AhmetSozmen

"Kim üstün ?" sorusunun cevabı ITTF'in ranking listesinde yazıyor zaten (Wang Liqin) Amma "kimi seyretmek en çok hoşuna gider ?" diye sorulsa bu da imzamda yazıyor :gulumse:

Şerefciğim, Süngerde önceden sürülmüş ve kurumuş (yani sünger yüzeyinde birikmiş) bir kaç kat solüsyon bulunmuyorsa sadece benzin kullanarak yapıştırmak mümkün değildir. Zaten sen cevabını sorunun içinde vermişsin. Burada olay, saf benzini kurumuş solüsyonun üzerine sürerek tekrar akışkanlık ve bir kıvam, dolayısıyla tekrar yapışma özelliği kazanmasını sağlamaktır. Bu arada benzin çok kötü kokan, kullanıldığı bölgeyi kokutan, çevredeki insanlara "öfff ne biçim kokuyor burası, birazdan kafayı bulacaz" dedirten, ayrıca da diğer birçok solvent gibi kanserojen olan bir solventtir. Buna alternatif başka solventler bulmak mümkündür, en azından böyle pis kokmaz ve kokutmazlar.

Eyvah eyvah eyvah : napacam şimdi ? Ya acaba bu su bazlı solüsyonlar şimdi su bazlı diyo ya, acaba suyla inceltebilir miyiz ? Olmazsa maden sodasıyla inceltiriz, hem asitli bakarsın çözer falan Abi hiç gülme karşında çaresizlikten ne yapacağını şaşırmış ve kafayı yemiş bir masatenisçi var

Ben ne yapacağımı şimdiden düşündüm. Su bazlı solüsyonu 1 defaya mahsus 4-5 kat sürdükten sonra her yapıştırmada 1 kat saf limonen sürerek olayıma devam ederim. Buna da bişey diyemezler herhalde ? Katı maddesi su bazlı (yani onaylı) solüsyon, çözücüsü de organik olmayan (yani yasaklı olmayan) limonen. İşte bu kadar basit

Çözücü (solvent) ile roketleriz. Heptanın ITTF in ses çıkarmadığı bir solvent olduğu biliniyor. Heptanın içine % 5-10 limonen (limonen de kara listede değil) koyarız. Yüzeyinde 6-7 kat solüsyon birikmiş olan süngere bu karışımı süreriz. Bu karışımı 21 kat da sürmek serbest 71 kat da sürmek serbest :gulumse: Bir de kendi şahsi görüşüm olarak söyleyeyim. Özellikle sert süngerli bir lastiğin esas performansını yakalaması için en az 3-4 kez oynamak (her seferinde de roketlemek) gerekiyor. Haaa gelelim esas meseleye, heptanı nasıl temin ederiz ? Bunun cevabını bendeniz de bilmiyorum.

Şimdi herşeyden önce Timo Boll da sevdiğimiz bir oyuncudur. Benim oyuncularda en dikkat ettiğim şey oyun içinde özellikle de mağlup olurkenki tavırlarıdır. Bir oyuncu mağlup olurken bile centilmenliği elden bırakmıyorsa (çünkü efendi efendi yenmek kolaydır, efendi efendi yenilmeyi herkes yapamaz) hakikaten centilmen demektir. Timo Boll'da da ben bu centilmenliği gördüm. Konunun dışına çok da taşmak istemiyorum ama, mesela en kıl olduğum şey maçtan sonraki el sıkışma faslının geçiştirilmesidir. Rakibinin elini ya samimice sıkarsın ya da sıkmazsın. Mesela Çinliler maçtan sonra öyle bir el sıkıyor ki, yani hiç el sıkışmasa ondan iyi. Neyse, kısaca, Timo Boll bu açılardan sevdiğim bir oyuncu, oyunu zaten çok çok iyi. Konuya dönecek olursak Timo Boll zaten ne yapıp edip Samsonov'u yenmeliydi. En iyi onikilerde hem Samsonov'a hem Kreanga'ya yenildi, üzerindeki bu talihsizliği atması, şeytanın bacağını kırması gerekiyordu, Timo açısından çok iyi oldu

Bu arada birşey eklemek istiyorum, Timo Boll Liege World Cup sonrasında pek bir başarı alamadı derken, Çinlileri şurada burada yendiğinden haberim olmadı. Ben World Cup, Championship, Protour vs. belli başlı turnuvalara bakıyorum. Buralarda da Timo Boll'un adı üst sıralarda geçmiyor. Lig maçlarını, ya da dostluk maçlarını bilemiyorum.

Çin bu bayrağı daha çok seneler önde taşır, kesinlikle hak veriyorum. Adamlar bu işle daha ciddi ilgileniyorlar demek ki. Bu arada Samsonov ile ilgili bir gözlemim var, adam Wang Liqin, Ma Lin ve Wang Hao haricinde kimseye yenilmiyor, fakat bunlara da hiiiç galip gelemiyor. Timo Boll hayatının başarısına imza attı geçen sene Liege World Cup'da, bu 3 Çinliyi tespih tanesi gibi ipe dizdi ve dünya sıralamasında 2. sıraya oturdu. Ondan sonra da pek bir başarı alamadı ama damgasını vurdu mu ? Vurdu vallahi. Ama Samsonov'un çok sabit bir çizgisi var. En iyi 3 Çinliye gelene kadar herkesi yenebiliyor ancak, onlara geldi mi sönüveriyor. Neyse, başka bahara artık :gulumse:

Selamlar, Biz de Kadıköy Bld. olarak Nevşehir'deydik. Lefke üniversitesi hariç tüm maçlarımızı aldık. Ama önümüzde daha zor maçlar var. Tepebaşı Bld. ile henüz oynamadık. Tugay'ı ve oyununu ilk defa gördüm, gerçekten çok iyi maçlar çıkardı. Tugay, oyunundan dolayı seni bizzat tebrik ederim.

Samsonov çoğu zaman ilk topu rakibine veriyor, rakip spine başlıyor, Samsonov ya kontrayı basıyor ya da bloklarla dağıtıyor sağa sola, rakibin dengesi bozulunca da kendisi saldırıyor. Çok güzel bir tarz bence. Şahsen ben de öyle oynayabilmek isterim. Kontrolsüzce saldırmak bazen de kendi başına bela oluyor.

Sağlam kaynaklardan aldığım haberlere göre Çinli arkadaş bayaa bayaa iyiymiş.

Ya şimdi doğudan batıya ya da batıdan doğuya doğru uzun mesafeli uçak yolculuğu yapıldığında iki nokta arasındaki saat farkından ve bu mesafenin kısa sürede alınmış olmasından doğan bir adaptasyon problemi ya da hastalık durumu olabiliyormuş. Bu müsabaka sırasında da "böyle bir hastalık (jet-lag diyorlar) olmaz umarım" falan gibi bir şeyler dediğini yazıyordu (ITTF.com da) karma takım kaptanı Richard Prause'un. Aslında 1 hafta önceden gitmeli ve orada hazırlanmalıydılar bence. Bir de 5 maç çok az ya, niye böyle bir sistem kullandılar ki ? Çok saçma geliyor bana. Bizim süperligimizde kullanılan sistem (3x3 = 9 maç) kullanılsa süper olurdu. Herkes herkesle oynamış olurdu, biz de görmüş olurduk.

Timo Boll - Chen Qi : 2 - 3 OH Sang Eun - Wang Liqin : 2 - 3 Boll-Samsonov - Liqin-Ma : 0 - 3 V.Samsonov - Chen Qi : 3 - 1 OH Sang Eun - Ma Lin : 2 - 3 Sonuç: Dünya starları 1 - 4 Çin Bu da neyi gösteriyor ? Çin'in masa tenisine daha fazla önem verdiğini (benim fikrim)

Beklenen gün geldi, beklenen maçlar yapıldı. Çok çekişmeli maçlar oldu. Ancak dünya karması Çin karşısında duramadı. Oyun olarak ezilmedi, ama genel skor olarak ezildi mi ? Eh biraz öyle oldu galiba Timo Boll - Chen Qi : 2 - 3 OH Sang Eun - Wang Liqin : 2 - 3 Boll-Samsonov - Liqin-Ma : 0 - 3 Ancak ilginç bir durum var, bu mesajı yazdığım şu sıralarda maçlar devam ediyor. Şu anda Samsonov Chen Qi ile oynuyor. Hayır yani yense nolacak ki onu anlamadım :gulumse: Bu maçtan sonra da OH Sang Eun ve MA Lin karşılaşacak. Yenseler bile durum 2-3 olacak. Aslında 3x3 (5 alan) maçlar olsaydı daha iyi olmaz mıydı ? Ya da 3 tane tekli sonra bir çift maçı sonra 3 tekli daha (sistemlerin adını unuttum) (4 alan) yapılabilirdi. koskoca maç için böyle bir maç sistemi çok saçma geldi bana. Beş dk.da Beşiktaş gibi oldu bu :gulumse:

Nittaku *** Premium topların oyun kalitesini kimse inkar edemez. Ancak çabuk kırıldıkları bir gerçek. Diğer markalardan pahalı olmaları da cabası. Burada benim şahsi görüşüm, DHS topları hem ucuz hem de daha dayanıklı olmaları hem de oyun kalitesi yönüyle Nittaku'ya yakın olmaları bakımından beğeniyorum. Ayrıca şuna da inanıyorum, Nittaku bu kadar satmasa bu kadar da pahalı olamaz. Biz rağbet ediyoruz, pahalı olmasına rağmen alıyoruz diye bu böyle. Bu aslında herşeyde böyle.

23-24 olursa ismimi yazdırıyorum

Herkese selamlar, 9 ve 10 eylül günlerinde çok yakın iki arkadaşımın düğünü var. Bunlardan Pazar günü olanı şehir dışında olacağından Pazar günü bulunamayacağım malesef. Cumartesi günü de buluşmada bir 5-10 dakika da olsa sizlerle tanışabilmek için orada bulunmaya çalışacağım.

Semih abi, Türkiye'deki önemli bir boşluğu dolduracağına inandığım bu girişimini tebrik eder, herkes için hayırlı olmasını dilerim.

Walla son hatırladığım Samsonov Chen Qi yi yenmişti ama bu kez nolur bilemiyorum tabii :gulumse: Yalnız Chen Qi de zıpkın gibi walla, Kong Linghui ile bir maçını izledim de (son 1 yıl içinde oynanan maçlardan) yaw evire çevire 4-0 bir yenişi var Kong Linghui'yi, "Kong da bir zamanlar şampiyon muymuş ?" diye sorarsınız yani. Ben inanıyorum, Chen Qi geleceğin 1 numarası olacak.

12 Eylül 2006'da Malezya / Kuala Lumpur'da Çin milli takımı, Dünya masa tenisi yıldızları olimpik takımı ile karşı karşıya gelecek. Bu olimpik takım kimlerden mi oluşuyor ? Alman yıldız Timo Boll, hayranı olduğum Vladimir Samsonov ve Asyalı Samsonov olarak bilinen Güney Koreli OH Sang Eun. Çin milli takımını da Wang Liqin, Ma Lin ve Chen Qi temsil edecek. Naçizane fikrimi sorarsanız Çin alır derim, hangisini destekliyorsun diye sorarsanız diğerini derim. Çünkü orada Samsonov var :gulumse:

Yetenekli arkadaşlar bi gelsin hele salona bi oyunları görülsün, iyi oyuncularsa onlardan gerekirse ücret de alınmaz. Önce kimmiş o yetenekli sporcular, yetenekleri ne düzeydeymiş bir görmek lazım. Orada hocalar var onlar karar verir kimin yetenekli olup kimin olmadığına. Yetenekli demekle yetenekli olunmuyor malesef.

Değerli forum üyeleri, araba almak istiyorum ama bendeniz otomotiv işlerinden, araba piyasasından hiç anlamam. 5 milyar versem acaba 2004 model bi BMW alabilir miyim ? Ne dersiniz ?

Arkadaşlar, Bu işin içinde olmayanlar için söyleme ihtiyacı hissettim. Tamamıyla profesyonel masalardan oluşan, oyun sahası yeteri kadar geniş ve yüksek olan, kafeteryası, duşu tam tekmil yerinde olan salonlardan söz ediyoruz. Ayrıca bu salonlarda her gün (yani bir ay boyunca gitseniz 30 gün demek oluyor) oynayıp bu imkanlardan faydalanabiliyorsunuz. Partner problemi de yok. Tüm bunlar için aylık 50 YTL değer biçilmiş ve bu camiada, bu işin içinde olan arkadaşlar bu parayı severek veriyorlar. Şimdi lunapark ya da bilardo salonu ortamında bu oyunu oynadığınızı düşünün, saatine en az 3 milyon ödersiniz. Günde sadece 1 saat oynasanız ayda 90 milyon eder. Tabi bu ortamlarda duş vs. olmadığını, yer probleminin her daim bulunduğunu, masaların uydurma olup topu yeteri kadar zıplatmadığını, ağ takımının gayet ve de gayet uydurma olduğunu da göz önünde bulundurursak derneklerimiz için aylık 50 YTL'nin çok olmadığını çok çabuk anlarız. Ayrıca dernekte saatli oyun vs. zaman sınırı yoktur. Açılış ve kapanış saati vardır. İşin içinde olmadığı için bu olaylardan, bu dengelerden haberi (doğal olarak) olmayan arkadaşlara duyurulur. Saygılar

Eğer konu "en iyiler kimlerden çıkıyor" ise istatistiklere bakarak defans oyuncuların atak ya da allround oyuncularından sonra geldiğini görebiliriz. Zaten oran olarak da atakçılar daha fazla. Ama, sonuçta bu kişisel bir tercihtir. Chen Weixing dünya sıralamasında ilk 10-20 içinde yer alıyor. Bu da onun ne kadar başarılı bir defansçı olduğunu gösteriyor. Timo Boll atakçı ve dünya sıralamasında 2. durumda. Chen Weixing'i yenmesinin göstergesi atakçı oluşu değil, çok iyi bir atakçı oluşu. Timo Boll çok iyi bir atakçı olduğu için sadece defansçı Chen Weixing'i değil, aralarında Ma Lin ve Wang Hao ve Wang Liqin'in de bulunduğu birçok atakçıyı da yenebiliyor Aynı şekilde Chen Weixing de bir defansçı olduğu için değil, çok iyi bir defansçı olduğu için sıralamada ilk 10-20 içerisinde. Onu bu sıraya yerleştiren şey onun çok iyi bir oyuncu olması, defans yapması değil. Oyunu defans, ve defansı da çok iyi yapıyor. Böylece birçok atak oyuncudan daha üst sırada yer alıyor.

Şimdi sevgili Saadettin :gulumse: olay zaten senin verdiğin örnekteki gibi olsa, o zaman birleşmenin Çin karşısında işe yarayacağından şüphe olmaz. Ama masatenisi ferdi bir spor. Dünyanın en iyileri şu an için Çin'de olduğuna göre, değil Kuzey Kore ve Güney Kore, tüm dünya birleşse (anlık olarak) Çin karşısında bir işe yaramayacaktır (diye düşünüyorum) . Haaa olay bu birleşmenin uzun vadede işe yaraması ise o da ayrı bir tartışma konusu. Bir defa Çin çok ama çok disiplinli, altyapıya önem veren, sürekli olarak iyi oyuncular yetiştiren bir ülke. Yani şimdi Çin'in de hakkını vermek lazım. Masa tenisinde Çin gibi güçlü olmak istiyorsan, Çin gibi çalışacaksın, Çin gibi yetiştireceksin, Çin gibi emek vereceksin. Ben diğer ülkelerin bu işe Çin kadar kafa yorduklarını sanmıyorum. Ne yani Çinlilerde Allah vergisi bir yetenek mi var ? Doğuştan masatenisçi mi oluyor bunlar ?