu oyuncuya centilmen diyemeyiz. Bunlar bendenizin şahsi görüşleridir.

Arkadaşlar, kötü oynamak ve yenmek seçeneğini seçen biri olarak bir örnekle açıklama yapmak istiyorum. Diyelim ki siz Fenerbahçe'siniz ve Pendik ile maç yapıyorsunuz. O kadar kötü, o kadar rezil oynadınız ki yenilmeyi hak ettiniz. Ama bişeyler oldu, penaltı falan derken zar zor 1-0 maçı aldınız. İşte bu maç unutulur gider. Ama siz Fenerbahçe olarak Pendik'e yenilirseniz, bu da tarihin defterine yazılır. Böyle bir sebepten dolayı bu seçeneği işaretledim. Ama Tanju Bey'in de dediği gibi, sürekli kendinden zayıf oyuncularla oynayarak, kötü oynasa da yeneceği kişilerle oynamak düşüncesinin son derece yanlış bir düşünce olduğuna da katılmamak mümkün değil. Çok iyi oynayıp yenilmek de nasıl olabilir ? Mehmet abinin dediği gibi, rakip sizden birkaç gömlek üstündür, yenmenin mümkünatı yoktur, zaten masa tenisinde futboldaki gibi top yuvarlaktır olayı yok, arada gömlek farkı varsa sonuç büyük ihtimal belli oluyor. O da bu şekilde olur. Kendinden zayıf bir oyuncuya karşı mükemmel oynayıp yenilmek konusunu ise düşünmek bile istemiyorum, o da olsa olsa onurlu mağlubiyet olurdu :gulumse:

Ekrem bu yazıya bir göz atar mısın ? Faydalı olabilir. http://www.masatenisi.org/turkish/kesmespin.htm

Tanju Bey, Topun beklenen sıçrama yönünün tersine sıçraması demek gözümüzün yanılması demek oluyor. Yani rakibin el çabukluğuyla falsoyu hemen verip ardından elini ters istikamette falso veriyormuş gibi yapması, bizim de son gördüğümüz el hareketini gerçek falso istikameti sanmamız neticesinde topun beklediğimizin tersi yönde sıçraması. Daha önce de yazdığım gibi, aslında kamerayla yukardan bu servisi görüntüleme imkanı olsa aslında topun C çizdiği, S çizmediği görülür. Ayrıca ben bu S şeklinde gitme olayını çok iyi anlıyorum, çünkü ben de aynı servislerle karşılaştım. Gerçekten de top sanki S çiziyormuş gibi geliyor, o duyguyu da çok iyi biliyorum. Ancak fiziksel olarak mümkün olmadığını düşünüyorum, yani göz yanılması olduğunu düşünüyorum.

Gazanfer'in yazdıklarına tamamen katılıyorum. S çizerek geliyormuş gibi gelen servislerin aslında S çizmediği nasıl anlaşılır ? Mesela yukarıdan bir kamerayla çekilse çok rahat görünür. Hem göz niye yanılmasın ki ? En basit bir şeyde bile göz yanılması yaşayabiliyoruz. Bunda mı yanılmayacağız ? Bir de top nasıl S çizecek onu merak ediyorum. Topun çizdiği yol aldığı falsoyla ilgili. Adam topa bir yönde falso verdikten sonra birden kendiliğinden ters yöne doğru dönmesi lazım ki çizdiği yol da S gibi doğrultu değiştirsin. Tamamen göz yanılması (bana göre)

Selamlar, Bendeniz öncelikle spin tekniği ile ilgili bir hatırlatma yapmak istiyorum, daha önce de bu konuda yazmıştım. Birçok arkadaş topa dönel hız vereceğim diye kendilerini paralıyorlar, bu sırada da topa çizgisel hız vermeyi unutuyorlar. Ortaya ne çıkıyor bu durumda ? Çok hızlı dönen ama karşı tarafa yavaş giden, hatta belki de yüksek giden bir spin çıkıyor. Bunun tam tersi de şöyle, çizgisel hızı yüksek ancak dönel hızı düşük olan spinler. Bu spinlerin çizgisel hızı epey yüksek değilse yani şut gibi değilse başınıza bela olabiliyorlar, şöyle ki, hızlı olduğunu sandığınız spininizi yapıyorsunuz ve daha pozisyon alamadan rakibin bloğu masanızdan çıkıp gidiyor. Bir de bunun ortası var: Topu çektirmek için harcadığınız enerjinin bir kısmını topu tokatlamak için kullanıyorsunuz. Yani yarı çektirme yarı tokatlama. Rakibin spinlerinize kapatması böyle bir durumda daha zor olacaktır. Spin yaptığınız zaman karşı tarafa gidiş hızını (çizgisel hızını) takip edin, yeterince hızlı gitmediğini düşünüyorsanız biraz daha darbeli yapın spininizi. Topu raketinizin süngerinde hatta tahtada hissetmelisiniz. Topa aşırı teğet geçmek dolu ve güçlü spin için yeterli olmaz çoğu zaman. Daha doğrusu yeterli olur da varyasyon yaparsanız yeterli olur. Ama her zaman aynı şekilde çekiyorsanız o zaman karşı taraf ezberler, hatta bu spinlere şut bile atar. Fikrim, başlama noktanız topu darbelemek, tokatlamak olsun. Çektirme ve tokatlama oranını spinin hızına bakarak ayarlamayı unutmayın. İşe yarayacağını umuyorum.

Ali ellerine sağlık, çok başarılı bir çalışma olmuş. Bir de çekim kalitesi bayağı yüksek, doğrusu bu kadar beklemiyordum. Eurosport maçlarını izleyemediğim için pişman değilim artık :gulumse:

Butterfly Schlager Carbon iyidir, hıza doyurur :gulumse:

Kesinlikle katılıyorum. Zaten bir top eskidikçe zıplama özelliğini de yitiriyor.Çatlamasını beklemeye hiç gerek yok. Şahsen bir maçta topun eski olduğunu görürsem onunla oynamak istemiyorum. Örneğin yeni ve basit (ama falsosuz) bir Butterfly antrenman topunu eskimiş ama henüz çatlamamış bir Nittaku *** Premium a her zaman tercih ederim.

Furkancım, bu arkadaşları aynadan görünce elimize ne geçecek ? Bir kazancımız olacak mı ?

İçimden bir ses "bu kez Ma Lin" diyor. Fakat siz kimi desteklediğimi biliyorsunuz

Benim favorim imzamda yazıyor şşşşş :B:

Selamlar, Saadettin abinin dediklerine katılıyorum ancak burada bir noktayı özellikle vurgulamak istiyorum. Düzenli olarak sök yapıştır yapıldığında sünger yüzeyindeki solüsonun birikmesi nedeniyle lastiği sökmek gittikçe zorlaşır. Bunu da şuradan çok kolay anlayabilirsiniz: Lastik yeni iken sökmek çok kolaydır (çünkü süngerde henüz fazla solüsyon birikmemiştir) fakat lastik kullanıldıkça sökme işi daha da zorlaşır çünkü artık yeteri kadar solüsyon birikmiştir. Dolayısıyla yine aynı sonuca geliyorum, süngerdeki solüsyon birikmesini engellemenin en iyi yolu lastiğe her seferinde solüsyon değil saf solvent sürmektir. Solventin ne olacağı da size kalmış. Şimdilik bulabilenlere ITTF onaylı "Heptane" önereyim. Ayrıca Stiga tahtaların yüzeyi Saadettin abinin dediği gibi biraz lifli olduğundan başta çok ince zımparayla üzerinden hafifçe geçmek yeterli olacaktır. Solvent metodu kullanılırsa verniğe gerek kalmaz.

Forehand spinimin yüzdesi yüksek, ama backhand spinim masayı bulduğu zaman forehand spinimden daha şiddetli oluyor ve çok zor blok yapılabiliyor.

Setin 21 - 18 bitmesi de ilginç bi durum tabii :B:

Tamamen katılıyorum, yıllardır bendenizin de başarıyla uyguladığım bir metoddur

Tsu, En çok hangisinde balık oluyor değil anketin konusu, en çok hangisinde pardon diyorlar diye soruyorum. Aslında bu bir centilmenlik testi. Mesela en çok fileden balık olduğunu ben de kabul ediyorum, ancak bana göre (yani gözlemlediğime göre) en çok kenara çarpınca pardon diyorlar, bunun da yine bana göre tamamen duygusal bir sebebi var :gulumse:

Muratçım dediğin gibi ender rastlanan durumlardan biri olduğundan koymadım, yoksa aklıma geldi. Bir de amacım sadece bu iki durumu birbiriyle kıyas etmek.

Sonucu merakla bekliyorum :gulumse:

Wang Liqin'i izlerken sürekli olarak şöyle düşüncelere kapılıyorum Vay anasını.... Nasıl çekti o spini yaaa Ya sen ne zaman oraya geldin de ne zaman kontra çektin ? Abicim o nası bi servis atmaktır öyle ??? Ayyy yuh artık bu kadarına da pes yani, valla helal olsun :gulumse: Samsonov'u izlerkense aklımdan şu düşünceler geçiyor: Bu servisi ben de atabilirim Bu bloğu ben de yapabilirim Bu spini ben de çekebilirim Ben de olsam bu köşeye spin çekerdim ... vs. vs. vs. Velhasıl Samsonov oynarken herşey kolay görünüyor. Bu açıdan da izlemesi en zevklisi (benim için) Sonuçta biri en beğendiğim uzakdoğulu Diğeri de en beğendiğim Avrupalı