fatih ökten

tsubasa (sanırım kaptan tsubasa.gerçi bir de bilim kurgu anime kahramanı tsubasa vardı.ama kaptan tsubasadır sanırım.) en doğru,net ve özet cevabı yazmış.ben de kendi deneyimlerimden bir iki şey yazmak istiyorum. müthiş hızlı:yani topun tahtada kalma süresi çok kısa.yani tahtaya vuran top hızlı bir şekilde tahtayı terkediyor.yani spin için çok fazla vakit yok (üst düzey oyuncuları kastetmiyorum).ayrıca bu kadar hızlı bir şekilde topu geri yollayan bir tahta kontrolsüz de olacaktır.bu yüzden seçkin ve üst düzey oyuncuların büyük bir bölümü off+ tahtaları pek tercih etmiyor.bunun yerine hız-spin-kontrol değerlerinin eşit olarak dağıldığı bir (gerçek) off tahtayı veya hızdan biraz daha ödün vererek off- veya off- ile off arasındaki bir tahtayı tercih ediyorlar.off- bir tahta ile oynamak ayıp değildir.bilakis kontrol ve spin kalitesi sizi fazlasıyla memnun eder.biraz daha hız mı istiyorsunuz?o zaman andro rasant değil de rasant turbo,donic acuda s1 turbo vb... denersiniz.merak etmeyin yarı yolda kalmazsınız.dünyanın üst düzeylerinin bir bölümü de off- tahtaları tercih ediyorsa vardır bir bildikleri. masa tenisine bazı sebeplerden dolayı ara vermiştim.dönerken tahta araştırıyordum ve yinhe t-11+ yı tabletennisdb.com sitesinde gördüm.sanırım hız 9.2 ve kontrol 9.4 diyordu.(hız tamam da kontrol pek öyle değil.en azından benim için) ucuz diye aldım.allround tarz lastik taktım pek hızlı gelmedi.sonra çok hızlı olmayan (ama allround lastiklerden kesinlikle çok daha hızlı) dhs skyline tg2 taktım.raket çok hızlandı,spinler kalitesizleşmeye başladı ve kontrolü oldukça zorlaştı.sonra adam gibi google ı taradım ve yanlış yaptığımı anladımtahta masa üstünde/kısa mesafede off+ civarı bir hızdaydı.o tahtadan vazgeçip bir kenara koydum.şimdilerde kullandığım tahta off- kategorisinde ve çok mutluyum."great control,plenty dwell time" bir tahta ne yazık ki sizin istediğiniz öyle bir tahta yok.emin olun tarif ettiğiniz tahta her oyuncunun fantazisidir.top gelsin,tahtaya vursun müthiş bir hızla karşı tarafa geçsin ve rakip yakalayamasın(hatta göremesin),ama bunu tereyağından kıl çeker gibi yapmanızı sağlayacak şekilde kontrollü olsun ve 25000rpm ile spin çekerken sizin lastikleriniz hafiften yırtılsın ve karşı tarafa geçip masaya vurduktan sonra karşılayan sıfır açı ile bloğu koymasına rağmen top uçsun gitsin,rakip sanki raketine tekme yemiş gibi hissetsin. üstelik sadece 50tl ye ! ama yok işte böyle bir raket.sadece hız bölümünü halledebilen tahtalar bile 1000tl ye kadar çıkıyor. anladığım kadarıyla bir ligde oynamıyorsunuz.yani eğlence veya eğlenceden öte ama profesyonel de değil.madem öyle,alın bir all+ tahta.(mesela donic testra R+ oldukça ucuzdur.başka alternatifler de vard elbette.bu sadece bir tanesi.).koyun üstüne butterfly sriver ları.yok yinhe diye ısrar ediyorsanız moon pro larınız koyun.(bu arada moon pro lar bence yinhe nin en iyi lastikleri.)sonra zaman içinde ister önce off- bir tahtaya geçin,isterseniz önce daha hızlı lastiklere geçin.ama lütfen önce ucuz ve 100kmde 5lt yakan ferrari bulmaktan vazgeçin.(bu tamamen tavsiye,en iyisini siz bilirsiniz.) kolay gelsin.

verdiğiniz linklerden birini açtım ve "S..n" isimli bir türkten şöyle bir yorum gördüm: "thank you.products a i want" yani "tam istediğim gibi" sanki sizin nickle aynı gibi geldi bu müşteri. aliexpress ilginç bir site.garip bir site yönetimi ve satıcılık ilkesi var.1 kere polarize yazdığı için 3 dolara güneş gözlüğü aldım.ama polarize değildi.adamlara durumu söyleyip şikayet edince "3 dolara polarize gözlük olamayacağını bilmeniz gerekir.açıklamalara yanlış yazılmış,düzeltilir" gibi cevaplar aldım hem satıcıdan hem de siteden. bir kere de bu kopya lastiklerden bir çift almıştım.baktım,neyse ki ucuzdu. daha sonra aliexpress'te şöyle bir satın alma tarzı geliştirdim. 1.önce kaç kişiye satış yapmış,yorumlar ne.şayet sattıığı malı henüz belli bir miktarda satmadığı için (10tane ve üstü) yorum ve puanı yoksa, bu adamın profiline girip başka ne satmış ve ne yorumlar almış,ona bakıyorum. 2.adama mesaj yollayıp "bu mal orjinal mi?orjinalse nasıl ucuz oluyor?bunlar geçen sezonlardan elde kalan mallar mı?" gibi bir soru. adam cevap vermiyorsa,sudan ucuz olsa almıyorum. ebay gerçekten profesyonel bir site.sahte bir mal aldığınızda,fotoğraflarıyla gösterirseniz (hatta çok pahalı olmayan ürünlerde göstermeseniz bile) ve ona göre yourum ve puan verirseniz herşey sizin lehinize düzeltiliyor.ama aliexpress sanki meydan pazarını andırıyor.çok rahat kazıklanabilirsiniz.mesela aliexpress'te şu tarz yorumlarla karşılaştım: satıcı normalde 500-1000 dolarlık malı 250 dolara satıyor.alıcı malı alıyor,2 ay sonra mal gönderilmediği için alıcıya para iade edliyor.ama işlemler yavaş oluyor.üstelik satıcı bunu birkaç kez yapmış.ve bunu yapan bir tane değil. aliexpress'te biraz daha temkinli olmak lazım.

ben de okumuştum o tür yorumları."herhalde orjinal ve kopya olan bir düzineyi denedi ve kendine uygun olanı böylece buldu" diye düşünmüştüm.tahta+lastik olayı yarış araba ve kadın gibi;önemli olan ne kadar süper,hızlı olması değil sizin onunla ne kadar uyumlu olduğunuz önemli. bu arada Huaruite ve yinhe yi tebrik etmek lazım.adamlar "bu tahta şu marka ve modelin klonudur" diye direk söylüyor.gidip bir markanın sahtesini yapmaya çalışmıyorlar.

geçmiş olsun.sonuçta bu forum resmi bir satış sitesi olmadığı için yapacaklarınız sınırlı.mal alırken bu tür şeylerin başımıza gelmemesi için takip edilecek birkaç yol var.bunları şimdi söylemek istemiyorum.zaten bildiğimiz ama bazen unuttuğumuz,ihmal ettiğimiz şeyler. tabii ki bu tip insanların ismini de afişe etmeden olmaz.

neo skyline 2 kullanıyorum.bu tarz diğer ürünlere göre biraz daha yumuşak.dhs in bu tip ürünlerinin hemen hemen hepsinde şu özellik var: genelde ofansif categorisinin alt taraflarındalar.yani biraz yavaşlar.(bu biraz da temel teknikleri uygulama şekline bağlı.çin disipliniyle yetişmiş bir oyuncunun elinde o kadar da yavaş değiller.)öte yandan adeta tuninglenmek için yapılmışlar ve bu şekilde hızları bir miktar daha artıyor..zaten neo hurricane 2 nin 19numaralı süngerinin tanıtımında direk olarak bu konu yazıyor. yapışkan,topu tutan yapıda olmaları bol spin üretmelerini sağlıyor.özellikle servislerde,topu açarken,masa üstünde spin konusunda çok başarılılar.

bazı ürünleri gönderip bazı ürünleri göndermeme durumu olacağını sanmıyorum.dolandırıcı bir site değil.onlardan alışveriş yapmadan önce (genelde alışveriş yapmadan önce) sitenin güvenilirliğini hem bu işi yapan çeşitli uluslarası sitelerden hem de aldığım ürün hangi sınıfa giriyorsa onunla ilgili sitelerden araştırıp öyle alırım.mesela ttnpp dekiler mesaja geri dönmeyince google a " ttnpp trustworthy" sözcük grubunu taratmıştım. tabletennisdaily.co.uk ve mytabletennis.net gibi iki masa önemli masa tenisi forum sitesinde güvenliği olduğu yazıyordu. ilginçtir aynı onlar da "mesajlara cevap vermiyorlar ama malı gönderiyorlar" diyordu.

o kadar mesaj attım,bakan yok.ama 4-5 kere alış veriş yaptım,2-3 haftada elime geçti.

başlarken 1-2 sene temel teknik ve eğlence. sonra antrenman yapmayı öğrenmeye başlamak müsabık seviyesinde antrenman yapmaya geçiş şampiyon (veya elit sporcu) seviyesi antrenmanlara terfi. ve....waldner in bir türlü yapmaya cesaret edemediği emeklilik ve zevk için oynayış.

Xiom Jazz Yasaka Allround Plus Yasaka Sweden Classic Yasaka Extra Nittaku Torua Andro Nightmare ALL+ JOOLA Falcon Medium JOOLA Eagle Medium Donic Alligator Combi donic testra R+ stiga Allround Evolution KTL (LKT) Ayous Hinoki bunlardan herhangi biri işini görür. çeşitli yerlerden yorumlarına ve fiyatına bakarak kendin karar vermen uygun olur.

masa tenisi oynarken zayıflamak kiminle oynadığınıza bağlı.ayaklarınızı,vücudunuzu sağlam çalıştıran bir rakibiniz varsa,evet kilo verirsiniz.ama dar alanda yapılan bir spor olmasından dolayı diğer bazı sporlara da yönelmek lazım. kilo vermek için 1.koşu-bisiklet-yüzme tarzı yağ yakmayı sağlayacak bir spor. 2.düzenli uyku ve dinlenme, 3. fast food lardan uzak durmak,tatlılara balıklama atlamamak gerekli.yani faydalı olan olsa bile fazla yağlı yememek,karbonhidrat ve proteini de spor yapmayacaksak/vücudu bolca çalıştıran işlerle uğraşmıyorsak,abartmamak (protein de şayet fazla hareket eden biri değilseniz,karbonhidrat gibi bir bölümü vücut tarafından yağa çevrilerek depolanır,yani göbek yapar.) not:belli bir yaştan sonra metabolizma gözde görülür bir şekilde yavaşlar. (siz deyin 30,ben diyim 35. kişiye göre değişir ama bir şekilde bu gerçekleşir,istisnalar hariç) bunun için gerçekten 40-45 ve üstündekilerin çok az yemesi lazım.çünkü vücut belli bir dönemden sonra hep biriktirme eğiliminde oluyor.

merhaba.antrenörlük hakkında müsaadenizle birkaç yorum yapmak istiyorum. öncelikle,sadece masa tenisi değil,tüm federasyonların birinci önceliği antrenörlük kursuna geleceklerden belirlenen ücretlere göre para kazanmaktır.ayrıca antrenörlüğün az sayıdaki bir grubun tekelinde olması da istenmemektedir. bununla beraber buna kısmen karşıyım. yakınlarımda tanıdığım birisi var,1.kademe masa tenisi antrenörü ve "ben sertifikalı hocayım,antrenörlük yapmaya ehliyetim var." diyor..bu çocuğu evire çevire yenecek seviyedeyim.işin komik tarafı,şu anki seviyem hiç de iyi değil,antrenman konusunda çeşitli sebeplerden dolayı sıkıntılarım var.düşünün benim seviyem iyi olmadığı için antrenör olmayı düşünmezken, daha oyunu doğru düzgün bilmeyen,öğrencisinin raketini hazırlayamayan,kompozit tahta ile allwood arasındaki farklar ne diye sorulduğunda abuk subuk tavır takınan,çeşitli pütürlere karşı öğrencisini eğitemeyen,farklı tarzlara karşı önlem alamayan ama "önemli olan iyi bilmek değil,önemli olan iyi bir eğitimci olmak" tarzı düşünen, antrenör güruhu.... birşeyin hocası olmak için en iyi olmak gerekmez.öyle olsaydı maradona arjantini şampiyon yapardı veya brezilya peleyi milli takımın başa getirirdi. elbette dünyanın en iyi antrenörlerinin çoğu sporculuk dönemlerinde en iyi ya da olimpiyat şampiyonu değillerdi.ama hayatlarını incelerseniz;oyunu-sporu iyi bilirler,sadece eğitimini verdikleri spordan değil,diğer spordan,çeşitli sanat-zanaat ve uğraşılardan,insan psikolojisinden anlarlar, yaptıkları doğruları ve yanlışları çok iyi tetkik edip (tecrübelerinden ders çıkarıp) öğrenci yetiştiren insanlar olduklarını görürsünüz. bir süre önce yüzme antrenörü oldum.aslında 1-2 yıl önce de kursa başvurabilirdim.ama kursa gittiğimde beni değerlendirecek hocanın ve diğer antrenör adaylarının önünde rezil olmak veya yetersiz görünmek benim karakterime ters.daha zayıf olduğum konuları geliştirip öyle başvurdum.bir işe giriyorsam,figüran olamam.kendi bilgimi,yaklaşımımı,becerimi,kalitemi ortaya koymalıyım.kursa gelenlerin bir bölümü 4 yüzme tekniğinin 1 ve daha fazlasında sıkıntılıydı,ama yine de bunların içinden 1.kademe yardımcı antrenör belgesi alanlar oldu.hatta bir kız biliyorum. uygulama dersinde hocayı şunu diyor :"hocaaaam, ben 26 yaşındayım,9 yıldır doğru düzgün yüzmüyorum,yardım edin...." . bir diğer antrenör adayı erkek:"yaa ben daha kelebeği 2 aydır çalışıyorum. hocam not verirken bunu göz önünde bulundurarak biraz insaflı olun.". başka bir kız antrenör adayından, havuzda atrenman yapan türkiye çapındaki kulübün 15 yaşındaki yüzücüsü hakkında:"aaa ne kadar yakışıklı çocuk,acaba telefon numarasını verir mi?", başka bir erkek aday ise "ben fenerbahçeye başvursam hoca olabilir miyim,orada bana ne kadar para verirler,3000tl alabilir miyim?" gibi sorular soruyordu. (aziz yıldırım daha ersun yanal ı yeni işe aldı.adam kendini 10-15 yıl boyunca ispatladıktan sonra...sorunun sahibinin yaptığı sahte kurnazlığı düşünün) hangi yüzle geldiniz hocalık kursuna?şimdi bunlar öğrenciye nasıl örnek olacak?hem hareketleri hem sporculuğun özünü/etik anlayışını nasıl gösterecekler? şahsen,"bir işi adam gibi yapan" haline gelmeden hocası olmaya kalkmamalı.elbette antrenör süper,en iyi olması gerekmiyor ama doğru formda ve orta karar bir hızda belli bir süre hareketleri yapamıyorsa bu nasıl hoca!düşünün,ileri sürücülük hocası,daha doğru düzgün araba süremiyor,notlarına bakıp ders anlatmaya çalışıyor...yazık! dans hocası, hep aynı 3-4 hareketle bozuk pikap gibi dans edip duruyor,bir de antonio banderas ın tango hocalığı yaptığı "take the lead" filmindeki gibi poz atıyor etrafa.....masa tenisi hocası daha arka arkaya 3-4 spini düzgün çekemiyor...bir zamanlar jet li nin eski bir filmi olan "the master" filminde (ve fist of legend filminde de ) kendini hoca sanan bir yeni yetme, belinde siyah kuşakla jet li den dayak yiyip duruyordu. bir antrenör bu duruma düşmeyecek seviyede olmalı. ayrıca antrenör hangi seviyedeki sporcuyu yetiştireceğini bilmeli.her antrenör ulusal/uluslararası seviyede sporcu yetiştiremez.bunun için de ekstra kendini geliştirmelidir.çünkü sporcunun seviyesi arttıkça,yapılacak antrenman ve antrenman sonrası uygulamaların da niteliği değişir. sakın " Jose morinho futbolu hiç bilmiyor ama muhteşem bir hoca" demeyin. Morinho antrenör değil, teknik direktör. yani emrindeki forvet-defans-orta saha-kaleci hocalarını,fitness hocalarını/kondisyonerleri,fizyoterapisti,doktoru,scoutları ve diğer teknik ekibi asistanı ile beraber yöneten kişi. antrenör şunu da düşünmemeli:"ben iyi olmasam da en iyi çocukları bulur,onların üstünden ben de ünlü olurum".bunu yapanlar var.ama önemli bir takımın başına getirildikten sonra bir sene içinde maskeleri düşüyor.öğrencilerinin saygılarını kaybetmeleri ise en büyük cezaları oluyor. bir işi,özellikle eğitim vererek para kazanmayı düşündüğünüz bir işi önce uygulayıcı seviyesinde kaliteli yapmanız,sonra eğiticiliğini öğrenmeniz ve devamlı olarak yurtiçi ve yurtdışındaki meslekdaşlarınızı,işinizle ilgili yayınları-videoları-seminerleri,yeni konsept ve doktrinleri takip etmeniz,para kazanmayı düşünmeden önce maddi ve manevi yatırım yapmanız sizin ve eğittiklerinizin yararına olacaktır.

brian pace, masa tenisini hiç bilmesek sanırız ki, dünya-olimpiyat şampiyonalarında çinlileri ezip geçmiş,defalarca ağlatmış,masa tenisini asyalılara baştan öğretmiş büyük duayen. sonra videolarında oynadığı oyunculara bakarız,daha oyun gelişiminin başındaki ergen çocuklar,hobi olarak kendini bu spora vermiş gariban amerikan orta sınıf tabakası elemanlar,.... adamın tek düzgün yaptığı hareket,bir videosunda şaklabanlık sırasında attığı salto atması.(olduğu yerden havaya sıçrayıp ellerini koymadan,vücudunun havadan tam bir tur ters çevirmesi) açıkçası o vücut yapısında ve yaştaki bir adamı bu hareketi yapması büyük başarı,ama masa tenisi ile hiç bir alakası yok bu hareketin. brian pace,aslında çok büyük bir oyuncu değil ama belli bir seviyede ve teknolojinin nimetlerini iyi kullanarak kendi piyasasını oluşturuyor.kendisine gelene kadar en az 50-100 tane adamın video-eğitim seti hazırlamaya hakkı var ama brian pace parayı basıp böyle bir yatırım yapmış.

"en büyük hazine içinizdeki güçtür.sadece onu hissedin ve güvenin yeter." fatih ökten

Merhaba masa tenisi üstadı değilim ama komple bir sporcuyum ve bu problemin cevabını sanırım biliyorum 1.antrenman yetersizdir veya antrenman partneri maçlarda oynanan oyunculara göre aşırı zayıftır. 2.hareketleri çalışırken tek hareketten kombine-karışık varyasyonlara geçilerek antrenman yapılmamıştır. 3.Sorun Psikolojiktir. Futboldan örnek vermek istiyorum Cristiano ronaldo'nun ilginç çalımlarını bilen bilir. Bu çalımları atarken şu çalışmaları yapar. Önce hareketi tek olarak binlerce kez çalışır sonra koşarken değişik pozisyonlarda bunu yapar sonra antrenman arkadaşlarında dener daha sonra önemsiz maçlarda dener ve akabinde önemli maçlarda hareketi yapar. olayın psikolojik yönü de şudur: hareketleri denerken rezil olacak mıyım diye düşünmez ya da güler geçer. siz de korkunuz önemsiz olduğunu düşünerek üstüne gidin derim.

merhaba.çeşitli kimyasal maddeler,deterjan,tiner,bebeyağı,zeytinyağı (zeytinyağı sihirlidir,rıdvan bey daha iyi bilir) vb... ve en önemlisi,zamanla

çinli amcaların iki vuruş tekniğini çok beğendim.birincisi hareketi yaparken bilek+kol+vücut muhabbeti.darbeleme olayında da bri teknikte hakeketi sonuna kadar deva ettiriyor,ikinci teknikte darbeleme yaptırıyor.bu darbeleme hareketi uzak doğu dövüş sanatlarında da bahsi geçen bir olay.yumruk atarken yumruğu sonuna kadar atmak da var,yumruğu vururken ani bir darbe yapıp geri çekme de var.ben yine bu kulübün bu tarz bir videosunu seyretmiştim.yaşlı çinli antrenör forehand için de bu darbelemeyi gösteriyordu.çok etkileyici.bir de bunlar fransız.çinlilerin kendi ülkelerindeki en son teknikler nasıldır acaba?

ilaç,yağlı sıvı vb....bunlarla ilgili uygulamalardan dolayı,buna benzer malzemelere bahsettiğiniz muameleyi yapmaları normal.çünkü gümrük memurları da sizin benim gibi vatandaş ve farklı konulara ilgi duymuyorsalar,o eşyayı daha önce hiç görmediyseler başlarına bela gelmeyecek en kolay yolu tercih ediyorlar.bundan 7-8 yıl önceydi,havaalanlarında aramaların sıkılaştığı dönemde güvenlik görevlisi playstation ı xraydan gördükten sonra 2-3 dk birkaç memur incelediler.sonra ne olduğunu bana sordular.bir an için kendimi sovyet rusyasında sandım.adamların bakışları çok ciddiydi.bir de şaşırmıştım.tamam oynamazsın etmezsin,(ben de yıllar önce bıraktım o tür şeyleri.gerçekten vaktinizi size hiç birşey katmadan alıp götürüyor) ama bilirsin ne olduğunu.bir tanesi bilmiyorsa diğeri bilir.aslında bu tür yerlere memur alırken mal,cihaz vb...görünüşten iyi anlayanı koymak gerek.ya da o görevlilerin biraz kendilerini geliştirmeleri gerek.bazen bunlar oluyor.

merhaba.galiba ben çok şanslıyım.spor malzemelerimin %90 ını yabancı sitelerden alırım.şimdiye kadar böyle bir sorunum olmadı. bir tek 600tl lik ve 7kg lik bir kargo olduğu için;türkiye girişte gümrükte birkaç gün kaldı.türkiyeye girişte görevli olan kargo şirketi ile telefon ve mail yoluyla görüştüm, bir dillekçe hazırladım(ticari amaçlı olmadığına,bireysel kullanıma yönelik vb...). ve 60tl ek ücret ödedim. bence de biraz konunun üstüne gidin.böyle fiyat çıkmaması lazım.

neil amstrong unkinden küçük ama türkiye masa tenisi camiası için büyük bir adım. birçok şehirde bir şekilde oynanıyor,ligler var var ama böylesi bir akademinin kurulması camiada sinerjik etki yaratacaktır.camiaya hayırlı olsun,bu atılımı yapanlara başarılar dilerim.inşallah oyuncular da bu emeğin hakkını verir ve akademiyi yüceltirler.

biraz geç olmuş ama size cevap vermek istiyorum. stiga allround evolution,benim hakkında okuduklarım kadarıyla;özellikle sweetspotu dar yapılmış ve tahtanın bu bölgesinin dışına (ideal vuruş alanı içinde olmayan bir noktaya) vurulduğunda titreşim yapacak şekilde tasarlanmış bir tahta.ve bu tahta gelişim sürecinin başlarındaki oyunculara çok tavsiye ediliyor.böylece sporcu ileride doğru bir teknikler oynasın ve üst düzey bir sporcu olması kolaylaşsın. yani sizin elinizdeki daha hafif,daha güçlü ve ucuz bir all+ veya off- tahtasının bu tür amaçla yapılmış bir tahtadan üstün olma durum yok. ikinci olarak, joola wing zaten kullanıcıları tarafından beğenilen bir tahta. ama bir tahtanın ünlü olması onu belli bir kitlenin kullanması,reklam/propaganda vb. ile ilgili. mesela fiat-tofaş arabaları bence çok kötü arabalardır.hakettikleri değer 5-8 bin tl iken bazı illerimizde 12-15bin tl arasında çok rahat müşteri bulmaktadır.veya 95 model toyota corollalar ülkemizin doğu bölgesinde çok sevilen ve tutulanarabalardır. joola markası ve onun distribütörü, türkiyede ürünlerini tanıtmak için ne yapıyor?tamam ben joola medium tahtasını ileride oğluma veya antrenörlük yapacak olsam talebelerime tavsiye edeceğim 10 tahtadan birisi.fakat bunu bana türkiyede tanıtmadılar.kendim araştırıp buldum. mesela donic testra AR+ plu isimli bir tahta var.masa üstünde all+ ve orta mesafede de all+ dan off- ye bir karaktere sahip.peki kaç kişi bu tahtayı biliyor?avalox p500 çok bilinen bir tahta.çünkü p700 çok ünlü bu da onun bir boy küçüğü.ama bence avalox jtech çok daha güzel bir tahta.bununla beraber all+ klasmanındaki bu tahtayı dışarıdan getirireniz yaklaşık 85 dolar artı kargo masrafı ödemeye gerek var mı?cornellliau isimli firmayı çoğu kişi yabancıların yaptıkları maçlarda masa olarak görmüştür.ayrıca hafif ve şık tahtalar yaparlar,göreceli olarak da ucuzlardır. ama çoğu kişinin bu tahtalardan haberi yoktur. şu konuya da girmek istiyorum: duymuşsunuzdur,stiga hissi diye birşey var.stiga tahta hislerinin net oluşuyla sükse yapmış.hal böyle olunca markanın kendisi de direk +%10-20 daha fazla fiyat istiyor. bu da şuna benziyor.mercedes de volvo da kaliteli markalar.ama aynı hızdaki,aynı konfordaki,aynı klasmandaki modellerinde mercedes in modeli 10-30 bin tl daha fazla olacaktır ve buna rağmen daha fazla alıcı bulacaktır,müşteriler de bunu normal karşılayacaktır. bu,marka değeri ile igili birşey. masa tenisinde de bu durum geçerli.butterfly da inanılmaz pahalı ve çoğu kişi bundan şikayetçi ama yine de alıyorlar.üstelik en çok kazanan 2-3 markadan biri. joola falcon-eagle-wing medium veya yasaka sweden classic-extra siga allround classic- evolution ve sayamadığım diğerleri.....bunlar arasındaki fark milimetre kadardır.benim nacizane tavsiyem,tahtalar arasındaki küçük farklara çok takılmadan,oyun tarzınıza ve cebinize göre seçim yapmanız,buna göre de oyununuzu,tahta ve top hissinizi geliştirmek için bol antrenman yapmanız.bir de özellikle all+ ve off- tahtalarda sert hisli olmamasına dikkat etmeniz.belki yumuşak tahtada smaçları,öldürücü curuşları yapmak daha zor olabilir.ama top hissini daha iyi geliştirirsiniz,sonrasında off+ lastiklerle de oyun hızınızı ve gücünüzü arttırırsınız.

1 Mayıs'ta Emekçiler Pendik'te masa tenisi platformunda buluştu. biraz geç oldu.çünkü 1 mayısta kastamonudan yola çıkmıştım ve dönüş yolunda da dayımı ziyaret edince 9 gün geçti.döndükten sonra da yoğun yüzme-koşu-fitness a verdim.aslında ayrı bir konu açıp ziyareti yazacaktım ama rıdvan bey açmış zaten. pendikte gerçekten kendi halinde ama güzel antrenman yapan güzel bir grup var.grubun içinde bir tane uzun pütür oyuncusu ağabey,üst düzey ofansif bir oyuncu ikinci ağabey,özellikle blok tarzı (kenta matsudira) oynayan kadir bey, birkaç tane 20 yaş altı genç kan ve tabii ki rıdvan bey vardı.gerçekten çok güzel bir ortam kurmuşlar. önemli oyun tarzlarının hepsinin antrenmanlarını yapıyorlar.şayet oyununuzu geliştirmek istiyorsanız ve istanbulun gebze sınırına gidebilecek durumunuz varsa (yani asya yakasında kadıköy-maltepe tarafılarındaysanız) gidin derim.mekanın müdavimleri kendilerini aşmış kişiler ve sizle antrenman yapacaklarına eminim.yeni başlayanlar için de yine eminim ki çok yardımcı olacaklardır.çünkü kar amaçlı değil,gönül verdikleri için oradalar. mekana vardığımda akşam 7 olmuştu ve 7 saattir araba sürüyordum.alel acele üstümü değiştirirken rıdvan beyle biraz muhabbet ettik.eşim de bizim 3.5 aylık bebekle yarı antrenman+maçı seyretti.tabii onları bekletmemek için yine aceleden oynamak zorunda kaldım.oradan da avrupa yakasında başakşehir tarafına,kayınvalidelere geçecektik.bir de bebek olunca durmuyor tahmin edersiniz. rıdvan bey sonradan emek verip öğrenmiş biri olarak,gerçekten iyi bir oyuncu.bilen bilir, 30 undan sonra sportif konularda birşeylere kendini adayıp hakkını vererek öğrenmek türkiyede öyle kolay birşey değil.(şimdi birileri çıkıp "oooo,ben şu kadar şeyi biliyorum,ben elitim,öncüyüm" diyebilir.ama genelde bunu diyenleri işin başında bakıyorum,fosss). rıdvan bey sigarayı bırakıp,5-10 kg verse çabukluğunu ve kuvvette devamlılığını arttırır ve üst düzey lig oyuncusu haline de gelebilir.bir de haftada 2 gün antrenman yaptığını söylemişti.yine bilen bilir;hafta iki günle kendinizi geliştirmeniz zor.en az haftada 4 gün ve 2 şer saatler belli bir kaliteyi yakalayabilirsiniz. ama rıdvan bey bir şekilde kendini aşmış. maçtan sonra beraber ben kahve,rıdvan beyler de kahve ve sigara içtik, hatıra fotoğrafı çektirdik.istanbula her gelişimde de en az bir kez uğrayıp hem muhabbet hem de antrenman yapmayı düşünüyorum. maç mı ne oldu?güzel bir antrenman ortamında bunun hakkını vererek çalışan bir oyuncu ile,bu sporu 3ncü(hatta 4ncü) sporu olarak yapan birisinin maçında skor 4-0 oluyor. bir an için şu linkteki duruma düşücem sandım .allahtan rıdvan bey üstüme gelmedi fazla. http://www.youtube.com/watch?v=KW8JfO595ME

bir tane aceleden hazırladım 1. spin atabiliyor musnuz? cevap:evet hem de iki kanattan(yani 2 wing spinner/looper).özellikle rakip masanın bir o köşesinden bir diğerine topları yollarken yanlış ayakkabılar sayesinde bol bol spin atıyorum,sağa sola kayıyorum. 2. masadan uzak oynabiliyor musunuz? cevap:kısmen.rakip uzun toplar attığında geriye hamle yapıp topu karşılayamıyorum ama topları toplarken masanın devamlı olarak 10 metre dışına gidiyorum. 3.kontra spin yapabiliyor musunuz? cevap:raketi sallıyorum ileri doğru ama etrafıma bakınca görüyorum ki bana yine topu geri getirme görevi düşmüş 4.kendinize iyi bir blokçu diyebilir misiniz? cevap:raket topla temas ediyor ama topun gittiği yer rastgele osman.

şöyle düzeltiyim;düzgün ve düzenli antrenman yapmadığı için oyunu gerilemiş birisiyle bu oyuna gönül verip düzgün antrenman yapan birisi arasındaki dostluk ve kardeşlik antrenman karşılaşmasıydı

ben de şöyle bir yorum yazacağım:dünya sıralamasının ilk 20sindekilerin videolarını alın ve servisleri yarım veya çeyrek hızlarda defalarca seyredin. hatta ters elle karşılamaları da seyredin.sonra uygulamaya geçin.durum burada karışıyor.benim tecrübelerime göre;türkiyede emek vermek denince birkaç gün biraz ter akıtmak olarak algılanıyor. mesela 6 ay bir dövüş sporuna giden kendisini jackie chan sanıyor. halbuki bırakın 6 ayı,6 yıldan önce düzgün birşey öğrenemezsiniz.ancak öğrendiğinizi sanırsınız.ortalıkta bir ton 3yıllık dövüşçü olup da mahallenin delikanlısının tokadı karşısında çaresiz kalanlar mevcuttur. masa tenisinden de bir örnek vereyim.üst düzey oyuncuların hepsi uzun pütür kullanan klasik ve modern defansçılara karşı nasıl mücadele edeceklerini biliyorlar.eee peki niye yeniliyorlar?çünkü o defansçı da,normal oyunculara karşı nasıl oynanacağını,ne şekilde hareket ederse oyunda kalacağını biliyor. burda devreye giren şu:hangisi daha doğru teknikle daha fazla antrenman yaptı,hangisi fiziki gücünü,odaklanmasını ve motivasyonunu daha fazla muhafaza ediyor? (ve tabii bunların da çalışmasını doğru ve fazla yaptı) bunlar teraziye giriyor ve ağır basan da maçı kazanıyor. bence ben servis karşılama tekniklerini biliyorum.fakat masa tenisine uzun bir ara vermem,döndüğümde ise masa tenisinin daha ciddi uğraştığım sporların gölgesinde kalması ve etrafımda düzgün oyuncular olmayınca herşey kısıtlı oluyor.(şehri kastetmiyorum.kastamonuda iyi masa tenisi sporcuları var.fakat haftanın 4 günü akşam 2 saat yüzme antrenmanı yapıp,4 gün koşup,5-6 gün fitness yapınca ve bunlara zar zor dayanan bir eş ve çocuk olunca, üstüne şehirdeki iyi oyuncuları bulmaya çalışmadım.aksi takdirde evin yüzünü göremezdim herhalde) geçenlerde istanbula gittim ve Rıdvan beylere de yol üzerinde uğradım ve ayak üstü biraz muhabbet edip oynadık.tamam servis karşılama tekniklerini biliyorum ama ne yazık ki,etrafımda rıdvan beyin yarısı kadar bu sporu bilenlerle antrenman yapmadığım için servisleri karşılamakta ciddi sorunlar yaşadım.(maç iyi bilen biriyle daha yeni başlayan arasındaki maçıydı) demek istediğim bir kişinin sırf servislerini düzeltmesi için ya çok iyi servis atan bir robot veya insanla 30-45 dk servis karşılama çalışması lazım.tsubasa ne diyor?% sporu.basketbol da böyle birşey.diyelim ki 3 sayılık atışlarınızı geliştireceksiniz. bolcana top alıp yavaş bir şekilde aynı yerden her seans 100 tane topu potaya yollamanız lazım ( toplam 100 değil;karşıdan,çaprazlardan,kenarlardan 100 er tane).100 atışta 90 ı yakalamanız lazım.sonra bunu hızlı yaparak 90 ı yakalamanız lazım.sonra önününüzde kollar kalkık bir adam ve zıplayan bir adam varken bunu yakalamanız lazım.ve yetmedi,bir de bunu maçta yapmak ayrı birşey.insanların önünde yaparken el titremenize engel olmanız lazım vs.... bu yazdıklarımı masa tenisine uyarlayın. bence "servisi okuyamamak/yanlış yorumlamak" ,"raket tutuşu ve pozisyon hataları" üst düzey oyuncular da bile olan bir hata.bunlara çok takılmamak lazım.benimyüzme antrenmanlarım sırasında,orada bulunan antrenör arada iyi fırça çekiyor.37 yaşında ve benim de antrenör olmama ve hatalarımı ne olduğunu bilmeme ve bunları düzeltecek drilleri bilememe ve bunların çalışmasını yapmama rağmen o kişiye "ya sen ne diyorsun, ben falan da falan falan...." diye cevap vermiyorum. çünkü bu adam doğruyu görüyor ve benim iyiliğimi istediği belli. tabii ki "senden bir halt olmaz", "beceriksizsin" "topu mopu okuyamazsın" gibi laflar edenleri ciddiye almaz veya tam tersi sinirlenip küfür de edebilirsiniz.ama doğruyu söyleyen ve gösterenlere aynı tepkiyi vermemek lazım. fatih ökten in sevdiği bir söz var "başarı sadece sözlükte çalışmaktan önce gelir"