Jump to content
Masatenisi.org Forum

Masa Tenisinin Genel Sorunları Ve Bazı Düşünceler..


serhat35

Recommended Posts

Bu spora gönül vermiş herkese merhaba;

 

Belli bir süredir siteyi takip ediyorum. Takip ettiğim sürede masa tenisinin genel sorunları ile ilgili konulara hemen hemen hiç değinilmediğini gördüm. Oysa sitede masa tenisini bir adım daha ileriye götürebilecek görüş ve önerilerin tartışılabileceği bir platformun oluşabileceğini düşünüyorum. Bu konuda düşüncesi olan herkesi görüşünü açıklama davet ediyorum. Uzun süre masa tenisine ara verdikten sonra, yaklaşık bir yıldır camianın içine, kısmen de olsa, geri döndüm diye bilirim. Aradan geçen bunca yıla rağmen ,yaklaşık 15 yıl, masa tenisinin geldiği nokta ve içinde bulunduğu durum açıkçası beni hayal kırıklığına uğrattı. Eski hastalıkların ve sorunların devam ettiğini, bunun yanında çok az olumlu gelişmenin olduğunu üzülerek gördüm. Bu satırlar bu sporu seven ve gönül veren biri tarafından, masa tenisinin nasıl daha ileriye götürülebileceğine dair görüş açıklamasına yönelik olarak kaleme alınmıştır. Hiç kimseyi kırmak, üzmek, suçlamak, karalamak veya göklere çıkarmak amacını taşımamaktadır. Dışardan bir gözle objektif tespitlere yer verimliye çalışılmıştır.

 

Masa tenisinin genel sorunları benim tespitlerime göre ve şu anda aklıma geldiği kadarı ile şu şekilde sıralanabilir;

 

1- Genel yönetim anlayışındaki bir takım hatalar; Bunun içine en başta gençlik spor genel müdürlüğü, federasyon, il temcilikleri, kulüp yöneticileri, antrenörler ve şu veya bu şekilde sporun içinde söz ve yetki sahibi olanlar girmektedir. İlk olarak yönetim organizasyonunda bir plan-program eksikliği olduğu çok açıktır. Sporu geliştirmek için kısa, orta ve uzun vadede ortaya konan bir master plan bulunmamaktadır. Varsa da planın açıklanmadığı veya uygulanmadığı ortadadır. Masa tenisi yöneticiliği, sadece turnuva organizasyonu veya milli takım organizasyonlarından ibaret olmamalıdır. Sporu geliştirmek için bir plan ortaya konmalı, yapılacaklar belirlenmeli ondan sonra bu master planın uygulanması için çaba harcanmalıdır. Bir plan geliştirilirse bütçe imkanları zorlanarak veya sponsorlarla maddi kaynak da bulunabilir. Önemli olanın bir hedef belirlemek olduğunu düşünüyorum. Örnek vermek gerekirse; orta vadede, 5 yıllık sürede, Avrupa Şampiyonu çıkarmak, lisanslı sporcu sayısını 10.000 e çıkartmak v.s sayılabilir.

Yönetimin en önemli unsurlarında biri de hiç şüphesiz adalet ile yönetmektir. İller, kulüpler, sporcular arasında, adil ve hakkaniyete uygun bir davranış sergilenmeli, hatır- gönül ilişkisine girmekten, menfaat grubu oluşturmaktan uzak durulmalıdır. Olumsuz tarafından uygulamanın böyle olduğuna dair her hangi bir tespiti bulunmamaktadır. Adaletin olmadığı yerde, kimse kendini güvende hissetmeyeceğinden her hangi bir olumlu gelişme olması beklenemez. Yapılan adaletsiz uygulamalar, kulüplerin kapanması, sponsorların desteğini çekmesine, sporcuların bu spora küsmesine neden olacaktır. Örneğin ikinci lig A ve B grupları arasında bulunan takımlar arasında güç açısından bariz farklılıklar vardır. Aynı uygulama geçen yılda yapılmıştır. Geçen yıl A grubunda düşme hattında olan takımlardan bazıları B grubunda olsalardı 1. lige dahi çıkma ihtimalleri dahi olabilirdi.Bu kabil uygulamalarda her hangi bir kötüniyet bulunmasa dahi acaba B grubunda olupta lig çıkması istenen takımlar mı var sorusunu akla getiriyor. Somut olay, örnek vermek için açıklanmıştır. Kimseyi suçlama veya art niyet arama gibi bir kasıt yoktur.

 

2- Kulüp ve sponsor sayısının artırılamaması; gelişmeyi sağlayacak yolun hiç şüphesiz sporcu ve kaliteli antrenör sayısının artmasından geçeceği açıktır. Bunun ön şartı da kulüp ve sponsor desteğinin sağlanmasıdır. Masa tenisinde temel sıkıntılardan biri pastanın paylaşılması sıkıntısıdır. Pastanın büyütülmeden sorunun çözülemediği, tıkanma noktasına geldiği, buna bağlı olarak da masa tenisinin geri gittiği artık görülmelidir. Bu bağlamda İstanbul Büyükşehir Belediyesini yatırımı için kutluyorum, Fenerbahçe’ yi A takım seviyesinde başarılı bir takım kurduğu için kutluyorum. İBB gibi alt yapıya önem veren 10 takım daha olsa idi hiç şüphesiz masa tenisi çok daha farklı yerlerde olurdu. Diğer Belediye ve üst seviyede diğer büyük kulüplerimiz de bu güzel spora yatırım yapmaları için teşvik edilmelidir. Kısaca sponsorluk yasası olarak bilinen 04.03.2004 tarihli 5105 Sayılı Yasa ile değişik 3289 Sayılı Yasa bir sponsorluk konusunda bir çok imkan getirmiştir. Bu yasal düzenlemelerden masa tenisi çok az yararlanabilmiştir. Sponsorluk kapsamında yapılan harcamaların amatör spor dalları için tamamı Gelir Vergisi Yasası ile Kurumlar Vergisi Yasası'na göre gider olarak sayılacaktır. Yasal hükümler karşısında bulunulacak sponsorun sponsorluktan dolayı her hangi bir zararının olmayacağı açıktır. Geriye sadece sponsorların ikna edilmesi kalmaktadır. Pastanın büyütülmesi için sponsorluk yasası önemli bir fırsat sunmaktadır.

Masa tenisinin ivme kazanabilmesi için üst seviyede bir başarının şart olduğunu, en kısa sürede sağlanmasının gerektiğini düşünüyorum. Bilardo sporu, Semih SAYGINER in elde ettiği başarılardan önce ne kadar tanınıp biliniyordu? Elde edilen başarı ilgiyi bu spora yöneltmiştir, aynı şeyler halter için hatta atletizm için de söylenebilir. En kısa sürede üst seviyede başarının sağlanması için her türlü fedakarlıktan çekinilmemelidir.

 

3- Kitle iletişim araçlarından yeterli desteğin görülmesi için çalışma yapılmalıdır. Malesef TRT de dahi uzun süredir masa tenisi ile ilgili olarak bırakın canlı veya bant yayını bir habere dahi rastlamadım. TRT ve diğer kanalların amatör sporlara daha fazla yer vermesi için RTÜK’ e müracaat dahil her yok denemelidir. Kişilerin görmediği ve bilmediği bir şeye karşı ilgi duymaları beklenemez. Masa tenisi gözden uzak olduğu sürece gönülden de ırak durmaya devam edecektir. TRT nin haftada 10 dakika dahi yayın yapmasının çok şeyi değiştireceğini düşünüyorum. TRT bunu da yapmıyor ise bizim vergilerimizle neyi yapacak diye sormak isterim?!

 

Aslında daha yazılabilecek çok şey var ama şimdilik bu kadar yeter sanıyorum. Okuyanların da sıkılmaması lazım. Devam etmek isteyen kaldığım yerden devam edebilir. Bir gün bir şey değişir, her şey değişir. Sağlıcakla kalın. Yazımla birilerini incittiysem şimdiden özür dilerim. Selamlar..

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Guest Tanju Cansever

Sayın Serhat35,

 

1 hafta süreden beri açtığınız konuya herhangi bir katılım mesajı olmadığına göre demek ki bu konu kimsenin ilgisini çekmiyor. İki satır da olsa sizin emek verip uzun uzun yazdığınız bu konuya kimse katılım ihtiyacı hissetmiyor. Zaten masatenisi gelişip de ne olacak ki, dışardan hazır süper oyuncular alıp oynatmak varken allahaşkına? Hazıra konmak daima iyidir, çalışıp üretmek zordur. Planlar yapmak, geniş kitlelere masa tenisini yaygınlaştırmak, kendi içimizden Avrupa şampiyonu falan çıkarmak uzun iş. Emek ister.

 

Sevgiler, saygılar........

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Tanju bey tabiki emek verilmeyen hiç bir işte başarı beklenemez. Devletimizin spor ve sporcuya bakışı zaten federasyonların bütçelerinden belli. Liglerde oynayan takımların yol masrafları bile karşılanamıyor.

Bence bu sporun gelişmesi için avrupada olduğu gibi sponsor firmaların olması. Burdada en büyük iş bu sporu seven işadamlarımıza düşüyor.onlar destek olurlarsa sanırım gelişir ve zamanlada maddi imkanlara kavuşan sporcularda işleri sadece masatenisi olacağı için başarıda kendiliğinden gelecektir.

mesela sadece masatenisine ait bir spor salonu yaptırmak ile işe başlanabilir.

her ilde sadece sporcuların gittiği bir okul (ilk öğretim -lise ) açılabilir.

masatenisini seven zengin işadamlarına duyurulur.

şimdilik bu kadar uzun olunca okumaya bile üşenen bir milletiz.

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Benim asıl kızdığım malesef ülkemizde Masa Tenisi çocuk oyunu gibi algılanıyor... Yani yetişkinlerin değilde çocukların oynadığı bir oyun. Spor gibi bile görmüyor bir çok insan... Halbuki bilseler ne kadar zevkli ve faydalı bir spor ama malesef... Eğitim şart...

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Guest Tanju Cansever

Açık sözlü olmak gerekirse, işadamlarının bu spora destek vermesi için illa sevmesi gerekmiyor. İşadamı bu spordan para kazanabilir mi ona bakar. Mesela futbol aslında oynayana da oynatana da büyük paralar kazandıran bir "iş"tir. Halı sahalar açıp futbol oynatanlar aslında destek vermek için değil, para kazanmak için halı saha açarlar. Bir halı saha yanında kafeteryası, soyunma-giyinme odaları, çalışanları falan epey bi yatırım gerektirir. Karşılığında rağbet yoksa, buralara insanlar gelip paralar dökmüyorsa niye açsın? Demek ki önce arz talep dengesi kurulması lazım!

 

Talep nasıl oluşur? İnsanımız sporu bir yaşam biçimi olarak algıladıkları zaman. İşte devlete de burada görev düşüyor. Nasıl ki eğitim, sağlık, adalet gibi konularda devlet elinden geldiği kadar 70 milyon nüfusa karşılıksız hizmet vermeye çalışıyorsa spora ayrılan bütçeyle de insanımızın spora bakış açısına hizmet etmesi lazımdır. Halbuki ilçelerde bulunan daha önce halkın vergileriyle yaptırılmış kapalı spor salonları bile günümüzde özel spor takımlarına (örnek: basketbol takımlarına, yöresel futbol kulüplerine) 30-50 yıllığına kiralanmakta, halkın spor yapması imkansız hale getirilmekte. Bir ülkede sporu yapacak olan sadece sporcular değildir, ülke insanı olarak spor yapmalıyız. Sağlıklı birey olmanın en önemli şartı budur. Hastanelerde tedavi yapmakla sağlık yönetimi olmaz, önce insanımızı sağlıklı birey haline getirmekle sağlık yönetimi olur.

 

Masa tenisini sevdirmenin temel şartlarından biri de bu oyunun güzelliğini, zorluğunu, estetik yanlarını halkımıza göstermektir. Burada da en büyük görev üst düzey sporcularımıza düşüyor. Bunların artık kendilerini bulunmaz hint kumaşı gibi görmekten vaz geçmeleri, zaman zaman halka inerek bu sporun gerçekte nasıl oynandığını ve ne kadar mükemmel bir spor olduğunu insanımıza göstermeleri gerekir. İnsanımız masa tenisini bilmiyor ki talep edip oynasın, para harcasın. Küçük plastik bir topu masada karşılıklı ping pong sesleri arasında birbirlerine atmak olduğunu zannediyorlar. Kulanılan raketlerin de sadece piyasada satılan 5-10 liralık oyuncak raketler olduğunu sanıyorlar. Haksız mıyım? Bu forumda bile hala öyle zannedenler var, mesajlardan anlaşılıyor. Arkadaş soruyor, stiga raket mi daha iyidir yoksa butterfly raket mi diye!

 

Bu arada son Ankara Buluşmasından da söz etmeden geçemeyeceğim. Tam 8 saatlik yoldan geldim ama buluşmaya katılan 15 Ankaralı arkadaştan Kenan Atalay, Tufan Yalçın, Eko72 ve Büyükdoğu hariç hiç kimseden bir hoşgeldin lafı işitmedim. Hemen turnuvaya kilitlendik. Toplam 10 dakika oynadım desem yalan olmaz. Sanki Türkiye şampiyonası, herkes bir yenme-yenilme telaşında! Buluşmanın adı var kendi yok!!

 

Haddim olmayarak epey uzattım kusura bakmayın. Talep nasıl oluşacağını söyledim, talep olduktan sonra arz da gelir. İşadamları halı saha, bilardo salonu, internet kafe, fitness salonu açmadan acaba masa tenisi salonu açsam mı diye düşünmeye başlarlar. Devlet milli takımı finanse eder ama liglerde oynayanları da finanse etmek zorunda değil herhalde. Spora ayrılan bütçe daha çok halk için kullanılması gerekiyor sanıyorum. Masa tenisini de bir meslek olarak görmekten vaz geçelim. Sen sabahtan akşama kadar masa tenisi çalış, para kazan, peki bana ne faydan var kardeşim? Eğer bu bir meslekse ve bu işten para kazanıyorsan bunun karşılığında insanlara bir hizmet sunmalısın öyle değil mi? Devlet bana tıp bilimini biliyorum diye para vermiyor, insanlara sağlık hizmeti sunuyorum diye para veriyor. Eğer Türk milli takımını başarıdan başarıya koşturuyorsan bu bir hizmettir, tabi ki çok para kazanmalısın ama liglerde oynuyorsan kime ne hizmeti sunuyorsun.

 

Bir futbol maçı olduğunda kahvehaneler dolup taşıyor neden? Talep var da ondan. Adam masa tenisini görmemiş ki talep oluştursun. Eskiden bile daha çok talep vardı, artık hiç kalmadı. Bil bakalım neden! Eline iki tane Bryce, bir tane de Primorac carbon alan artık kimseleri beğenmez oluyor da ondan. Burunlar kaf dağında, tüm yetenek onlarda..doğuştan şanslı kişiler bunlar, doğarken öğrenmişler masa tenisini!!!Seni seyretmek için salon dolmuyorsa sadece kendini tatmin ediyorsun, farkında değilsin...Bunun için de devletten, sponsorlardan para istenmez ki canım!!!!

 

Hepsi bu kadar..Bu da benim bakış açım..Üşenmeyip okuyanlara şimdiden teşekkür ederim.. Masa tenisi camiasına dolaylı yoldan da olsa girmemizi ve sobet etmemizi sağlayan forum yöneticilerine de ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Masa tenisine en büyük hizmeti yapanların başında gelmektedir FORUM.

 

İyi akşamlar...:)

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Açık sözlü olmak gerekirse, işadamlarının bu spora destek vermesi için illa sevmesi gerekmiyor. İşadamı bu spordan para kazanabilir mi ona bakar. Mesela futbol aslında oynayana da oynatana da büyük paralar kazandıran bir "iş"tir. Halı sahalar açıp futbol oynatanlar aslında destek vermek için değil, para kazanmak için halı saha açarlar. Bir halı saha yanında kafeteryası, soyunma-giyinme odaları, çalışanları falan epey bi yatırım gerektirir. Karşılığında rağbet yoksa, buralara insanlar gelip paralar dökmüyorsa niye açsın? Demek ki önce arz talep dengesi kurulması lazım!

 

Talep nasıl oluşur? İnsanımız sporu bir yaşam biçimi olarak algıladıkları zaman. İşte devlete de burada görev düşüyor. Nasıl ki eğitim, sağlık, adalet gibi konularda devlet elinden geldiği kadar 70 milyon nüfusa karşılıksız hizmet vermeye çalışıyorsa spora ayrılan bütçeyle de insanımızın spora bakış açısına hizmet etmesi lazımdır. Halbuki ilçelerde bulunan daha önce halkın vergileriyle yaptırılmış kapalı spor salonları bile günümüzde özel spor takımlarına (örnek: basketbol takımlarına, yöresel futbol kulüplerine) 30-50 yıllığına kiralanmakta, halkın spor yapması imkansız hale getirilmekte. Bir ülkede sporu yapacak olan sadece sporcular değildir, ülke insanı olarak spor yapmalıyız. Sağlıklı birey olmanın en önemli şartı budur. Hastanelerde tedavi yapmakla sağlık yönetimi olmaz, önce insanımızı sağlıklı birey haline getirmekle sağlık yönetimi olur.

 

Masa tenisini sevdirmenin temel şartlarından biri de bu oyunun güzelliğini, zorluğunu, estetik yanlarını halkımıza göstermektir. Burada da en büyük görev üst düzey sporcularımıza düşüyor. Bunların artık kendilerini bulunmaz hint kumaşı gibi görmekten vaz geçmeleri, zaman zaman halka inerek bu sporun gerçekte nasıl oynandığını ve ne kadar mükemmel bir spor olduğunu insanımıza göstermeleri gerekir. İnsanımız masa tenisini bilmiyor ki talep edip oynasın, para harcasın. Küçük plastik bir topu masada karşılıklı ping pong sesleri arasında birbirlerine atmak olduğunu zannediyorlar. Kulanılan raketlerin de sadece piyasada satılan 5-10 liralık oyuncak raketler olduğunu sanıyorlar. Haksız mıyım? Bu forumda bile hala öyle zannedenler var, mesajlardan anlaşılıyor. Arkadaş soruyor, stiga raket mi daha iyidir yoksa butterfly raket mi diye!

 

Bu arada son Ankara Buluşmasından da söz etmeden geçemeyeceğim. Tam 8 saatlik yoldan geldim ama buluşmaya katılan 15 Ankaralı arkadaştan Kenan Atalay, Tufan Yalçın, Eko72 ve Büyükdoğu hariç hiç kimseden bir hoşgeldin lafı işitmedim. Hemen turnuvaya kilitlendik. Toplam 10 dakika oynadım desem yalan olmaz. Sanki Türkiye şampiyonası, herkes bir yenme-yenilme telaşında! Buluşmanın adı var kendi yok!!

 

Haddim olmayarak epey uzattım kusura bakmayın. Talep nasıl oluşacağını söyledim, talep olduktan sonra arz da gelir. İşadamları halı saha, bilardo salonu, internet kafe, fitness salonu açmadan acaba masa tenisi salonu açsam mı diye düşünmeye başlarlar. Devlet milli takımı finanse eder ama liglerde oynayanları da finanse etmek zorunda değil herhalde. Spora ayrılan bütçe daha çok halk için kullanılması gerekiyor sanıyorum. Masa tenisini de bir meslek olarak görmekten vaz geçelim. Sen sabahtan akşama kadar masa tenisi çalış, para kazan, peki bana ne faydan var kardeşim? Eğer bu bir meslekse ve bu işten para kazanıyorsan bunun karşılığında insanlara bir hizmet sunmalısın öyle değil mi? Devlet bana tıp bilimini biliyorum diye para vermiyor, insanlara sağlık hizmeti sunuyorum diye para veriyor. Eğer Türk milli takımını başarıdan başarıya koşturuyorsan bu bir hizmettir, tabi ki çok para kazanmalısın ama liglerde oynuyorsan kime ne hizmeti sunuyorsun.

 

Bir futbol maçı olduğunda kahvehaneler dolup taşıyor neden? Talep var da ondan. Adam masa tenisini görmemiş ki talep oluştursun. Eskiden bile daha çok talep vardı, artık hiç kalmadı. Bil bakalım neden! Eline iki tane Bryce, bir tane de Primorac carbon alan artık kimseleri beğenmez oluyor da ondan. Burunlar kaf dağında, tüm yetenek onlarda..doğuştan şanslı kişiler bunlar, doğarken öğrenmişler masa tenisini!!!Seni seyretmek için salon dolmuyorsa sadece kendini tatmin ediyorsun, farkında değilsin...Bunun için de devletten, sponsorlardan para istenmez ki canım!!!!

 

Hepsi bu kadar..Bu da benim bakış açım..Üşenmeyip okuyanlara şimdiden teşekkür ederim.. Masa tenisi camiasına dolaylı yoldan da olsa girmemizi ve sobet etmemizi sağlayan forum yöneticilerine de ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Masa tenisine en büyük hizmeti yapanların başında gelmektedir FORUM.

 

İyi akşamlar...:)

 

 

Tanju bey,

 

O kadar doğru ve net tespitler yapıyorsunuz ki, bize söyleyecek bir şey kalmıyor. :alkis:

 

Saygılar,

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Tanju bey çok doğru tesbitlerde bulunmuşsunuz çoğuna bende katılıyorum yalnız talebin oluşması için öncelikle o bahsettiğiniz kahvelerde oturanlarında seyretmeye başlamaları lazım. sizin anlayışınıza göre futbolculara ,basketbolculara da para vermemek lazım çünkü onlarında oynarken size hiç faydaları olmuyordur. şayet bir spor dalını profesyonelce yapıyorsan o sizin mesleğiniz olmalı ve ondan geçiminizi sağlamalısınız ki başarılı olabilesiniz. yoksa sizin de bahsettiğiniz gibi bir eğlence aracı olarak kalır.

selamlar

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Guest Tanju Cansever
Tanju bey çok doğru tesbitlerde bulunmuşsunuz çoğuna bende katılıyorum yalnız talebin oluşması için öncelikle o bahsettiğiniz kahvelerde oturanlarında seyretmeye başlamaları lazım. sizin anlayışınıza göre futbolculara ,basketbolculara da para vermemek lazım çünkü onlarında oynarken size hiç faydaları olmuyordur. şayet bir spor dalını profesyonelce yapıyorsan o sizin mesleğiniz olmalı ve ondan geçiminizi sağlamalısınız ki başarılı olabilesiniz. yoksa sizin de bahsettiğiniz gibi bir eğlence aracı olarak kalır.

selamlar

 

Evet Mustafa bey, futbolcu ve basketbolcuların bana bir faydası olmuyor. Ama stadyumları ve kapalı basketbol salonlarını paralar ödeyerek dolduran, bu maçları ilgiyle izlemeye gelen futbolseverlere, basketbolseverlere çok faydası oluyor. Kazandırdıkları paralar sayesinde de yöneticilerine ve başkanlarına da çok faydası oluyor bu sporcuların. Profesyonellik ise yapılan işi para karşılığında yapmak demektir. Birileri size para ödemeyi göze almıyorsa profesyonelim diyemezsiniz. Yani profesyonel olduğunuz için para kazanmazsınız, para kazandığınız için profesyonel olursunuz. Şimdi siz demişsiniz ki ben bu işi profesyonelce yapıyorum öyleyse bundan geçimimi sağlamalıyım. Yanlış bir düşünce. Olaya ters bakıyorsunuz. Siz o işten geçiminizi sağlıyabiliyorsanız ancak o zaman profesyonelim diyebilirsiniz. Sizin üst düzeyde bir iş yapmanız profesyonel olduğunuz anlamına gelmez. Şöyle bir örnek vereyim: Siz gözleriniz kapalı olarak her defasında iğne deliğinden iplik geçirdiğinizi varsayalım. Bu durumda "ben bu konuda profesyonelim, bundan geçimimi sağlamalıyım diyebilir misiniz? Kime ne sizin yaptığınız bu işten? Haa, talep varsa ve ilgi duyuluyorsa,sizi seyretmek isteyenler oluyorsa o zaman kazanırsınız.

 

Sözün kısası masatenisi önemsenmiyor, bilinmiyor ülkemizde. Daha doğrusu unutulmuş, unutturulmuş. Sorumlusu kim, bilen varsa söylesin..Aslında sorumluları bulmak önem taşımıyor, yeniden gençlerimizi masa tenisine ilgi duyar hale getirmek önem taşıyor. Onları internet cafelerden, bilardo salonlarından masa tenisi oynanan ve seyredilen yerlere çekmek gerekiyor. Bir arkadaş diyor ki sadece sporcuların gittiği özel okullar (ilköğretim okulları) yapılsın. Bu kadar saçma bir düşünce olabilir mi? Sporcular uzaydan mı geldi, onlar özel insanlar mı? Masa tenisi sporunu sadece geçim sağlamak için yapan kişilere sesleniyorum: Sizin yaptığınız işte büyük başarılara imza atabilmeniz için önce o işten zevk almanız lazım. Sırf geçim derdiyle yapılan işten hayır gelmez. Eğlence aracı olarak kalmasını istemiyorsanız gösterin eğlence olmadığını, zor bir spor olduğunu, mükemmel bir spor olduğunu her yerde gösterin. Merak etmeyin mesleğinizi elinizden almazlar. Talep bu şekilde oluşur. Türkiyede masa tenisine bir ilgi ve talep oluşursa neden salonlar yapılmasın, neden insanlar sizi seyretmek için paralar ödemesin? Neden tv, spor mediası gibi olanaklar sizin için kullanılmasın?

 

Boyumdan büyük laflar etmek zorunda bıraktınız beni...:)) Tesbitlerimi onayladığınız için gaza geldim n'apiim....Sevgiler, saygılar.....

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

gündemimizde masatenisi ile konular olunca herkes bi şeyler yazmak istiyor, bende bunun üzerine ilave etmek istiyorum. Bulunduğum yerde 5-6 yıldır antrenörlük yapıyorum, tabii sporcu olarak uzun zamandır masatenisi hayatın içindeyim. ilk önce masatenisi nereye gittiği ne düzeyde olduğu konusunda çok yakından takip ediyor, yaşıyorum. sadece şunu belirtmek isterim ki son yıllarda eğitim sisteminde gelişen olaylar bizim spora büyük ölçüde yansıtmalar oluştu, çünkü minik sporcuları bile hedef koysanda ister istemez toplumumuzda oluşan eğitim baskısı yüzünden öncelikle eğitim geliyor. hadi diyelim masatenisinde yakaladığın çok yetenekli sporcu yetiştirdin ve uluslararası alanda musabaya katıldı iyi güzelde sonra bu sporcuya ne olanak sağlayabileceksin, sporcuya sosyal güvencesi, garantisi olmadıktan sonra bu spora ne derece ne kadar profesyonelce davranmak zorunda kalabilirinki.. türkiye de spor her ne şekilde olursa olsun bişekilde hedef varsa ve bu hedefin içinde inancı olduğu sürece mutlaka biyerde kendi çapında zirveye gelir. ben mesela çok basit bi örnek vermek istiyorum; 96 doğumlu çok yetenekli ve türkiyede çok rahatlıkla şampiyon olabilecek düzeyde ve uluslararası alanda iyi yerlere gelebilecek oyuncumuz var, düzenli olarak antreman yapıyor fakat eğitim sistemi yüzünden tam donanımlı antreman veremiyoruz. ayrıca arada dershane olayı, sınavlar olunca tabii spora fazla yükleme olmuyor, dolayısıyla elindeki hamuru yakaladın pişireceksin ama bunu bizim toplumun ister istemez yönlendirdiği baskıdan dolayı çokta üstüne düşemiyorsun.. tabi bu konuda ailelere de tam anlamıyla derdinianlatamıyorsun çünkü malesef okumaya ekmek yok. açıklamak istediğim sporun içinde eğitim olunca gelişim ve büyüme zaman zaman sorunlar karşımıza çıkıyor.

 

türkiyede masatenisi öle hale dönüştü ki, kendimizi avrupa ile kıyasladığımızda baya bi uçurum olduğumuzu görüyoruz. aslında spor olarak gündeme girmek çokkolay çünkü herkesin köşe bucaklarda, orda burda, okul ve asker hayatında mutlaka oynamışlığı vardır ama bunları sevdirmek içinde birileri bişekilde bi takım organizasyon olayına girip daha aktif haline dönüşebilir. malesef bizim toplumda bu spora karşı pek duyarlığı yok. hedefler çok önemli, kişilerin yapacağı hedef neyse orda buluşmalı. ben kendimi antrenörlük anlamda sadece bi çok sporcu yetiştirip aralarından mutlaka avrupa düzeyli oyuncu çıkar diyorum ve benim hedefim bu. hal böle olunca gidipte spor olsun diye uğraşmak istemem. dolayısıyla insanların masatenisinde kendilerine nerde buluşuyorsa orda yapsın ve yapabileceği en iyi o olsun. ne bileyim birileri sponsor bulsun işi o olsun, yada organizasyon sorumlusu olsun. ben antrenörlük yapıp sokağa çıkıp milletten para isteyip dilencilik yapmayım,ama malesef yapıyorum çünkü yapan yok. idareciler ilgisiz ve bizde gidip onların peşinden koşuyorum yani onlar bizim peşimizden geleceği yerde biz onların peşindeyiz.

 

işte sorun bu herkesin kendi alanında buluşsa zaten bu sporda sorun kalmaz ama bakıyorum herkes bi çokişle uğraşıyor o zaman hiçbi şey tam anlamıyla gelişmiyo. karmaşık yaşıyoruz sanki rastgele. sporcularda rastgele yetişiyor ve tutarsa buna şans diyorum, çünkü sistem yok, düzen yok, tesis, yok, yokda yok.. bu da benim bakış açım sevgiler saygılar..

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Tam ümidimi yitirmeye başladığım sırada Tanju Bey ve diğer arkadaşların yazılarını görmek beni mutlu etti. Başta Tanju Bey olmak üzere herkese çok teşekkür ederim. Cevap gelmese idi, ‘masa tenisinin aslında hiçbir sorunu yok da ben mi durduk yerde sorun çıkartıyorum’ diye düşünmeye başlayacaktım.

Temel sorunun, talebin artırılması olduğu çok yerinde ve doğru tespittir. Belki birilerinin canını sıkabilir veya komplo teorisi olarak görülebilir ama aslında sorulması gereken sorular şunlardır. Acaba birileri masa tenisinin gelişmemesi için bilinç(siz)li bir hareketsizlik içinde mi? Ellerindeki imtiyazın, oluşturdukları kast, klan veya her ne menfaat grubu veya her ne çıkar ise onu kaybetmemek mi yegane dertleri? Ben 15 yıl önce camiadan ayrıldığında bıraktığım figüranların yarısının yine aynı yerlerde olduğunu gördüm. Eskilerin devam etmesine bir diyeceğim yok ama yenilerin gelmemiş veya gelememiş olması önemli bir sorundur! Durağanlığın olduğu yerde nasıl gelişme olabilir ki. Hangi ileri ülkede 30 yıl bir kişi yenilmez ve Türkiye şampiyonu olur! Sistemin, 30 yıl şampiyon olanı, yenebilecek birilerini çıkartamaması büyük sorundur.! 500 üst düzey, iyi antrene edilmiş oyuncu olsa kimse değil 30 yıl, 3 yıl bile üst üste şampiyon olamaz! Birilerinin talebin gelişmesinden, oyuncu sayısının, antrenör sayısının artmasından ciddi endişe duyduğunu, ellerindeki bir takım imkanların bu surette gideceği endişesini taşıdıklarını düşünüyorum! İmtiyazlı konumlarını korumak için masa tenisine yazık ediyorlar farkında değiller. Az olsun benim olsun anlayışına bir son verilmesi gerekir artık. Amatör olarak ne kadar çok kişiye bu spor yaptırılabilir, sevdirilebilir, tanıtılabilirse talep o oranda artacak bugün 10 profesyonel oyuncuyu maddi olarak destekleyemeyen sistem yarın 100 sporcuyu rahatlıklı destekleyecektir. Birleşik kaplar misali bir birine bağlı meselelerdir bunlar, yeter ki ivme sağlayacak bir ilk hareket gelsin. Veya haraket getirtilmek istensin..

Çok uzatmanın alemi de yok aslında.. Yoksa ben mi bu spora olması gerektiğinden daha fazla önem atfediyorum!...

Selamlar..

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Bugün şöyle bir şey hayal ettim. Bir masa tenisi spor salonu... İçinde neler olacak?

 

Robot ile çalışılacak en az 25 adet masa olacak.

+ En az 75 tane masa sığacak büyüklükte bir salonu olacak.

Bir kondisyon salonu olacak en az 300 m2 alan üzerinde kurulu olacak. Masa tenisci arkadaşlar burada kondisyonda çalışabilecekler.

Bir adet açık bir adet kapalı yüzme havuzu olacak.

50 adet bay 50 adet bayan duşu olan soyunma odaları olacak.

2500 kişilik kafeteryası olacak.

En az 5 tane profesyonel Masa Tenisi antrenörü görev yapacak..

Uluslararası üne kavuşmuş sporcular gelip ders ve seminer verecek, ödüllü müsabakalar düzenlenecek.

 

Sizce böyle bir salon üyelik sistemi ile ayakta kalmaz mı? İnsanlar ilgi göstermezler mi? bence gösterirler. herkes çoluğunu çocuğunu alır ve spor yapmaya gelir. Ancak böyle bir salon için en az 1-2 milyon USD gerekir. Bu parayı kim yatıracak? Müteşebbis lazım... Sabancı veya Koç'a koymaz ancak onlar yaparlarsa yaparlar... bence bu konuda spora destek olmaları bakımından ülke zenginlerine mail vs gönderip seferberlik ilan etmek lazım...

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

1-2 anternör 5-10 masa 2-3 tanede robot yeter.

Yeterki böyle bir yer acsınlar bunu daha öncede yazmıştım belki. Büyükçekmecenin gürpınar semtinde playdrome diye bir yer acıldı 70 dönüm arazi üzerine kurulu kapalı-açık futbol-basketbol-voleybol sahaları,3-4 cesit tenis kortları var ama actım sordum masatenisi oynanabilecek bir masa varmı diye ilerde almayı düşünüyoruz dediler:(ne kadar enteresan degilmi?bence büyük bir eksiklik.Spora bu kadar yatırım yapan girşimciler bir tane masa tenisi masa sı alamamışlar

reklam olmasın ama buda sitesinin linki http://www.istanbulplaydrome.com.tr/

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Tam ümidimi yitirmeye başladığım sırada Tanju Bey ve diğer arkadaşların yazılarını görmek beni mutlu etti. Başta Tanju Bey olmak üzere herkese çok teşekkür ederim. Cevap gelmese idi, ‘masa tenisinin aslında hiçbir sorunu yok da ben mi durduk yerde sorun çıkartıyorum’ diye düşünmeye başlayacaktım.

Temel sorunun, talebin artırılması olduğu çok yerinde ve doğru tespittir. Belki birilerinin canını sıkabilir veya komplo teorisi olarak görülebilir ama aslında sorulması gereken sorular şunlardır. Acaba birileri masa tenisinin gelişmemesi için bilinç(siz)li bir hareketsizlik içinde mi? Ellerindeki imtiyazın, oluşturdukları kast, klan veya her ne menfaat grubu veya her ne çıkar ise onu kaybetmemek mi yegane dertleri? Ben 15 yıl önce camiadan ayrıldığında bıraktığım figüranların yarısının yine aynı yerlerde olduğunu gördüm. Eskilerin devam etmesine bir diyeceğim yok ama yenilerin gelmemiş veya gelememiş olması önemli bir sorundur! Durağanlığın olduğu yerde nasıl gelişme olabilir ki. Hangi ileri ülkede 30 yıl bir kişi yenilmez ve Türkiye şampiyonu olur! Sistemin, 30 yıl şampiyon olanı, yenebilecek birilerini çıkartamaması büyük sorundur.! 500 üst düzey, iyi antrene edilmiş oyuncu olsa kimse değil 30 yıl, 3 yıl bile üst üste şampiyon olamaz! Birilerinin talebin gelişmesinden, oyuncu sayısının, antrenör sayısının artmasından ciddi endişe duyduğunu, ellerindeki bir takım imkanların bu surette gideceği endişesini taşıdıklarını düşünüyorum! İmtiyazlı konumlarını korumak için masa tenisine yazık ediyorlar farkında değiller. Az olsun benim olsun anlayışına bir son verilmesi gerekir artık. Amatör olarak ne kadar çok kişiye bu spor yaptırılabilir, sevdirilebilir, tanıtılabilirse talep o oranda artacak bugün 10 profesyonel oyuncuyu maddi olarak destekleyemeyen sistem yarın 100 sporcuyu rahatlıklı destekleyecektir. Birleşik kaplar misali bir birine bağlı meselelerdir bunlar, yeter ki ivme sağlayacak bir ilk hareket gelsin. Veya haraket getirtilmek istensin..

Çok uzatmanın alemi de yok aslında.. Yoksa ben mi bu spora olması gerektiğinden daha fazla önem atfediyorum!...

Selamlar..

 

Ben serhat35 arkadaşımızın ''Amatör olarak ne kadar çok kişiye bu spor yaptırılabilir, sevdirilebilir, tanıtılabilirse talep o oranda artacak'' bu net ve sorunu ve çözümü içinde barındıran cümle konuyu tamamen çözüme götürebilir. Bu cümle ve fikir üzerinden tartışmayı devam ettirmek bence daha doğru olacağı kanısındayım.

 

Ben şimdiye kadar tanıdığım çoğu masa tenisi antrenörlerinde, çalıştırıcılarında ve beden eğitimi öğretmenlerinde, şampiyon sporcu ve şampiyon takım yetiştirme egosunu gördüm.. Neden ego diyiyorum çünkü masa tenisi sevgisi, masa tenisçi yetiştirme fikri yerini kupa ve madalya kazanma hırsına dönüştüğü için buna ben ego diyorum.

 

Hiç bir kazanım ve beklenti içerisine girmeden insanlara bu spor yaptırmak ve sevdirmek amacıyla çalışmalar yapmak zorundayız. Ya bin kişilik bir ilk öğretim okulunda 3 kız 3 erkek sporcu ile yoğunlaşıp şampiyon takım ve sporcu modeli yaratacağız yada bin tane öğrencinin okuduğu bir okulda en az bunun yarısını bu sporla tanıştırıp sevdirmek için çalışacağız. Yıllardır hep 3 sporcu, 5 sporcu, yok elit sporcu, tercihi bizleri bu duruma getirdi. Çok küçük hedefler için sporcu yetiştirme arzusu ve isteğiyle çoğu arkadaşımız yada hocalarımız bu şekilde çalıştılar.

 

Çözüm : Kısa vadeli günü birlik çalışmaları bir tarafa bırakarak, uzun vadeli ve acele etmeden sabırla çalışılmalı

Amaç : Kitlelere ulaşmak

Hedef : ilk öğretim okulları

Model : Badminton fedarasyonu ( Son 10 yılda hiç bir spor dalı badminton kadar gelişmemiştir. Furbolda dahil )

 

 

Selam ve saygılarımla

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Guest Tanju Cansever
1-2 anternör 5-10 masa 2-3 tanede robot yeter.

Yeterki böyle bir yer acsınlar bunu daha öncede yazmıştım belki. Büyükçekmecenin gürpınar semtinde playdrome diye bir yer acıldı 70 dönüm arazi üzerine kurulu kapalı-açık futbol-basketbol-voleybol sahaları,3-4 cesit tenis kortları var ama actım sordum masatenisi oynanabilecek bir masa varmı diye ilerde almayı düşünüyoruz dediler:(ne kadar enteresan degilmi?bence büyük bir eksiklik.Spora bu kadar yatırım yapan girşimciler bir tane masa tenisi masa sı alamamışlar

reklam olmasın ama buda sitesinin linki http://www.istanbulplaydrome.com.tr/

 

Canberk arkadaşım, verdiğiniz linke baktım. Adamlar 4 tane açık, 3 tane de kapalı tenis kortu yapmışlar. Soyunma odaları ve geniş kafeteryası da mevcut. Şimdi soruyorum: Bu tesisleri tenis sporuna destek amacıyla mı yapmışlar yoksa ülkemizde kort tenisine rağbet çok mu fazla? Ya da ülkemiz tenisçileri dünyada hadi bilemediniz Avrupa'da söz sahibi mi? Veya basında çok mu tenis haberleri çıkıyor, TV'de sürekli tenis haberleri mi yayınlanıyor? Hadi cevap verelim....

 

7 tane tenis kortu yapacaklarına 3 kort ve büyük bir masatenisi salonu yapamazlar mıydı? Masa tenisi federasyonunda olan yetkili ve etkili (etkisiz) kişiler bu spor kompleksi sahiplerine masa tenisi salonu yapımı konusunda etki edemezler miydi? Görünen o ki, Hülya Avşar'ın mediatik kişiliği burada masa tenisi federasyonundan çok daha önemli rol oynamış!!! Yada bizim hiç biri zerre kadar mediatik olamayan masa tenisi ustalarımızdan!!! Dikkat edelim Semih Saygıner de mediatik bir kişiliktir. Neden acaba??? Yahu adam şöhret olacağı kadar olmuş zaten, dünya şampiyonlukları var. Bakıyoruz dizi filmlerde, "şarkı söylemek lazım" gibi rating amaçlı shov programlarında, çeşitli röportajlarda boy gösteriyor, artistik gösteriler yapıyor, bilardo sporunu insanımızın beynine işliyor. Keşke böyle bir tane masa tenisçimiz olsa...İkide bir TV kanallarında karşımıza çıksa...Olamaz mı , ilişkiler bu kadar zayıf mı? Sanmıyorum!

 

İyi akşamlar.........

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Guest Tanju Cansever
Ben serhat35 arkadaşımızın ''Amatör olarak ne kadar çok kişiye bu spor yaptırılabilir, sevdirilebilir, tanıtılabilirse talep o oranda artacak'' bu net ve sorunu ve çözümü içinde barındıran cümle konuyu tamamen çözüme götürebilir. Bu cümle ve fikir üzerinden tartışmayı devam ettirmek bence daha doğru olacağı kanısındayım.

 

Ben şimdiye kadar tanıdığım çoğu masa tenisi antrenörlerinde, çalıştırıcılarında ve beden eğitimi öğretmenlerinde, şampiyon sporcu ve şampiyon takım yetiştirme egosunu gördüm.. Neden ego diyiyorum çünkü masa tenisi sevgisi, masa tenisçi yetiştirme fikri yerini kupa ve madalya kazanma hırsına dönüştüğü için buna ben ego diyorum.

 

Hiç bir kazanım ve beklenti içerisine girmeden insanlara bu spor yaptırmak ve sevdirmek amacıyla çalışmalar yapmak zorundayız. Ya bin kişilik bir ilk öğretim okulunda 3 kız 3 erkek sporcu ile yoğunlaşıp şampiyon takım ve sporcu modeli yaratacağız yada bin tane öğrencinin okuduğu bir okulda en az bunun yarısını bu sporla tanıştırıp sevdirmek için çalışacağız. Yıllardır hep 3 sporcu, 5 sporcu, yok elit sporcu, tercihi bizleri bu duruma getirdi. Çok küçük hedefler için sporcu yetiştirme arzusu ve isteğiyle çoğu arkadaşımız yada hocalarımız bu şekilde çalıştılar.

 

Çözüm : Kısa vadeli günü birlik çalışmaları bir tarafa bırakarak, uzun vadeli ve acele etmeden sabırla çalışılmalı

Amaç : Kitlelere ulaşmak

Hedef : ilk öğretim okulları

Model : Badminton fedarasyonu ( Son 10 yılda hiç bir spor dalı badminton kadar gelişmemiştir. Furbolda dahil )

 

 

Selam ve saygılarımla

 

Mustafa arkadaşım, Serhat35 arkadaşımızın fikirlerinin ben de destekçisiyim. Bunu uzun yazılarımla da anlatmaya çalıştım. Tabi ki kısa vadeli değil uzun vadeli düşünmek lazım. Çalıştırıcılar bir kaç yetenekle uğraşmayı değil, gençlerimize topyekün masa tenisini sevdirmekle uğraşmalıdırlar. Bundan sonra gerisi gelir. Bir bakarsınız ki karşınızda bir kaç yetenek değil, binlerce yetenek vardır.

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Bu gün oğlumun okulda veli toplantısı vardı .Bende velisi olarak gittim notlar iyi bir problem yok ,hocanın birisi giriyor birisi çıkıyor veliler not peşinde ,bizde oğlumuzun size karşı bir saygısızlığı varmı muhabeti hocalarıyla yapıyorum,neyseki yok .Günün süprizi beden eğitimi hocasından bana geliyor.Benle birebir görüşmek istiyor.Bende keyifleniyorum oğlumun spora karşı kabiliyeti bayağı iyi heralde birşeyler yapacaklar diye düşünüyorum. Ama heves kursakta kaldı .Bizim oğlan iki arkadaşıyla birlikte disiplinden dönmüş.Döndüğü konu MASATENİSİ oynamak, oynadığı zanmanda beden dersi saatleri içersinde.Müdür bey 40mm lik topun gürültüsünden kafası şiştiği için değil .Topun aradasırada veli toplantısının yapıldığı sınıfın kapısının altından topun içeri kaçması ve çocukların bu topu almak için velilerin bulunduğu sınıfa girmeleri.Konunun ana özeti.Şaka gibi ama değil.Bu olay bugün gerçekleşti.

Geçen sene liseler arası santranç şampiyonasında bizimkiler kupa aldığında bizim okulun müdürüde ordaydı.Hocam satrança iyiyiz ,şu masa tenisinede bir el atsak kolay yapılan bir spor dedim ,kafasını salladı sadece beyinsel eğitim ,bedensel eğitim çocuklar istemiyor dedi ve kestirip attı.

Beden eğitimi hocasıda devlet memuruyum müdür beyle kapışmak istemiyorum dedi.Bizim oğlanda geri adım atmaz versin disipline diyor.

hendbol oynuyordu ne işin var bu sporda gel güzel bir spor yap dedim demez olaydım . Oğlumuzu kurda kuşa yem etmiyeceğimize göre ,Ailecek disipline gideriz heralde.

 

Bu anlattığım olay Türkiye'nin sayılı Anadolu Lisesinden birinde gerşekleşti.Bilginize

 

Arkadaşlar içinde manken varmı,futbolcu varmı , televolelere konu olabiliyormusun bunlar(Bülent Ersoy Hn.Efendiyi unutuyordum) bu sporun içinde yoksa uğraşmayın gitsin.Bu ülkede bu zihniyetle bırakın şampiyon sporcu yetiştirmeyi , karşılıklı oynayacak sporcu yakında bulamayız.

Buda benim bakış açım.

 

Saygılarımla.

KTM

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Ankara-Pursaklar belediyesinin bir kültür merkezi var.İnternet salonu,fitness,kapalı spor salonu v.s. ve bir adette incecik kalitesiz bir masa.Kuytu köşe bir yerde ne göreyim iki adet sıfır stiga ittf onaylı masa ve yanında bir koli 3***bty maç topu! hemen görevlilere bu masaların neden kullanılmadığını sorduğumda "bu masaların sadece belediye başkanı ve misafirlerinin oynaması için alındığını" söylediler. Resmen komedi.Çocukların bu masalara zarar vermelerinden korktukları için oynatılmıyor dediler peki o zaman bulun bir antrenörde çocuklara eğitim verin dediğimde şu an için düşünülmüyor dendi.Ancak, bu semtte hiç bilinmediği halde badminton ve hokey federasyonları belediyeye bizzat başkandan duymuştum "madem kültür merkezi açtınız alın size ekipman (20 badminton raketi ve top,10 hokey sopası ve topu)" diyerek belediyeye zorla da olsa badminton ve hokey antrenörü buldurup buradaki 20-30 çocuğa bu dallarda eğitim veriliyor.Peki o zamanlar bizim federasyon ne iş yapıyordu.

Halbuki o masaları bir kullanabilsem orada bulunan çocuklara biraz olsun faydam olurdu.Fakat ısrarlıyım başkana ulaşmaya çalışıyorum.

 

Bence federasyonun siyasileri kullanarak çabalaması lazım.C.başkanı, başbakan, o da olmadı en azından sorumlu bakanları ikna ederse onlarda trt ve belediyelere talimat vererek tanıtım konusunda bir yerlere belki varılabilir.

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Aklıma ulusal basında masatenisi ile ilgili çıkan son haberlerden aklımda kalanlar,

1. Küçük yaştaki bir sporcunun doping kullanması ile ilgili,

2. Başbakan'ın raket tutuşu ile ilgili (o nasıl bir tutuştu ), iki garip haber,

Ben de 2 haber hatırlıyorum

Birisi Türkiye şampiyonasına giden bir otobüste vefat eden minik sporcu, diğeri de Fenerbahçe'nin şampiyonluğunun ertesi

Çinli oyuncu skandalının haberi.

 

Tanıtım ve Semih Saygıner deyince aklıma geldi. Ünlü bir yabancı bir [talk show]'da -ismini hatırlayan yazsın- 2 tane masa tenisçi çıkıyor ve program devam ederken minik bir antreman yapıyorlar.

Millilerimizin başarılarının ertesinde, hem başarılarının reklamını yapmak hem de masa tenisinin prestijli bir spor olduğunu halka gösterseler fena mı olur?

Millilerimiz değil de süper lig takımlarından bir oyuncu çıkamaz mı? Çıkmak için çabalayamaz mı?

Minik masa tenisçilerimiz çıksa çocuklara bu sporu sevdirse nasıl olur?

[O (talk show)'u sunanın ismini hatırlasam videosunu bulacağım, ünlü bir programdı)]

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Herkese merhaba,

 

Bu konuda bir süredir yazıp yazmama arasında gelip gidiyordum. 18 yıldır aktif olarak masa tenisi oynayan ve de Milli Takım seviyesinde de oynamış bir sporcu olarak, bu camiada o kadar çok olumsuzluk/yanlış iş gördüm ki.. İşte bu yüzden de ben masa tenisinin Türkiye'de gelişebileceğini düşünmüyorum. Bu zamana kadar yazılan görüş/yorum/önerilere de sonuna kadar katılıyorum. Ancak, masa tenisi gibi amatör branşlardan insanlar kendilerine o kadar güzel çıkar/rant sağlıyor ki, birşeyler yapmaya çalışanlar da ya arada kaynıyor ya da camia onları da kendisine benzetiyor. Hala bu spora devam ediyor olmam da sadece masa tenisine gönül vermiş olmam ve oynarken egleniyor/stres atıyor olmam. Hatta bu spor gerilemez de yerinde saysa bile Türkiye için iyi bir başarı bence..

 

Tabi ki bunlar sadece benim şahsi görüşlerim.. Ama yine de paylaşmak istedim.

Herkese saygılar..

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 members

    • Bu sayfayı inceleyen kayıtlı kullanıcı yok
  • Çevrimiçi Kullanıcılar   0 Üye, 0 Gizli, 16 Misafir (Tam liste)

    • Şu anda bağlı kayıtlı kullanıcı bulunmuyor
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..