Jump to content
Masatenisi.org Forum

AhmetSozmen

Üyeler
  • İçerik sayısı

    344
  • Kayıt Tarihi

  • Son ziyaret

  • Kazandığı gün sayısı

    11

AhmetSozmen kullanıcısının tüm içeriği

  1. Timo Boll Dimitri Ovtcharov ile yaptığı maçın beşinci setini 11-0 aldı.
  2. Tiago gibi desene. Bu arada Ma Lin, Panagiotis'i 4-0 geçmiş çok rahat bir şekilde. Yarın çok güzel maçlar var kimbilir neler olacak ne sürpriz sonuçlar çıkacak.
  3. Cahilliğimi bağışlayın, adını ilk kez bu turnuvada farkettiğim Adrien Mattenet isimli Fransız oyuncu, önce üst düzey oyunculara kök söktüren atak pütürlü ihtiyar penholder oyuncu He Zhi Wen'i 4-0 geçti, ardından da ITTF rating sıralamasında 16. sırada bulunan, Singapur'un 1 numaralı oyuncusu Gao Ning'i 4-1 gibi ezici bir skorla geçti. Helal olsun diyorum. Bir sonraki maçını genç Japon oyuncu Jun Mizutani ile oynayacağını tahmin ettiğim Mattenet eğer onu da yenerse yok artık Lebron diyeceğim
  4. Yunan defans oyuncusu Panagiotis Gionis, yılların eskitemediği tecrübeli İsveç oyuncu Jörgen Persson'u 4-2 geçmiş. Bu bana göre büyük bir başarı. Niye diye soracak olursanız, 2010 Asya - Avrupa maçları esnasında Jörgen Persson dünyanın en iyi defans oyuncusu olan Joo Se Hyuk'u 3-1 geçerek defans oyunculara karşı ne kadar iyi oynayabildiğini göstermişti. Gerçi bu işler de belli olmaz, adam gününde olmayabilir, diğeri gününde olabilir. Adamın kafaası özel bir nedenden dolayı meşgul olabilir vs. Hasıl-ı kelam her kaybedenin bolca nedeni vardır :)
  5. Ben raketi sıkarak oynuyorum genelde, ve buna çoğu zaman engel olamıyorum. 2006 yılında tenisçi dirseği oldum. Kolumda epikondil bandı ile oynadım ve bu bant maç esnasında ağrılarımı belli bir düzeyde tutarak maçlarımı yapabilmemi sağladı. Sonrasında akupunktur tedavisi ile iyileştim. Birkaç sene sonra hızlandırıcı zamk yasağı çıktı ve ben buna alışabilmek için değişik raket arayışlarına girdim. Kendime uygun bir kombinasyon bulmayı başardım ve artık mutluydum ama o da ne ? Tenisçi dirseği tekrar etmeye başlıyordu. Buna neyin sebep olabileceğini düşünürken şunu farkettim. Kolum iyileştikten sonra düz saplı bir tahtayla oynuyordum ama son tahtam konkav saplıydı ve kolumdaki problem bu tahtaya geçtikten sonra nüksetmişti. Hiç düşünmeden konkav sapın kuyruğunu yonttum ve raketin sapını düz sap haline getirdim. Sonuç ne oldu peki ? Nüksetmekte olan şikayetim yavaşça ortadan kayboldu.
  6. Bir de DHS C8 var. 1.0 mm mavi süngerli, uzun pütürlü bir lastik. C8 özellikle atak oynamak isteyenler için çok uygun. Kesik ve boş toplara backhand spin yapabiliyorsunuz, ancak bu spinleri forehand'den lastikle desteklemezseniz rakibi tek başına rahatsız etmiyor. Hafif yükselmiş toplara şut atmak çok kolay. Spinlere blok yapmak kolay. C8 biraz düz lastiğe benziyor ve kullanırken düz lastiğe yakın bir mantıkla oynamak gerekiyor. Örneğin enerjili bir spine karşı raketi kapatmazsanız top dışarı doğru uçup gidiyor. Servis karşılamak düz lastiğe oranla kolay, ancak kontrol konusunda yukarıda adı geçen pütürlü lastikler C8'e göre daha toleranslı. Ayrıca internette okuduğum yorumlara göre, Stiga Destroyer'in neredeyse C8 ile aynı olduğu yazıyor.
  7. Denediğim lastikler: TSP Curl P3 Alpha R (Süngersiz): Servis yemek tarih oldu. Bozuculuğu gayet iyi, dolu spinlerde raketi biraz kapatmak gerekiyor. Bazı kesik/boş toplara backhand spin yapmak mümkün, hatta raketi çevirip forehand spin de yapılabilir, o zaman daha çok şaşırtıcı oluyor. Verdiğim puan (/10): bozuculuk=7 kontrol=8 Pütürlerin tutuculuğu=7 Dawei Quattro Allround (Süngersiz): Bununla da kolay kolay servis yemezsiniz. Bozuculuğu çok iyi, kontrolü de iyi sayılır. Curl P3 Alpha R OX'a göre daha düşük açılı. Verdiğim puan (/10): bozuculuk=8 kontrol=7 Pütürlerin tutuculuğu=6 Friendship 755 (Süngersiz): Pütürleri topu kaydırıyor, bozuculuğu yüksek, ancak kontrolü düşük. Pütürler topu kaydırıyor (neredeyse yasak lastikler gibi) Sadece bir kere oynama fırsatı bulabildim ancak kontrolünü beğenmedim. Verdiğim puan (/10): bozuculuk=9 kontrol=5 Pütürlerin tutuculuğu=4
  8. Benim backhand'de özellikle hızlı servis karşılama konusunda sıkıntım vardı. Hızlı atılan servislerin ne yöne döndüğünü ya anlayamıyordum ya da anladığımda çok geç oluyordu. Bunun için önce kısa atak pütüre geçtim ve değişen birşey olmadığını, aksine, backhand topspin gibi sağlam bir silahın artık kullanılamaz olduğunu gördüm. Ancak topspinlere blok konusunda rahatlamıştım. Sonrasında DHS 651'i keşfettim ve gördüm ki DHS 651 diğerlerinden farklı bir atak pütür olarak falsolu toplardan çok az etkileniyor, hatta falsoyu geri iade ediyordu. Bu beni biraz daha rahatlattı. Ancak yine de BH'den servis karşılamada sorunlar vardı, çünkü sonuçta bu bir atak pütürdü, ve gelen topun enerjisini doğru bir şekilde dengeleyemediğim zaman top uçup dışarılara gidiyordu. Bundan sonra masa üstü bloklarda iyi olduğunu okuduğum TSP Curl P3 Alpha R'nin (uzun pütür) 1.0 mm süngerlisini denedim. Servis karşılamalar konusunda hissedilir derecede rahatladım, üstelik rakibi de bozuyordu. Bu defa da kesiklerde hata yapmaya başladım. Boş toplarda topu ittirmeye çalıştığımda top havalanıyor, dolu kesiklerde ise top sanki raketin üstüne yapışıp kalıyordu. Bunun sebebi, eski mantığa göre yani düz lastik mantığına göre kesme yaptığım içindi. Ancak bunun düzeltilemez bir sorun olmadığını düşündüğümden bu uzun pütürde kalmaya karar verdim. Artık forehand spinlerimi de devreye sokabiliyordum çünkü, backhand'ime gelen topları bir şekilde içeri aktarabiliyor ve oyunu sürdürebiliyordum. Ayrıca uzun pütürde, arka arkaya değil de bir-iki kereye mahsus olmak üzere backhand topspin yapmak da mümkün. Bunun için raketi biraz daha açık tutup kuvvetlice fırçalıyorsunuz o kadar. Zaten uzun pütürün mantığı arka arkaya spin çekmek değildir, aksine bu rakibi rahatlatır (enerjisiz, blok yapması kolay spinler). Son olarak da sadece merakımdan süngersiz uzun pütür deniyorum. Bana sanki süngerliden biraz daha kontrollü gibi geldi. Servis karşılama konusunda problem yok. Bazı hafif kesik servislere backhand spin yapıp rakibi şaşırtmak da mümkün. Ancak üzerine basa basa söylüyorum, bazı konularda rahatlarken bazı konularda ise ciddi antrenman gerekiyor. Uzun pütürde rakibin boş topuna gönderdiğiniz bir ittirme hareketi, hele de biraz yüksek gitmişse o sayıyı direkt olarak unutun. Yani basit sayılar alma şansı varken, çok daha basit sayılar kaybetme ihtimali de mevcut. Ben kişisel olarak ileriye dönük yatırımımı bu yönde yapmayı tercih ediyorum. Antrenmanlarımda bu uzun pütürdeki zayıf noktalarımı geliştirmek üzerine yoğunlaşacağım. Servis yemek veya topspinlere blok yapamamak gibi sıkıntıların üstesinden bir türlü gelemeyen arkadaşlar böyle bir yolu deneyebilir. Belki buna alışmak daha kolay olacaktır. Ancak nasıl ki lastikle oynarken antrenman ve sabır şartsa, bunda da aynı şekilde antrenman ve sabır şart. Sonrasında son karar sizin.
  9. Merhabalar, Yakın zamanda Focus III denedim. Şu an oynadığım Desto F3 Bigslam'e benzediğini okudum internette. Aldım yapıştırdım. Hakikaten çok yumuşak bir süngeri var. Sünger ve üst yüzey hemen yırtılmaya müsait. Daha lastiği keserken bazı noktalarda küçük yırtıklar oluştu. Üst yüzey bildiğimiz Friendship lastiklerin aksine hiç yapışkan değil. Tıpkı Avrupa lastikleri gibi. Oyun esnasındaki görüşlerimi söyleyecek olursam, Focus III'den Desto F3 Bigslam gibi canlı bir his alamadım. F3 Bigslam ile topa vururken süngere adeta gömülüyor ve nerdeyse tahtayı hissediyordum. Desto F3 Bigslam, bu gömülmenin verdiği mancınık etkisi ile topa yüksek bir dönüş hızı kazandırıyor, dolayısıyla spinler karşı tarafa çok enerjili gidiyordu. Focus III Snipe ile aynı enerjide spinler üretemediğimi farkettim. Daha fazla uğraşmadan lastiği çıkardım. Çıkarırken de sünger bu defa içten yırtıldı :)
  10. AhmetSozmen

    Hangi Oyuncu

    Xu Xin'i çok beğeniyorum, kontralarda çok kuvvetli ve kontrollü, çok hızlı. Yakın zamanda 1 numara olur diye düşünüyorum.
  11. Selamlar, Ben de yakın zamanda DHS H2 No:19 süngerli denedim. "No:19 süngerli = su bazlı yapıştırıcı ile kullanıma uygun" demek olduğunu bilmediğimden butterfly fair chack ile yapıştırarak oynadım. Rakiplerimi çok rahatsız eden, bol falsolu vuruşlar yapabildim. Aynı zamanda kontrollü, Avrupa lastiklerinin sağladığı kolay bir oyun imkanı tanıdı bana. Yalnız, eski, klasik DHS H2 versiyonuna göre daha az spin ürettiğini düşünüyorum. Şu denemeleri yaptım: Klasik DHS H2'yi 1 kez yapıştırdım, bir daha yapıştırmadan oynamaya devam ettim. Aynı şekilde No:19'u da 1 kez yapıştırdım, bununla da bu şekilde oynamaya devam ettim. 3-4 hafta sonra lastikleri karşılaştırdığım zaman, No:19'un daha az spin ürettiğini gördüm. Üst yüzeyini kontrol ettiğimde ise her zamanki gibi yapışkan olduğunu gördüm. Demek ki üst yüzeyde bir problem yoktu. O halde Avrupa süngerine benzetilerek üretilmiş olan sünger etkisini kaybetmişti. Tabii bu kayıp, ne kadar da olsa, solüsyonlanmış bir bryce ya da sriver fx'in, hiç yapıştırmadan, 2 hafta sonraki kaybı kadar değil. Yapışkan üst yüzeyi sayesinde, ne olursa olsun yine de iyi spin üretmeye devam ettiğini söyleyebilirim. İnsan yine de o ilk zamanki etkiyi arıyor desem yalan olmaz. Ancak en önemlisi şu, her zaman söyledim yine söylüyorum, klasik H2 (ya da H3 farketmez) ile oynamak çok kolay değil. Ciddi bir antreman gerektiriyor. Aksi halde tanıdığınız toplara bile hata yapıyorsunuz. Mesela, topun boş olduğunu görüyorsun, ona göre vuruyorsun (kapatarak ya da taşıyarak fast spin gibi) buna rağmen lastik, topu kavrayıp dışarılara gönderebiliyor. Kontra spinde yine aynı şekilde, top rakete tırmanıp yüksekten dışarılara gidebiliyor. Oysa bu durum No:19'da mevcut değil. Oynama hissi Avrupa lastiklerine çok benziyor. Üstelik de çok kontrollü. Blok ve chop vuruşları da rahat yapılıyor. Şu anda FH'imde No:19 ile hiç yapıştırmadan oynuyorum ve yapmaya çalıştığım şey, kendimi No:19'a göre adapte etmek, etkisiz spin gittiğini düşünmek yerine, doğru zamanda, doğru topa spin çekmek. Çünkü oyun içinde bazen öyle toplar geliyor ki, o topa hangi lastik ile spin yaparsanız yapın etkisiz gider. Bu durumda suçu lastiğe atmak yerine oyun tarzını düzeltmek, her topa deli gibi saldırmamak, yerine göre chop, blok vuruşlarını kullanmak gerekiyor.
  12. AhmetSozmen

    No 19 Sponge

    Bu arada aklıma geldi, hemen www.butterflyonline.com sitesini inceledim, http://www.butterflyonline.com/glue_clean....displayselect=5 Bu sayfada, ürettikleri Speed Optimizer adındaki tuneri satmaya devam ederken, ITTF onaylı olmadığını da açıklamanın sonuna eklemişler.
  13. AhmetSozmen

    No 19 Sponge

    Selamlar, Son durumda tuner / booster / parafin vs. hızlandırıcı malzeme kullanımı da yasaklandı diye biliyorum, yanılıyor muyum ?
  14. Valla uyar mı uyar, süper fikir :gulumse:
  15. Son 1 aydır Tackifire Drive deniyorum. Oynama rahatlığı Avrupa lastiği gibi, karşı tarafı rahatsız etmesi de Çin lastiği gibi. Tabii bu tamamen aynı demek olmuyor ama çok güzel bir denge tutturmuş. Tackifire Special Soft da denenebilir, merak ediyorum açıkçası Drive ile arasında çok fark var mı yok mu.
  16. Hiç tanımadığım birinin ne kadar iyi oyuncu olduğunu anlamak için raketinin markasını sorarım. Eğer işten anlayan biriyse kombinasyonu ile beraber söyleyecektir. "Ne marka olduğunu bilmiyorum, ya zaten ben her raketle oynarım, önemli olan bilektir" diyorsa, o zaman iyi bir oyuncu olmadığına hüküm veririm. Bir kombinasyon söylerse, o zaman hiç lisanslı oynayıp oynamadığını sorarım. Hasılı, 1 dk. içinde nasıl bir oyuncu olduğu hakkında yaklaşık bir karara varırım.
  17. AhmetSozmen

    En Karizmatik Tahta

    Valla yılların efsanesi Gergely yi de unutmamak gerek. Her ne kadar kullandığım bir tahta olmasa da, ortalıkta doğru düzgün tahta bulunmadığı yıllarda Gergely'si olan adama sanki eşi bulunmaz bir taşı varmış gibi bakılırdı. Hemen herkes eline alıp bakmak isterdi. Bunları da hatırlamak gerek. Bu dediğim bundan 20 yıl evveline gider.
  18. Slm, Dandoy'da kargo ücreti ödememek için alt sınır 50 euro değil, 60 euro.
  19. Doğru aslında, yani karşı taraf bu bağırmalardan korkup yok yere galibiyetten ümidini keserse, ve saçma sapan oynamaya başlarsa buna diyecek birşey yok tabii ki :gulumse:
  20. Yani şimdi bu bağırma konusunda Çinlileri ve Avrupalıları örnek göstermek isteyecem ama, malesef öyle bir durum olamıyor çünkü en iyi olanlar da bu işin içindeler ve daha ilk sayıdan ciyak ciyak bağırmaya başlıyorlar. Yani bu olay artık son derece normal bir hal almış ve iyice yerleşmiş durumda, ve öyle bir hale gelmiş ki, Samsonov'un ciyak ciyak "hoaaa" diye bağırması otoritelerce onun centilmenliğine gölge düşürmüyor, çünkü Samsonov bugün hala "Masa tenisinin centilmeni" olarak biliniyor. Şimdi, centilmenlik deyince ne anlaşılıyor ? Çirkeflik yapmamak, çamura yatmamak, masaya değdi / değmedi durumlarında doğruyu söylemek. Yani bunlar birer centilmenlik kriteri. Mesela Samsonov - Smirnov maçında, Smirnov maç sayısı atıyor, top gidip geliyor ve Smirnov'un topu dışarı çıkıyor, sayı Samsonov'un olmasına rağmen Samsonov duyduğu çıt sesinden ötürü (artık gaipten mi duydu, nerden duyduysa) sayının Smirnov'un olduğunu düşünüyor, ancak hakem sayıyı -tüm itirazlarına rağmen- Samsonov'a veriyor. Bir sonraki sayıda Samsonov Smirnov'un servisini saha dışına göndererek maçı tamamlıyor, Smirnov'un elini sıkarken, "maç senin hakkındı" gibilerden bişey söylüyor. Smirnov dumur olmuş vaziyette üzülsün mü sevinsin mi bilemiyor. Tabii sonra pozisyon "oynadalım uğurjum" şeklinde incelendiğinde görülüyor ki aslında top masaya filan değmemiş İşte üst düzeylerde centilmenlik kriterleri bu şekilde seyrediyor. Ama aynı Samsonov, aynı Smirnov'a karşı maç sırasında "hoaaaa" diye bağırmayı da ihmal etmiyor her sayıda. Galiba bizim kendi centilmenlik kriterlerimizi gözden geçirmemiz gerekiyor :) Bu arada kendi görüşümü de ekleyeyim, bendeniz arasıra çok iyi sayı alırsam ben de bağırıyorum. Ama her sayıda hele de rakip servis kaçırdığında bağırmak hiç tarzım değildir. Alınan sayılarda bağırmanın, sayıyı alan kişinin daha sonraki sayıları almasına katkıda bulunduğunu da zannetmiyorum.
  21. Kont'un yazdıklarına katılıyorum ve diyorum ki bu işi ilk defa yapacak biri için en kolay yöntem maket bıçağı ( ya da diğer adıyla falçata) dır. Ama öncelikle bazı ön şartlar var bunları yazalım. 1) Falçatanın bıçağı yeni olmalı ve ucu kırılıp yeni uc hazırlanmış olmalı. Yani falçatanın süper keskin olduğundan emin olmalıyız yoksa bir başarısızlık karşısında kendimizi beceriksiz sanabiliriz. 2) Lastiğin kesileceği ideal yer kalın ve dümdüz bir camın üstüdür. Artık bu ideallikten ne kadar uzaklaşırsanız başarı oranı da o kadar düşebilir. 3) Kesim sırasında raketin tahtasından destek alacağımız için tahtamızın kenarları da kusursuz olmalı. Şimdi lastiği nasıl keseceğimize gelelim. 1) Lastik tahtaya yapışmış ve kesilmeye hazır haldedir. Üzerinde naylon tabaka varsa onu da çıkarmalıyız kesimden önce. 2) Cam yüzeyin üstüne kesilecek raketi yatırırız. 3) Lastiğin üst kısmını değil de sadece süngerini kesmek istermiş gibi, yavaş yavaş, az bastırarak süngerin kusursuz bir şekilde kesilmesini sağlarız. 4) Artık falçatanın gideceği yol da oluşmuş olduğundan bu kez daha rahatça bastırarak altta kalan kısmı (lastiğin üst yüzey kısmı yani) da kolayca keseriz. İşte hepsi bu kadarcık. Ama en önemli şey ne biliyor musunuz ? Lastiği berbat etme korkusunu yenmek. Bu korkuyu yenmenin yolu da yukarıda anlattığım metodu eski bir lastiğiniz üzerinde denemek, lastik kesmenin aslında çok da zor olmadığını kendi gözleriyle görmek. Ondan sonrası kolay zaten.
  22. AhmetSozmen

    Ideal Antrenman Topu

    İçi TSP antreman toplarıyla dolu torbadan kendime falsosuz top seçiyordum. Kendime 20 top seçtiğimde toplam 24- 25 top kontrol etmiştim. Oyun konforuna ve dayanıklılığına da diyecek yok doğrusu. Ben TSP diyorum kullanıcı gözüyle.
  23. Sait Bey aynı zamanda üniversitede bizim elektronik hocamızdı. Kendisiyle 1 kere maç yapmışlığım vardır, onu da kaybetmiştim. Vefat ettiğini duyunca ben de çok üzüldüm. Yaşı genç sayılırdı, ama ölüm yaşa bakmıyor. Allah kendisine gani gani rahmet eylesin, amin.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..