Jump to content
Masatenisi.org Forum

Tahta tavsiyesi


Ali Oktay

Recommended Posts

Merhabalar

Bu sene bulunduğum eyaletin yerel liginde oynamaya başladım. Maçları daha ciddi oynamaya başlayınca şöyle bir sıkıntı ortaya çıktı. Masa üzerinde topu karşıya ittirirken olması gerekenden yüksek yollamak zorunda kalıyorum bu da rakip için kolayy atak şansı yaratıyor. Sorunun bir kısmı elimdeki raketten kaynaklanıyor (tabiyki büyük kısmı yeteneksizlikten ancak raketi suçlamak daha kolay :D).  Donic Waldner Legend Blade tahta üzerinde Joola Golden Tango PS (backhand), Joola Rhyzer 48 (forehand) şuan oynadığım raket. Joola lastiklerle devam etmeyi düşünüyorum (bir sonraki lastikleri biraz daha kontrollü alabilirim) ancak tahta konusunda tavsiyenizi almak isterim. Aklımdakiler aşağıdaki tahtalardan biri

  • Nittaku Violin Carbon
  • Butterfly Timo Boll ALC
  • Butterfly Viscaria
  • Donic Original True Carbon

Ya da başka önerilere de açığım. Yukarıda yazdıklarım dışında oyun stili olarak masaya yakın ya da orta mesafeden hızlı topspin oynamaya çalışıyorum genelde. Forumda biraz araştırmaya çalıştım ancak çok bilgi bulamadım bu tahtalar için.

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Teşekkürler Berhan

Timo Boll ALC yi deneme şansım oldu ve siparişini verdim. Şuan oynadığım raketten farklı olarak topspinler benzer yükseklikte neti aşarken masanın ortasına daha yakın düştü, bu da daha güvenli hissettirdi. Masa üstündeki pushlarda ise tahminimden daha hızlı ama mevcut raketten daha kısa gidiyor. Boyutlarını karşılaştırmayı unuttum ancak daha hafif hissettirdi Timo Boll ALC.

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Donic WLC hinoki üst katmanlı, ortası kiri, aralarda da karbon katmanları olan 3+2 yapıda bir tahtadır. Her ne kadar hinoki katmanlar pek kalın olmasa da (ve pek üst kalite sınıfında) neticede bir nevi Butterfly Gergely, Sardius, Schlager karbon vs klonudur.

Aynı markanın “Original Carbospeed” modeli ile benzer yapıda olsa da hızı daha yavaş, kontrolü daha yüksek bir tahtadır. Bence fiyatına göre iyi bir tahtadır.

Bahsettiğiniz zıplaklık meselesi sanırım hinoki katmanların katapultunun yüksek olmasından kaynaklanmakta…

Farklı lastiklerle daha iyi sonuç alabilirsiniz.

Diğer yandan yeni tahtanız da pek tabii ki üst kalite bir tahta ve Siz de uyum sağladı iseniz, hayırlı olsun.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Neden karbon sorusunu cevaplamak gerekir? Zaten topu uçuruyorsanız elinizdeki tahtayla devam edip atış açısı alçak lastik seçin. Ya da şikayet ettiğiniz lastiklerle devam ediyorsanız daha ince süngerlisini deneyebilirsiniz. Tahtayı kesin değiştirmeyi kafanıza koyduysanız karbonsuz bir tahta almanızı tavsiye ederim. Tsubasa'nın yazdığı gibi 7 katmanlı bir tahta ideal olacaktır. ;):

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Bir kaç 7 katlı tahta:

Donic Persson Powerplay

   ''           ''              ''            V1 ( sapı oyuk )

   ''           ''              ''            V2 ( sapı oyuk )

Donic FALCK

Stiga Carbo 7.6 ( 6 ince kıyım karbon katlı )

XIOM Extreme S

AVALOX P700

DHS PG7

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Yorumlar için çok teşekkür ederim.

Biraz daha lastik ve tahta seçimimin öncesini yazarsam daha netleşecek konu. Tekrar başladığımda elimdeki tahtanın (Butterfly Kreanga Aeros Glassfiber) üzerine Acuda S1 ve S2 yapıştırdım. 15 senece önce Gergely üzerine Sriver ile oynuyordum ve hızına alışamadan ara vermiş olsam da hissiyat olarak memnundum. Bu sebeple bir süre oynadıktan sonra gaza gelip Donic WLC ve Original Carbospeed aldım. Nasıl olsa (Levend'in dediği) daha farklı ve/veya yavaş lastiklerle bir uyum sağlarım diye düşündüm ve Donic in nerdeyse tüm lastiklerini (genelde en ince sünger seçeneği ile) bu tahtalar üzerinde denedim. Topspinleri masaya tutturuyorum ancak hep ucu ucuna masaya geliyor (Topun çizdiği arc daha düz o yüzden her an masanın dışına çıkacakmış gibi geliyor ya da çıkıyor zaten) İkinci sorun ise ne yaparsam yapayım masa üzeri pushlarda kısa ve filenin üzerinde çok yükselmeyen vuruş yapamıyorum. Bu söylediğim olumsuz taraflar Carbospeed ile 2-3 cm daha uzun gidiyor o yüzden şuana kadar WLC ile devam ettim. Özellikle oynadığım lig de sayı almak için masa üstündeki kontrolü iyi sağlamak gerekiyor. Bunların dışında denediğim lastiklerin bir kaç tanesini all wood olan Donic Persson Powerspeed üzerine taktım ancak oynayamayacağım kadar yavaş bir raket oldu.

Timo Boll ALC yi denedikten sonra hem sevdiğim karbon hissiyatını alabildim hem de topspinler masaya daha güvenli düştü. Kendi lastiklerimi (Joola Ryhzer 48 ve Dynaryz CMD) taktıktan sonra gelişmeleri tekrar yazarım.

Son olarak Donic yerine Joola lastiklere geçiş sebebim ise Donic lastiklerin bir çoğu beklediğimden daha kısa sürede ilk özelliğini yitiriyor. Butterfly devam etmek isterdim ama fiyatlar malum :D Joola dan da %30 indirim olması mecburen seçimimi Jooladan yana kılıyor.

Tekrar teşekkür ederim. Sonuç olarak şuan ki planım istediğim verimi alabilirsem Timo Boll ile devam etmek. Eğer uyumu yakalayamazsam farklı lastikler denemek istiyorum. Bu da kurtarmazsa Tsubasanın önerdiği yeni nesil all wood tahtalara odaklanacağım

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Topu, sipin ile kontırol ediyoruz.

Sipinks yaparken topa uyguladığımız enercinin bir kısmı topu döndürür, bir kısmı da topu, ileriye atar.(Vurma, vuruş, çakış, çakma, çivi...)  Aslında sözü, enerciyi, böyle bir kısmı topu döndürür, bir kısmı da topu ileri atar diye söylemekte, bir ifade kolaylığı buluyor, bir bölme yapıyorum. Yokusa enerci birdir, bölünmezdir, içiçe geçmiş, bütündür. Burada sürtme ve vurma kavramlarını devreye sokup,, onu ''bileşenlerine ayırıyoruz''. Vuruş sırasında olanı, bir bölme işlemi olan zihin ile, öğrendiklerimiz ile, geçmiş ile ''yorumluyor'', onun hakkında söz söylüyoruz. ''Hakkında'' ama, deneyimin kendisinin yaşanışı değil.

Evvela, sipinks yaparken, sürtme anında, enercimizin ne kadarını topu döndürmeye, ne kadarını ise topu ileri atmaya yönlendirdiğimizin ayrımında olabilmeliyiz. Önce bu. Önce bu; topa otomatik, ezbere vurup, çevreye kendini masa tenisi oynuyormuş gibi göstermenin ötesine harbiden geçmek... Önce bu; uyguladığımız gücün bileşenlerini ayrımsayabilmek...

Topu döndürmeye mi, topa vurmaya mı, hangisini yapmak için bedenimizin hangi kas guruplarını kullanıyoruz, evvela bunun İYİCE ayrımında olmak için çalışmak lüzumu vardır.

Sonra, döndürme ve vurma miktarlarıyla oynama, bunları azaltıp, çoğaltmalara geçilir. Bu arada ''Boş sipin'' yapabilmeyi de, eni konu becerebilmeye başlarız. Bunların öncekilerini becerebilmeden, sonrakileri de yapmak mümkün olmaz; ya da mümkün olur da, yapacağın vakit yüzdesi düşük olur,( ya da bu zanna kapılırsın ) bu da kendimizle kurduğumuz ilişkiyi etkiler, bacaklarımız titrer.

70'lerin sonunda, enercinin, belli ki topu döndürmekden çok, topa vurmaya vakfedildiği vuruşlar var idi de, bunlar için ''fassipin''(fast spin) ''tiren sipin'', ''tiren'' gibi deyimler kullanılırdı. 3.top ataklarında bol bol ''tiren'' geçerdi.

Döndürme aşaadan yukarı yerine, topun alt ve yancaazından uygulanırsa da bu ''sayt'' ya da ''sayt sipin'' adını alır idi. (Bknz: Istvan Jonyer )

Döndürme, aşaadan yukarı , öne dooru yapılır da, topun ileri gidişi  pek az olur, lakin pek bombeli olur ise buna da ''sipin'' ya da ''top sipin'' denir idi; makbulü, bööle yavaaaş, kısa düşen ve fırıl fırıl döneni şeklinde olur idi . Bu vuruş, topu bu fırıl fırıldatışlık topun, düşeceğinden kısa düşmesine de yarardı; kesmecilere, sade kesmecilere de değil, her tür oyuncuya karşı korkunç bir silahtı bu bol falsolu ''topsipin''. Bulok yapması zor, düşürüp kesersen de top havaya fırlar, Çakış alır, çiviyi kafana yersin. Bugün görmezden geliniyormuş gibi görünse de, bunun kısa düşeni günümüzde de nadir, iyisi pek makbul ve korkunç bir silahtır. Enerci topa vurmaya değil, neredeyse tamamı topu döndürmeye vakfedilir, top, bununla kontrol edilir. Top, sipin ile bombe alıyor, uzun bile gitse çizginin orda masaya düşüyor. Pek çok yönde uygulaması olan temel bir tekniktir bu.

Eveeeeeet, gelelim öbür kutba, neredeyse tek bileşen, ileri doğru vuruş, yani çakışa, çiviye. Yani küte, şuta.

Çakışta, enerci, topu döndürmeye vakfedilmez; belki halihazırda dönmekte olan topun falsosunu ezip dümdüz etmekte kullanılabilir. Çivide top, rakip sahaya neredeyse dümdüz gider, çarpar sıçrar, bazen kayarak, şakırdıyla sıçrar, Şaaak! diye. Bazen de masa kenarına, beyaz çizgiye çarpar ve beyaz toz çıkardır, hareket ekseni kırılarak sıçrar ki, eh artık bu da tadından yenmez. Zira rakibin bu sayıyı kaybettiğinin, ''bir'' sayı oluşunun kat'iliği burada zirve yapar, doruğa ulaşır. ''Balık'' olan küte karşı müdafaa yoktur. ''Balık'' olan bir şut, emsalsizdir. eşsiz oluşa eşsiz bir misaldir; o ''balık'' bir daha olmayacaktır. Yine ''balık''olacak ama tıpatıp o olmayacaktır. Bir ifade biçimi olmak açısından, çakış, mümkün olduğunca arıdır. Küt, süssüz ve yalındır. Dobradır, apaçıktır.

Hızlı Çakışın ani ve acımasızlığı belirgin olanı, hele de çakıldıktan sonra ortaya bir sessizlik indireni pek makbuldür. Böyle çakmak, oyuncuyu taş kalpli yapmaz, bilakis, böyle net, direk ve şakırdatarak tertemiz çakmak, adeta oyuna duyulan saygı ve adanmışlığın bir nişanesidir; bir görkem ve bahtiyarlık madalyonu, bir kararlılık, bir rahatlama tacıdır; bir genleşme kupası, altından bir kazancın ve kayıbın ötesine geçmiş olma pilaketidir... Yeri gelmişken, şuracıkta Liu Guoliang, Deng Yaping gibi eski dünya şampiyonlarını analım; onlar ekseriyetle çaktılar; Şaak!..Aah!.. Şırraak!.. Aah! tarzı, ardarda çakışlarla rakiplerini perişan edip, başka tür sayı almalara hiç rağbet etmeden, yıl boyunca o maçlar için çalışmış rakiplerini, 2-0, 3-0 yahut neyse, artık 4-0 gibi neticelerle, sıfıra karşı götürüp -ki sıfıra karşı götürüş, başlıbaşına ayrı, kendine has ve adına layık her masa tenisçinin mümkünse her maçda , yanlış duymadınız, her maçta, erişmesi  gereken bir mertebedir. İşte, Liu Guoliang, Deng Yaping gibi eski muzafferler, rakiplerini, pırıl pırıl çıkarıp, turnuvaya geldikleri gibi, bir- iki maç sonra, onları ''turist'' yapıp, supor çantalarıyla, tirübinlerden  otobüs veya tiren garına, oradan da kokulu otobüs veya vagonlarla, memleketlerine geri gönderdiler...Böyle ederek de bizler için en güzel bir örneği oluşturmuş oldular. Yoksa siz Liu Guoliang'ın yaptığı kulisler ve ayak oyunları sayesinde mi Çin Ulusal takımının baş antrenörlüğüne getirildiğini mi sanmakta idiniz?..Bu harikulade oyuncuyu, çakışlarından bağımsız ve rakiplerini iyiden iyiye mahvedişleri haricinde, nasıl tasavvur edebiliriz? Edemeyiz; zira onların çakışları, tasavvur perdemizi çoktan delip, ötesine geçmişdir.

Vuruş  yaparken, vuruş anında, evvela, enercimizin ne kadarını topu döndürmeye, ne kadarını ise topu ileri atmaya yönlendirdiğimizin ayrımında olabilmemizin derecesini, oyun seviyemizin bir mihenk taşı, sarih bir göstergesi olarak ele almamıza hiç bir mania yoktur. Bu bahste, abartmadan gösterilen çaba, çabasız ayırımında oluş, muvaffakiyet domateslerinin gübresidir.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Tekrar Merhaba,

Dün Timo Boll ALC yi aldım. Tahta farkını net bir şekilde anlayabilmek için WLC üzerindeki Rhyzer ve Tango PS lastikleri çıkarıp ALC nin üzerine taktım. Öncelikle iki tahta arasındaki fiziksel farklardan bahsedeyim. ALC nin boyu WLC ye göre tahmini 5-6 mm daha kısa ancak raketin alt kısmı bir miktar daha geniş. Bu yüzden lastikleri taktığımda üst tarafta boşluk oluştu ve alt tarafta lastikler biraz kısa kaldı. Tahta kalınlığı olarak ALC gözle görülür daha ince. WLC nin en dış katmanı ALC nin iki katı kadar. ALC nin sanırım omuz denilen kısmı daha geniş olduğu için avuç içinde biraz daha farklı duruyor. Sanırım biraz alışmam, biraz da raketi daha dibinden tutmam gerekecek. Son olarak ALC nin en dış katmanı lastik sökerken kıymık çıkarma ihtimali daha fazla görünüyor. Bu sorunu cila kullanarak çözdüm.

Oyun içindeki farklara gelirsek, tavsiye isterken bahsettiğim iki ana sorunum büyük oranda ortadan kalktı. Topspin vuruşlarda tahmin ettiğim kadar olmasa da toplar bir miktar daha yüksek açılanıp masa üzerinde daha kısa bir noktaya düşüyor. Bunun yanısıra WLC yaşadığım vuruşlarımın düz gitme sorunu da çözüldü. Masa üstündeki push oyununda top kontrolüm bariz şekilde artı. Ancak iyi vuruş yapamadığım noktada WLC kadar olmasa da toplar yüksek gidebiliyor. En çok hoşuma giden noktalardan birisi ise WLC ile neredeyse imkansız olan yavaş ağır topspini ALC ile yapabiliyor olmak. Bu özellikle servis returnlerinde büyük bir avantaj sağladı. Servislerde ise topun düşeceği noktayı ve spin miktarını ALC ile çok daha rahat ayarlayabiliyorum. Tek dezavantaj ise hızlı vuruşlarda WLC kadar yüksek hız sağlayamıyorum.

 

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Legend carbon, hinoki üstüne karbon ve en ic katman muhtemelen balsa bir tahta. Yani ziplak olması cok doğal.  Timo alc daha ince ama sert bir tahta. Daha az ziplak olmasi ve daha keskin bir hissi olması da çok doğal.  

Ancak timo boll alc gibi ince ama sert tahtaların problemi topun üstündeki spini degistirmeniz zor oluyor. Topu hep belli bir sekilde karşıya yolluyorlar ve mekanik oynayan fazla degistirmeyenler rahat ediyor.  Ama yavaşlatıp hızlandıranlar çok sevmeyebiliyor. Belli bir süre sonra kaşıntı basliyor ve tahta denemeye başlıyorlar. Bazen inner carbina geçiyorlar falan. Siz de aramaya başlarsaniz inner carbonlardan başlayın...

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

@TSuBaSa Teşekkürler bilgilendirme için. Sanırım dediklerinize ek olarak Timo Boll ALC  WLC ye göre daha tahmin/kontrol edilebilir şekilde atıyor topu. Tahta değişikliği ile basit hata oranım bariz bir şekilde düştü ama hızlı vuruşları WLC kadar rahat yapamıyorum.

Son mesajımdan sonra yeni lastik taktım ALC üzerine. Max sünger Rhyzer 48 forehandte, backhande de Dynaryz CMD 2 mm. Toplar genel olarak bir önceki lastiklere göre daha zıplak gitmeye başladı. Lastikler eskiyene kadar tarzımı buna göre adapte etmeye çalışacağım. Ek bilgi olarak Dynaryz CMD nin çok ilginç bir sesi var. Çok sevebilir ya da nefret edebilirsiniz.

Çok fazla ekipman değiştirip bir ritim yakalayamama hastalığına kapılmak istemiyorum. :D Bu yüzden en azından sezon bitene kadar ALC ile devam etmeyi düşünüyorum. Lastikler için ise daha sık değiştirdiğim için ufak değişiklikler yapabilirim. Inner carbon tavsiyesi için de teşekkürler. Tahta değiştirme kaşıntısı tekrar başlar ise ilk inner carbonlara bakacağım

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Tarih: 31.10.2023 Saat: 17:12, Ali Oktay yazdı:

Sanırım dediklerinize ek olarak Timo Boll ALC  WLC ye göre daha tahmin/kontrol edilebilir şekilde atıyor topu. Tahta değişikliği ile basit hata oranım bariz bir şekilde düştü ama hızlı vuruşları WLC kadar rahat yapamıyorum.

Sayın Ali Oktay,

Takdir edersiniz ki, birbirinden faklı pek çok ALC olduğuna göre, aslında bu ALC'elerin tamamını denemeksizin,- şüphesiz, kelimenin tam manasıyla- bu takdiri de edemeyiz. Bu takdirde bulunamayız. Gerçek manada kimse edemez. Neden, çünkü kimse yeryüzündeki bütün ALCe'leri denememiştir, kimse bu deneyim seviyesinde değildir de ondan. İlaveten, başkaları, topu, WLCe'nin ALCe'ye nisbetle daha tahmin/kontrol edilebilir şekilde atdığını da beyan edebilir. Haydi bakalım, o vakit ne diyeceğiz?

Sizde, hızlı vuruşları WLCe kadar rahat yapamadığınız izleniminin husule gelmesinin, çeşitli saha ve tetkiklere uzanması muhtemel, çok, pek çok sebepleri olabilir. Açıklandığında, bu sebeplerden bazıları kişiye, kişininin kendi gözündeki kendi imajına uygun görünmediğinden, nahoş gelebilir; veya telafisi için daha fazla çalışmak icab edeceği zannıyla, kişi, oralara hiç gitmek istemez. Lakin, oralara gitmediğinden, bu da onun WLCe ile daha hızlı çakış gerçekleştirmesini sağlamaz. Büyük ihtimalle, kişi, çakış sürecinde bir yandan enercisini salarken, bir yandan da enercinin akışını buloke edecek şekilde örgütlemektedir güzel vücudunu. Kaslarla, sinirlerin bilinçdışı kullanımıyla gerçekleştirilen, kişinin kendisinin böyle yaptığının ayrımında olmadığı, yapa yapa neredeyse her öyle yapışşta, daha da pekişip, yapışan bir alışkanlığa, bir kendi enercisini kontürol etme, bastırma tarzına dönüşmüş olan bu ameliye, tüm dikkatin üzerine çevrilip, üzerinde çalışılmayı icab ettiren bir hususiyetler taşır. Şayet dikkat üzerine çevrilir ve sevecence, sabırla üzerinde çalışılırsa - ki vücudumuzdur, bizi dinler - bu hususta tasarrufta bulunmak, belirleyicilik kazanmak, o şekilde hareket ediş tarzını değiştirmede muvaffak olmak, mümkündür. Teknikde yetkinlik kazanmak için, bitip tükenmeyen idmanlar, belki kilo vermek, kondüsyon çalışmaları, koşmak gibi çalışmalar, hepisinden de mühimi, bunları, içinizden gelerek, severek yapmak icab eder. Bunlar, aslında bir amaç olmaksızın da son derece sağlıklı ve mükemmeldirler; yakınıp sızlanmalar kesilir. Sizi zıpkın gibi, yorulmaz, çivilerinizi de yaman ve görünmez, kılarlar.

 

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

  • Konuyu Görüntüleyenler   0 members

    • Bu sayfayı inceleyen kayıtlı kullanıcı yok
  • Çevrimiçi Kullanıcılar   0 Üye, 1 Gizli, 17 Misafir (Tam liste)

    • Şu anda bağlı kayıtlı kullanıcı bulunmuyor
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..