Jump to content
Masatenisi.org Forum

serhat35

Üyeler
  • İçerik sayısı

    47
  • Kayıt Tarihi

  • Son ziyaret

serhat35 kullanıcısının tüm içeriği

  1. http://www.masatenisi.org/forums/index.php...amp;#entry28752 Linkte yer alan, özellikle Necat Hocamızın açıklamalarını okumanız yararlı olacaktır..Selamlar..
  2. Yazdığınız soru cümlesi olsa da, "Türkiye' ye gelen her Çinli milli yapılsın" görüşünü savunduğumu nasıl çıkardınız merak ettim. Kaldı ki bahsettiğim Çinli oyuncunun sıradan bir oyuncu olmadığı çok açık. Halen dünyada 1 numara olan ( Ergenekon örgütünün 1 numarası değil:)) Wang Hao' yu geçen yıl ağustos ayında 3-0 yenmiş bir oyuncudan bahsediyoruz.. Çinli milli takımında oynayabilecek kalitetede bir oyuncudan bahsediyoruz..Hedefe giden her yolu meşru gören makyevalist bir anlayışta değilim ama prensip olarak milli takımın üst düzeyde kaliteye sahip 3 çin kökenli oyuncudan kurulmasına da karşı değilim. Sonuçta göndere çekilecek bayrak şanlı bayrağımız olduktan sonra..Bu başarılar elde edilebilir ise kazanılacak ivme ile zaman içinde zaten kendi bünyemizden de iyi sporcular çıkacaktır, çıkmaya da başladılar zaten.. selamlar..
  3. İBB' nin Çin' lisinin kalitesi süper lig standartlarının çok üzerinde. Milli takım için, mevzuat açısından şartları tutuyor ise ne yapılıp edilip mutlaka Türk vatandaşlığına geçirilmelidir. Dünya sralamasında ilk 10 da her zaman yer bulabilecek kalitede..Cem ile ikisi milli takımda oynayabilse bir düzine Avupa ve Dünya derecemiz olabilirdi..Gencay İzmir de bana Çinli ile birlikte antrenman yaptıklarını söylemişti, buda bir kazançtır ancak bununla yetinmemek gerekir diye düşünüyorum..Yetkililer, umarım bu oyuncuyu milli takıma kazandırmak için gerekli çabayı gösteriyorlardır..
  4. Özcan Bey Merhaba; Sonuçta mutabık olduğumuza sevindim. Bu konudaki son sözü antrenörlere bırakmak gerekir, düşüncenize de aynen katılıyorum. Oyunu ilerletmeye yönelik konuların sitede çok az tartışıldığını görüyorum. Bu vesile ile konuyu açan arkadaşa da teşekkür ederim. Etkili oyuncuların oyun tarzları? Sayı alma yöntemleri? Nasıl efektif oyuncu olunur? Çin’ lilerin başarı sırları? Vs gibi konuların tartışılmasının yarar sağlayacağını düşünüyorum. İnternette müthiş bir video hazinesi var birimizi görmediğini diğer biri görebilir. Küçük bir örnek vermek isterim; ben seyrettiğim videolarda Çinli oyuncuların servisi karşılarken, top çok uzun kaçmamış ise, çok boş ve yüksek değil ise kesinlikle atağa başlamadıklarını ve topu öldürmeklerini tespit ettim. Servise hemen atağa kalkmak bizde çok sık yapılan yanlışlardan biridir. Benim akıma dahi gelmeyen bir konu başka bir arkadaşımızın dikkatini çekebilir. Masa tenisi çok sofistike bir oyundur aslında, oyunu anlamaya çalışmak gerekir. Anlama konusunda yarar sağlar diye düşünüyorum. Anladığını uygulayıp uygulayamamak başka bir tartışma konusu. İzmir’li oyuncu konusuna gelince, Savaş eski takım arkadaşımdır. Kendisi eski yıldız, genç millidir. ( miniklerde milli oldu mu bilmiyorum) Halen 1. ligde oynuyor. Kalbi ve oyunu çok temizdir. Buradan kendisine sevgilerimi gönderiyorum. Savaş benden daha iyi oyuncu idi demek ben aynı turnuvaya katılsaymışım 13. olacakmışım.:) Takım olarak BH spin açısından sıkıntı yaşadığımız doğrudur:)O yıllarda minik, yıldız ve gençlerde Türkiye de ya Simtel 1. oluyordu ya da biz. Simtel’ in antrenörleri Uğur Hoca idi galiba yanlış hatırlamıyorsam, Murat Kurtuluş ve Ertan’ da oyuncularıydı. Bursa’ lı Serdar, Samsun’lu Vedat, Antalya’ lı Kader, Tarık da iyi oyunculardı. Hala camianın içindeler mi bilmiyorum ama hepsine selamlar.. Sagılarımla..
  5. Görüşlerinize katılmadığımı söylemeliyim; Elbetteki oyun içinde BH spin önemlidir. BH spini düzgün ve yüzdeli yapamamak bir sorundur. Ancak bunun raketin tutuş şeklinden kaynaklandığı söylemek doğru değildir. Servis dışında oyun içinde raket tutuş şeklini vuruşa göre değiştirmek düzeltilmesi gereken bir hatadır. FH spinin çok etkili bir vuruş olmadığına ilişkin değerlendirmenize ise kesinlikle katılmıyorum. Sıralamadaki oyunculara bakarsanız, bir çoğunun FH spin ağırlıklı oyuncular olduğunu görürsünüz. Özellikle Çinli oyuncular 3 topla oyunu genelde FH spin ile bitirirler. BH köşesinden FH spin ile topu bitirdikleri çok görülür. BH spin ile oyunu bitirdikleri sayı FH spine göre çok daha azdır. Dünyada da ön sıralarda BH fast spin ağırlıklı oyuncu ben bilmiyorum. Belki biraz Yunan lı Kreanga denebilir ama onun bile FH spin bitirici vuruşları oranı çok daha yüksektir. Özetle, FH spin ağırlıklı oyuncu karakteri, aslında ideal oyuncu karakteridir. Ancak BH köşesinden FH spin yapmak bir risktir. Bunun için topu FH spin ile ya bitirebilmeniz, yüzdeli bir şekilde öldürmeniz gerekir ya da dönen topu muhtemelen FH köşesine gelecek bloğu karşılamanız için çok iyi bir kondisyon ve ayağınız olması gerekir. İzmir 90 yılların başı falan dediğiniz için biraz üzerime alındım galiba ama hiçbir turnuvada sonuncu olmadığı da söylemeliyim.:) Bahsettiğiniz İzmir’ li sporcuyu muhtemelen tanıyorumdur. FH spin BH spini döver gibi oldu biraz ama gerçekte de dövüyor zaten. BH top spine FH fast spinli günler dilerim:)) Selamlar..
  6. FH ve BH vuruşlar sırasında raket tutuş şeklinizin değiştirilmesi bir sorun. Bu sorun çözülmeden ilerleme sağlamak zordur bana göre. Raket tutuş şekli çok önemlidir. Raketi çok sıkı tutmak en çok yapılan hatalardan biridir. Raketi elinizden düşmeyecek, vuruş sırasında kontrolsüzce savrulmayacak sıkılıkta ( daha doğrusu gevşeklikte) tutmanız yeterli olacaktır. Elinizde fazla sıkarsanız, oyun sırasında kolunuz çabuk yorulur, spin ve blokta çok hata yaparsınız, bileğiniz de buna bağlı olarak zaman içinde sertleşeceği için bileğin esnekliğini gerektiren örneğin top açma gibi vuruşlarda yüzdeniz azalır. Raket tutuşundaki ikinci kural ise; raketin sapı ile kafası arasında işaret parmağınız dışındaki diğer parmaklarınızla sapı kavradığınız noktanın ne kafaya çok yakın ne de çok uzak olması, ( sapın ucuna da çok yakın ve çok uzak olmaması), başparmağın lastiğe paralel olması, işaret parmağının da raketin arka yüzünde raketin ortasından ziyade kenarına daha yakın olması gerekir. Bir diğer değişle, elinizdeki baş ve işaret parmağı arasındaki perdenin raketin sap ile kafasının birleştiği noktaya fazla değmemesi, çok da geride olmaması gerekir. Belki raket tutuşu kadar önemli ve pek değinilmeyen bir diğer nokta ise şudur; masa tenisi belli bir seviyeye ulaşana kadar dirsek ile oynanan bir oyundur! Dirsek kesinlikle masa seviyesinin altına düşürülmemelidir. BH ve FH vuruşları daha ziyade dirsekten yapılır. Bunları seviyenizi bilmeden yazıyorum belki hiç ihtiyacınız olmayacak, uzattı isem de kusuruma bakmayın. FH ve BH vuruşlarda bir raketi fazla sıkmadan dirseğini masa seviyesinin altına düşürmeden, raket ile topu en üst noktada yakalayıp, raket ile topu taşır gibi vurup dirseği hareketin bitiş noktasında FH de kapatır, BH de açarsanız temel iki vuruşu halletmiş olursunuz diye düşünüyorum. Raket tutuş şeklinizi değiştirmeden ve dirseğe odaklanarak, BH köşesinden bir BH bir de FH vuruş yaparak hem ayak çalışması yapmış olursunuz hem de raketin kontrolünü sağlamayı ilerletmiş olursunuz. Sitede daha isabetli cevap yazacak arkadaşlar da mutlaka vardır. Selamlar..
  7. serhat35

    Fenerbahçe Finalde....

    Bu başarısından dolayı Fenerbahçe' yi, bir Galatasaraylı olarak, tüm kalbim ile yürekten kutluyorum. Bu başarının masa tenisinin önünü açmada çok önemli bir kilometre taşı olacağına ve bu sporun gelişmesine önemli bir ivme kazandıracağına inanıyorum. Bu sporu seven ve görnül veren herkesi, bu başarının duyurulması, iletişim organlarında yeterince yer alması, masa tenisinin öne çıkarılması konusunda göreve davet ediyorum...Habere yeterince ilgi gösterilmesi için, hiç bir şey yapmayacağını düşünen var ise en azından yazılı ve görsel basın organlarına mail gönderebilir..Talep oluşturulur ise başarı daha fazla medyada yer alacaktır..Selamlar..
  8. serhat35

    Cctv-5 Masa Tenisi Yayını..

    Bende bir sorun yok. Zaman zaman internet bağlantısının yavaşlığının kaynaklanan sorunlar olabilir. Programın kurulumu sırasında bir hata da oluşmuş, eksik dosya kopyalanmış olabilir. Veya bilgisayarında formattan sonra ekran kartı ayarların iyi yapılmamış, sürücülerde br eksiklik olabilir. Programı kaldırıp tekrar kurmanı tavsiye ederim. Selamlar..
  9. Previous Orders bölümünde ve my orders bölümünde vermiş olduğunu siparişi ve buna ilişkin bilgileri görebilmeniz gerekir. Bu aşamada siparişlerin akibetini sormak için mail göndermenizi tavsiye ediyorum.
  10. Dandoydan 24.12.2007 tarihinde bir tahta ve bir çift lastik siparişi vermiştim, kargo 07.01.2008 tarihinde, 14 gün sonra elime ulaştı. Endişe etmene gerek yok bence. Yılbaşı nedeni ile bir miktar gecikmesi normaldir diye düşünüyorum. Daha önce presportta aldığım ürünler 13 günde ulaşmıştı. İşin ilginci en uzak olan japonya sitesi iruiru.com dan aldığım ürün siparişi verdikten sonra 2 gün içinde istanbul' a ulaştı. İstanbul' dan ise bulunduğum yere 5 günde gelebildi. Gecikme biraz da bizim PTT den kaynaklanmış olabilir. Dandoy bana da posta takip numarasını mail ile bildirmedi. Çok merak içindeysen, posta takip numarasını öğrenip ptt.gov.tr adresinden yurt dışı posta takibi bölümünden postanın nerde olduğunu öğrenebilirsin. Kargonun teslim edilmeme ihtimali olacağını düşünmüyorum ama böyle bir durum olursa haber verirsen hukuki yardımda bulunurum.
  11. Lastiği nereden ve ne zaman aldınız bilmiyorum ama Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri gereğince, lastiği sök-tak yapma işlemi sırasında normalin dışında bir güç kullanılmadı ise veya doğrudan bir kusur teşkil edecek şekilde bu işlem yapılmadı ise lastiğin ayıplı mal olarak kabul edilmesi söz konusu olabilir. Normal bir yapıştırma sırasında lastiğin parçalanmaması gerekir, parçalanmış ise açıkça ayıp söz konusudur. Ayıbın ortaya çıkmasından itibaren aynı yasanın 4. maddesi gereğince lastiği satın aldığınız satıcı, bayi, imalatçı dan 30 gün içinde lastiğin bedelini veya yenisi ile değiştirilmesini isteyebilirsiniz. Yasal süreyi kaçırmadı iseniz bulunduğunuz yerdeki Kaymakamlık nezdinde kurulan Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvrabilirsiniz. Yurt dışından lastik alınmış ise stiga nın Türkiye acentasına karşı talepte bulunabilirisiniz. Türkiye içinde satışan malların asgari 2 yıllık garanti süresi olmak zorundadır.
  12. Nano teknoloji ile üretilen almana sound synergy tech lastiğin max ını FH de kullandım. Yumuşak bir lastik. M.Maze tahtamla gene olarak uyum sağladı diyebilirim. Aynı lastiği Stiga Hypertech tahtamda da denedim ama tahta biraz daha kontrollü ve yavaş olduğu için hız ve spin açısından Bryce fx e göre sıkıntı yaşadım diyebilirim. FH de daha önce bryce FX 2.1 kullanıyordum. İkisini kıyasladığımda; almana nın blok ve stopta biraz daha iyi olduğunu söylebilirim. Hız açısından Bryce fx den çok az daha yavaş gibi geldi diyebilirim. Yaptığım bloklarda topun nete daha yakın ve alçaktan gittiğini tespit ettim. Ancak şunu da söylemeliyim ki Bryce Fx e göre spin üretmesi bariz şekilde daha az. Kontrolünün Bryce Fx den biraz daha iyi olduğunu söyleyebilirim. BH de daha kontrollü ve blok yapmaya dönük oynadığım için BH de benim için Almana daha uygun oldu. FH de yeterince spin üretememesi sorun oluyor çünkü..Lastikten FH de memnun olmadığım için FH e G2 Fx 2.1 mm taktım. G2Fx tam aradığım FH lasatiği diyebilirim. Bryce Fx den belki çok az daha yavaş ama en az Bryce Fx kadar spin üretiyor. Almana yı fiyat-perforfans ile kıyasladığımda onun yerine FH den kontrollü spin ve atak oynayan oyuncular için G2 Fx ' i öneririm. Fiyatını hakedecek bir lastik olduğunu düşünmüyorum. Son olarak şunu da söylemeliyim. Stiga lastiği lastik için özel üretilmiş yeni nesil solüsyonla kullanmayı öneriyor. Ben eski nesil andro performans solüsyon ile lastiği kullandım. Bu nedenden dolayı lastik tam kapasitesini yansıtamamış da olabilir.
  13. Merhaba; Aşağıdaki linki tıklayarak indirebileceğiniz TVU Player Porgramını kurduktan sonra Çin' in spor kanalı olan CCTV-5 i internet üzerinden seyretmek mümkün. Saat 22.25 ( Türkiye saatine göre) itibari ile pro tur maçlarını seyretmek mümkün olacaktır. programı kurduktan sonra guide menüsünden yayın akışını da görebilirsiniz.. http://tvuplayer.en.softonic.com/
  14. Tam ümidimi yitirmeye başladığım sırada Tanju Bey ve diğer arkadaşların yazılarını görmek beni mutlu etti. Başta Tanju Bey olmak üzere herkese çok teşekkür ederim. Cevap gelmese idi, ‘masa tenisinin aslında hiçbir sorunu yok da ben mi durduk yerde sorun çıkartıyorum’ diye düşünmeye başlayacaktım. Temel sorunun, talebin artırılması olduğu çok yerinde ve doğru tespittir. Belki birilerinin canını sıkabilir veya komplo teorisi olarak görülebilir ama aslında sorulması gereken sorular şunlardır. Acaba birileri masa tenisinin gelişmemesi için bilinç(siz)li bir hareketsizlik içinde mi? Ellerindeki imtiyazın, oluşturdukları kast, klan veya her ne menfaat grubu veya her ne çıkar ise onu kaybetmemek mi yegane dertleri? Ben 15 yıl önce camiadan ayrıldığında bıraktığım figüranların yarısının yine aynı yerlerde olduğunu gördüm. Eskilerin devam etmesine bir diyeceğim yok ama yenilerin gelmemiş veya gelememiş olması önemli bir sorundur! Durağanlığın olduğu yerde nasıl gelişme olabilir ki. Hangi ileri ülkede 30 yıl bir kişi yenilmez ve Türkiye şampiyonu olur! Sistemin, 30 yıl şampiyon olanı, yenebilecek birilerini çıkartamaması büyük sorundur.! 500 üst düzey, iyi antrene edilmiş oyuncu olsa kimse değil 30 yıl, 3 yıl bile üst üste şampiyon olamaz! Birilerinin talebin gelişmesinden, oyuncu sayısının, antrenör sayısının artmasından ciddi endişe duyduğunu, ellerindeki bir takım imkanların bu surette gideceği endişesini taşıdıklarını düşünüyorum! İmtiyazlı konumlarını korumak için masa tenisine yazık ediyorlar farkında değiller. Az olsun benim olsun anlayışına bir son verilmesi gerekir artık. Amatör olarak ne kadar çok kişiye bu spor yaptırılabilir, sevdirilebilir, tanıtılabilirse talep o oranda artacak bugün 10 profesyonel oyuncuyu maddi olarak destekleyemeyen sistem yarın 100 sporcuyu rahatlıklı destekleyecektir. Birleşik kaplar misali bir birine bağlı meselelerdir bunlar, yeter ki ivme sağlayacak bir ilk hareket gelsin. Veya haraket getirtilmek istensin.. Çok uzatmanın alemi de yok aslında.. Yoksa ben mi bu spora olması gerektiğinden daha fazla önem atfediyorum!... Selamlar..
  15. Bu spora gönül vermiş herkese merhaba; Belli bir süredir siteyi takip ediyorum. Takip ettiğim sürede masa tenisinin genel sorunları ile ilgili konulara hemen hemen hiç değinilmediğini gördüm. Oysa sitede masa tenisini bir adım daha ileriye götürebilecek görüş ve önerilerin tartışılabileceği bir platformun oluşabileceğini düşünüyorum. Bu konuda düşüncesi olan herkesi görüşünü açıklama davet ediyorum. Uzun süre masa tenisine ara verdikten sonra, yaklaşık bir yıldır camianın içine, kısmen de olsa, geri döndüm diye bilirim. Aradan geçen bunca yıla rağmen ,yaklaşık 15 yıl, masa tenisinin geldiği nokta ve içinde bulunduğu durum açıkçası beni hayal kırıklığına uğrattı. Eski hastalıkların ve sorunların devam ettiğini, bunun yanında çok az olumlu gelişmenin olduğunu üzülerek gördüm. Bu satırlar bu sporu seven ve gönül veren biri tarafından, masa tenisinin nasıl daha ileriye götürülebileceğine dair görüş açıklamasına yönelik olarak kaleme alınmıştır. Hiç kimseyi kırmak, üzmek, suçlamak, karalamak veya göklere çıkarmak amacını taşımamaktadır. Dışardan bir gözle objektif tespitlere yer verimliye çalışılmıştır. Masa tenisinin genel sorunları benim tespitlerime göre ve şu anda aklıma geldiği kadarı ile şu şekilde sıralanabilir; 1- Genel yönetim anlayışındaki bir takım hatalar; Bunun içine en başta gençlik spor genel müdürlüğü, federasyon, il temcilikleri, kulüp yöneticileri, antrenörler ve şu veya bu şekilde sporun içinde söz ve yetki sahibi olanlar girmektedir. İlk olarak yönetim organizasyonunda bir plan-program eksikliği olduğu çok açıktır. Sporu geliştirmek için kısa, orta ve uzun vadede ortaya konan bir master plan bulunmamaktadır. Varsa da planın açıklanmadığı veya uygulanmadığı ortadadır. Masa tenisi yöneticiliği, sadece turnuva organizasyonu veya milli takım organizasyonlarından ibaret olmamalıdır. Sporu geliştirmek için bir plan ortaya konmalı, yapılacaklar belirlenmeli ondan sonra bu master planın uygulanması için çaba harcanmalıdır. Bir plan geliştirilirse bütçe imkanları zorlanarak veya sponsorlarla maddi kaynak da bulunabilir. Önemli olanın bir hedef belirlemek olduğunu düşünüyorum. Örnek vermek gerekirse; orta vadede, 5 yıllık sürede, Avrupa Şampiyonu çıkarmak, lisanslı sporcu sayısını 10.000 e çıkartmak v.s sayılabilir. Yönetimin en önemli unsurlarında biri de hiç şüphesiz adalet ile yönetmektir. İller, kulüpler, sporcular arasında, adil ve hakkaniyete uygun bir davranış sergilenmeli, hatır- gönül ilişkisine girmekten, menfaat grubu oluşturmaktan uzak durulmalıdır. Olumsuz tarafından uygulamanın böyle olduğuna dair her hangi bir tespiti bulunmamaktadır. Adaletin olmadığı yerde, kimse kendini güvende hissetmeyeceğinden her hangi bir olumlu gelişme olması beklenemez. Yapılan adaletsiz uygulamalar, kulüplerin kapanması, sponsorların desteğini çekmesine, sporcuların bu spora küsmesine neden olacaktır. Örneğin ikinci lig A ve B grupları arasında bulunan takımlar arasında güç açısından bariz farklılıklar vardır. Aynı uygulama geçen yılda yapılmıştır. Geçen yıl A grubunda düşme hattında olan takımlardan bazıları B grubunda olsalardı 1. lige dahi çıkma ihtimalleri dahi olabilirdi.Bu kabil uygulamalarda her hangi bir kötüniyet bulunmasa dahi acaba B grubunda olupta lig çıkması istenen takımlar mı var sorusunu akla getiriyor. Somut olay, örnek vermek için açıklanmıştır. Kimseyi suçlama veya art niyet arama gibi bir kasıt yoktur. 2- Kulüp ve sponsor sayısının artırılamaması; gelişmeyi sağlayacak yolun hiç şüphesiz sporcu ve kaliteli antrenör sayısının artmasından geçeceği açıktır. Bunun ön şartı da kulüp ve sponsor desteğinin sağlanmasıdır. Masa tenisinde temel sıkıntılardan biri pastanın paylaşılması sıkıntısıdır. Pastanın büyütülmeden sorunun çözülemediği, tıkanma noktasına geldiği, buna bağlı olarak da masa tenisinin geri gittiği artık görülmelidir. Bu bağlamda İstanbul Büyükşehir Belediyesini yatırımı için kutluyorum, Fenerbahçe’ yi A takım seviyesinde başarılı bir takım kurduğu için kutluyorum. İBB gibi alt yapıya önem veren 10 takım daha olsa idi hiç şüphesiz masa tenisi çok daha farklı yerlerde olurdu. Diğer Belediye ve üst seviyede diğer büyük kulüplerimiz de bu güzel spora yatırım yapmaları için teşvik edilmelidir. Kısaca sponsorluk yasası olarak bilinen 04.03.2004 tarihli 5105 Sayılı Yasa ile değişik 3289 Sayılı Yasa bir sponsorluk konusunda bir çok imkan getirmiştir. Bu yasal düzenlemelerden masa tenisi çok az yararlanabilmiştir. Sponsorluk kapsamında yapılan harcamaların amatör spor dalları için tamamı Gelir Vergisi Yasası ile Kurumlar Vergisi Yasası'na göre gider olarak sayılacaktır. Yasal hükümler karşısında bulunulacak sponsorun sponsorluktan dolayı her hangi bir zararının olmayacağı açıktır. Geriye sadece sponsorların ikna edilmesi kalmaktadır. Pastanın büyütülmesi için sponsorluk yasası önemli bir fırsat sunmaktadır. Masa tenisinin ivme kazanabilmesi için üst seviyede bir başarının şart olduğunu, en kısa sürede sağlanmasının gerektiğini düşünüyorum. Bilardo sporu, Semih SAYGINER in elde ettiği başarılardan önce ne kadar tanınıp biliniyordu? Elde edilen başarı ilgiyi bu spora yöneltmiştir, aynı şeyler halter için hatta atletizm için de söylenebilir. En kısa sürede üst seviyede başarının sağlanması için her türlü fedakarlıktan çekinilmemelidir. 3- Kitle iletişim araçlarından yeterli desteğin görülmesi için çalışma yapılmalıdır. Malesef TRT de dahi uzun süredir masa tenisi ile ilgili olarak bırakın canlı veya bant yayını bir habere dahi rastlamadım. TRT ve diğer kanalların amatör sporlara daha fazla yer vermesi için RTÜK’ e müracaat dahil her yok denemelidir. Kişilerin görmediği ve bilmediği bir şeye karşı ilgi duymaları beklenemez. Masa tenisi gözden uzak olduğu sürece gönülden de ırak durmaya devam edecektir. TRT nin haftada 10 dakika dahi yayın yapmasının çok şeyi değiştireceğini düşünüyorum. TRT bunu da yapmıyor ise bizim vergilerimizle neyi yapacak diye sormak isterim?! Aslında daha yazılabilecek çok şey var ama şimdilik bu kadar yeter sanıyorum. Okuyanların da sıkılmaması lazım. Devam etmek isteyen kaldığım yerden devam edebilir. Bir gün bir şey değişir, her şey değişir. Sağlıcakla kalın. Yazımla birilerini incittiysem şimdiden özür dilerim. Selamlar..
  16. serhat35

    Masalar..

    Merhaba Remzi Bey; Yazdığım yazı genel olarak yazıldığı halde, teknik bir hatamdan dolayı sanki sizin yazınıza cevap olarak yazılmış gibi olmuş. Sanıyorum internet bağlantısının geçici kopmasından kaynaklandı. Yazdıklarımın size cevap olarak yazılmadığı, yazımdan anlaşılsa da sizden bu nedenle özür dilerim. Doğru vuruş ve doğru stil olmadığı konusundaki görüşünüz dışındaki tüm görüşlerine katılıyorum. Bana göre doğru vuruş ve doğru stil yoktur demek masa tenisini sınırlandırmak olur. En doğru stil ve en doğru vuruş aranarak masa tenisi geliştirilebilir. Bir anlamda ütopik bir şeydir. Ben en doğru sitili ve en doğru vuruşu buldum demek bu açıdan gelişmeyi engelleyecektir. Fakat oyuncu masada top tutuyor, masaya top atıyor diye tamamen yanlış vuruşlarını doğru kabul etmek, hele üst düzey bir başarısı da yoksa doğru olmaz. Böyle bir oyuncunun fazla biri ilerleme şansı da zaten yoktur, siz çok daha iyi bilirsiniz. Aslında ayrıntıyı tartışıyoruz, biraz da felsefik oldu. Sıkıcı olduysa özür dilerim. Öğrenciniz Mahir Abi’ yi uzun yıllar öncesinde tanıyordum. Bende Aydemir Cengiz ile Nejat Özişbakan öğrencisiydim. Aydemir Hoca’ yı masatenisi camiasındaki herkes tanır anlatmaya gerek yok zaten, Nejat Hoca ise masa tenisinde çok şeyler değiştirebilecekken bunu başaramamış kayıp değerlerdendir. Bilimsel masa tenisinin en önemli öncülerindendir. Selam ve hürmetlerimi sunarım.
  17. serhat35

    Masalar..

    Merhaba; Uzun yıllar önce masa tenisini bırakmış, şimdi geri dönme isteğinde olan ama antrenman için fazla zaman ayıramayan biri olarak söylüyorum; ekipman tabi ki de çok önemlidir ancak hiçbir zaman öncelikli sorun olarak görülüp önemi abartılmamalıdır. Ekipman hedefe giden amaçlardan biridir. Öncelikle oyuncu bu spordan beklediği amacı belirlemelidir. Çok profesyonel amaçları olan oyuncular için kısmen farklı düşünülebilir. Yeni ve farklı ekipman arama, yeni ekipman deneme kötü bir şey değildir ancak belli bir dönemden sonra suçu ekipmana yükleme sonucunu doğuracaktır. Oyuncuların en öncelikli olarak halletmesi gereken sorunun hareket sorunu olduğunu düşünüyorum. Masa tenisi, servis dışında, gelen topa uygun, doğru hareketin yapılması sporudur. Temel vuruş tekniklerini oturmak, bunlar üzerinde kafa yormak, daha iyisini nasıl yapabilirimi düşünmek, oyuna nasıl hız ve pratiklik kazarımın peşinde olmak başarıya daha hızlı götürür diye düşünüyorum. Ekipman seçiminde, çok vahim hatalar yapılmadı ise, hareketin doğru yapılması halinde top bir iki deneme ile karşı tarafa etkili bir şekilde gidecektir. Örneğin iyi bir bachand fast spin hareketi yapabilen birinin elinde defans tahta ve lastik yoksa(!) hareket neticeye ulaşacak top etkili bir spin olarak karşıya geçecektir. Hareket doğru ise tahta ve lastiğin off+ olması, off olması topun hızına etki edecektir. Doğru tahta ve lastik seçiminde oyuncunun hareket hızı ile ekipmanın hızının bir birine paralel olması gerekir. En doğru sonuç bu şekilde oluşur. Tabi topa hızlı vurmakla hareketi hızlı yapmak apayrı şeylerdir, bu izahtan varestedir. Ekipman meselesinin sitede fazla takıntı haline getirildiğini düşünüyorum. Oyun sitiline göre ekipman seçiminde yukarıda belirttiğim gibi çok vahim hatalar yapılmadı ise oyunun kalitesini ekipman değil sporcunun hareket kalitesi belirler. Aslında bu yazıyı biraz da kendim için yazdım Fazla antrenman yapamayınca, yanlış yaptığım veya sonuca ulaşmayan hareketi acaba şu tahta ile bu lastik ile yapsamdım daha iyi mi olurdu düşüncesinden kendimi kurtarmak için… Masa meselesine gelince o da genel olarak ekipman meselesi içinde değerlendirilmelidir. Maçın, topu fazla sıçratmayan masada yapılması daha büyük sıkıntı oluştururdu gibime geliyor. Kalitesiz masadan kaliteli masaya geçişte oyuncunun daha az sıkıntı yaşayacağını düşünüyorum. Masanın topu fazla sıçratması oyunu hızlandıracaktır. Hız ve hareket sorunu olmayan oyuncu için bu durum dejavantaj değil avantajdır. Bu durumda yukarıda açıklanmaya çalışıldığı gibi öncelikli sorunun nerde olduğunu gösterir. Yazdıklarımdan yeni ekipman denemeye karşı olduğum sonucu çıkartılmasın. Eskiden bir nittaku top kaydedeni antrenör nerdeyse maçlardan kovardı(!), çinkes ayakkabı giyen parmakla gösterilirdi, şimdi bu ekipman bolluğunda ve de ucuzluğunda denememek, merak etmemek yanlış olur, imkanı olan alabildiğini alsın denesin ama sizin yanlış vuruş tekniğinize doğru raket asla düzeltmeyecektir. Ekipman tek başına kurtarıcı değildir. Fazla uzattım galiba herkese selamlar..
  18. Gümrük Kanunu 4458 Sayılı Yasa olacak maddi bir hata yapmışım, düzeltirim. Ertan Bey; 4458 Sayılı Yasanın hükmü bence açık, "değeri 100 EORU' yu geçmeyen eşya" diyor. Malın değerinden anlaşılması gereken satış değeridir. Nakliye ücretinin bu değere dahil edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak size yapılan uygulamanın yasal dayanağının 4458 Sayılı Yasanın 27/e bendi olabilir. Bu hükme göre, malın gümrük değeri belirlenirken ithal eyşanın fiilen ödenen veya ödenecek fiyatına, ithal eşyanın Türkiye' deki giriş liman veya yerine kadar yapılan nakliye ve sigorta giderleri de ilave edilecektir. Kanımca gümrük memurları yasayı yanlış yorumladıkları için ticari eşya olmayan 100 EURO sınırına da ithal eşyaymış gibi, ticari sınıfına sokarak malın satış değerine bir de nakliyeyi ekliyorlar. Sizden haksız kesilen gümrük ve diğer vergilerin, şayet süresi geçmediyse, vergi mahkemesine açılacak bir dava ile geri alınması mümkün olabilir diye düşünüyorum ancak atılan taş ürkütülen kurbağaya değer mi o biraz tartışılır. Gümrük mevzuatı özel bir saha ve gerçekten karışık. Bende bu vesile ile biraz olsun öğrenmiş oldum. Gümrük memurları bu karışık mevzuattan yararlanarak bir nevi krallıklarını ian etmiş durumdalar. Ticari olmayan eşyalar için gümrük memurları ile tartışmayı kimseye önermem. Yurt dışından ithalat yapanlar ise zaten gümrük komisyoncuları ile çalışmak zorundalar. Hüseyin Bey; 167/a-6 Maddesine göre " Değeri 300 EURO'yu geçmemek üzere gerçek bir kişiden diğerine gönderilen veya yolcular tarafından ithal edilen hediyelik eşya, " vergiden muaftır. Bunun için iki şart vardır, 1- eşya yurt dışından gönderiliyorsa göndericisinin gerçek kişi olması gerekir. Yani şirket, dernek, vakıf vs olamaz. 2- yolcu yurda girişte hediye olarak ancak 300 euro değerinde eşyayı yanında getirebilir. Yani somut olarak yurt dışından posta ile gönderilen eşya şahıs tarafından ticari olmaksızın gönderilmiş ise 300 euro nun altında kalan eşyaya vergi uygulanmaz. Şirket gönderiyorsa üzerinde hediyedir bile yazsa 100 ila 300 arasında bile kalsa vergi içine girer, diye düşünüyorum. Kanımca presporta gönderi için yazdırılması gereken, eşyanın şirket değilde şahıs tarafından postaya verilmesini ve belgelerin buna göre düzenlenmesini istemektir. Bunu da yaparlar mı bilemiyorum. Zira kendi ülkelerinde başları ağrıyabilir. Çok uzattım galiba.. Yardımcı olabildiysem sevinirim..selamlar..
  19. Yüreğinde masa tenisi sevgisi olan birinden vekalet ücreti talebimiz olamaz, rahat olun :)) Selamlar..
  20. Benim bu siteden yaptığım alışverişte gönderilen eşya 14 günde elime ulaştı. İstanbul' dan giriş yapıldığı için bu süre orada iseniz 3-4 gün daha kısalabilir. Gümrük mevzatı gerçekten çok karışık. Bir hukukçu olarak çok fazla zaman ayırıp inceleme fırsatım olmadı ancak; 5458 Sayılı Gümrük Kanunun 167/4 Maddesi gereğince "değeri 100 EURO yu geçmeyen eşya" gümrük vergisinden muaftır. Maddede malın değeri dendiği için kargo bedeli bu miktara dahil edilmez diye düşünüyorum, ancak gümrük memurlarının bir kısmı hukukçu olmadığı için siz iyiyatlı davranıp kargo dahil 100 EURO yu geçmeyin derim. Sizin yaptığınız alışveriş zaten bu değeri geçmiyor. Ek bilgi olarak yukarıda belirttiğim maddenin 6. bendinde " Değeri 300 EURO'yu geçmemek üzere gerçek bir kişiden diğerine gönderilen veya yolcular tarafından ithal edilen hediyelik eşya," da vergiden muaftır. Bu hükmün uygulanması için gönderenin tüzel kişi (şirket değil) gerçek kişi olması gerekir. Peki yaptığımız alışverişler bu değerleri geçerse ne olur? 5458 Sayılı Yasanın 175. Maddesi yollaması ile aynı yasanın 58 ila71 Maddeleri gereğince ticari nitelikli eşya kabul edilerek beyan usulüne tabi hale gelecektir. Beyanın usulü anılan maddelerde açıklanmış. Vegilendirilmesi ise alınan eşyanın niteliğine göre değişmekle birlikte genel bir oran olarak %10 oranında gümrük vergisine tabi olmakta, bunun üzerinde bir miktar damga vergisi eklenmektedir. Umarım yararlı olmuştur. Saygılarımla..
  21. Çok üzücü bir olay. Acılarını paylaşsak da malesef ateş en fazla düştüğü yeri yakıyor.. Vefat edenlere Allah' tan rahmet. yakınlarına başsağlı ve sabırlar diliyorum..
  22. serhat35

    Eurosport Masa Tenisi Spikerleri

    Öncelikle merhaba, siteye bir süre önce üye oldum. İlk yorumum olduğu için başta Ertan Bey olmak üzere siteye emek verenleri kutlar, saygı ve selamlarımı iletirim. Site sayesinde Eurosport un Dünya Şampiyonasını yayınladığını öğrendim. Maçların bir kısmını izleme olanağım oldu. Masa tenisine uzunca bir süre ara veren biri olarak, yaklaşık 17 sene olmuş, spikerin kullandığı jargon beni de rahatsız etti. Ben mi eskidim diye düşünürken Ertan Beyin yaptığı yorum beni biraz olsun rahatlattı:)) Kullanılan ifadelerden bir demette ben sunayım; --servisi return edemedi…..(ne kasıyon kendini adam! karşılayamadı de geç..biz eskiden servisi yedi, yedirdi derdik.. canlı yayında yedirmek tabiri pek hoş kaçmaya bilir, onu da anlarım ama İngilizcesi ile return edemedi (çevirmedi) demek de olmuyor hani..tenis le karıştırdı heralde) --servisi eline aldı ( yanlış anlaşılmasın servis atmak için topu eline aldı demek istemiyor, servis avatajına sahip demek istiyor..) --file önü oyununda başarılı.. ( bu tam komedi..bir an plaj voleybolu maçına mı geçti diye düşündürüyor..) -- güzel bir rally.. ( rally tabiri bildiğim kadarı ile teniste uzun süre topun oyunda kalması için kullanılıyor. Sitede de gördüm bu tabirin kullanıldığını. Biz kontraya girdiler, ne bileyim güzel sayı oldu derdik eskiden..bu tabirin kullanılması belki yanlış olmasa da sevmedim bu tabiri..belki ben eskide kaldım:)) -- servis atan 3 kez letle karşılaştı.. 4. servisi atarken spiker abimiz “ eskiden 3 kez let olunca sayı oluyordu ancak bu kural artık değişti.” diye bir yorum yaptı. ( Benim masa tenisi oynadığım dönemde böyle bir kural yoktu. Şimdi yine yok. Bıraktığım ara dönemde böyle bir kural oldu da sonradan mı kalktı diye size sormak istiyorum? Bana spiker sallıyor gibi geldi yine de neyse..) Daha söyledikleri çok ama şu anda aklıma gelmiyor. Neyse fazla da yüklenmemek lazım. Maçları yayınladıklarına şükrediyoruz. Ben biraz ironi olsun diye böyle bir üslup kullandım. Umarım sitenin seviyesini düşürmemiştir yazdıklarım. Daha sonra belki malarla ilgili de yorum yaparım. Herkese tekrar selamlar..
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..