Jump to content
Masatenisi.org Forum

ilhan_

Üyeler
  • İçerik sayısı

    103
  • Kayıt Tarihi

  • Son ziyaret

  • Kazandığı gün sayısı

    5

ilhan_ kullanıcısının tüm içeriği

  1. Hâlâ bu sıcak havalarda benimle masa tenisi oynamak isteyen arkadaşların masa tenisi bağımlılığının-hevesinin-sevgisinin nerden geldiğine dair kısa bir araştırma ihtiyacı hissettim.Sporun (herhangi) kendine has bağımlılığından başka masa tenisinde aktif el kullanımının da bunda çok büyük rolü olduğunu düşünüyorum.Yazıyı başka yerden alıp derledim.... _____ ____________________________________________________ ...İnsanbilim (antropoloji), doğal varlıklar içinde insanın özelliklerini içgüdüler, dil ve düşünce, teknik, us ve eylem alanlarında da en ince ayrıntılarına kadar incelemiş ve bilimsel gerçekler ortaya koymuştur. Bilimsel bulgular, insanı insan edenin emek (iş) olduğunu tanıtlıyor.Hayvan doğada bulduklarıyla yetinir,insansa doğayı emek harcayarak üretir.İnsan, alet yapan bir canlıdır.Ancak alet işi değil, iş aleti doğurmuştur.Elin gelişmesi in- sangillerin başkalığında, atılmış en önemli bir adımdır. Kant’ın da dediği gibi, el, dışarıya doğru uzamış bir beyindir. Maymunlarda bile eller, tırmanmak için, ayaklardan başka türlü kullanılmaktadır.El, işin bir aleti değil, işin ortaya çıkar- dığı bir üründür.El, yetkinleşmesini yaptığı işlere borçludur.Elin gelişmesi,insan yapısının bütün bölümlerini doğrudan doğruya etkilemiştir.İşin eli ve karşılıklı olarak elin de işi geliştirmesi insangillerin işbirliğini zorunlu kılmıştır.Bu işbirliği, başka bir deyişle toplumsallık, insanları, birbirlerine söylemeleri gereken bir şeyleri olmak durumuna getirmiştir. Dil de bu zorunluktan doğmuştur. Antropoloji (İnsanbilim) alanındaki son bulgular günümüzden 400 milyon yıl önceki Silür döneminde deniz hayvanlarının yaşadığını, 300 milyon yil önceki Karbon döneminde kara bitkilerinin belirdiğini, 150 milyon yıl önceki Jura dö- neminde dinozorlarla sürüngenlerin göründüğünü ortaya koyuyor. Bazı maymunlar ağaçlar da yuvalarını ellerle yapar, hatta şempanze gibi kötü havadan korunmak için dalların arasında çatı meydana getirirler. Düşmanlara karşı korunmak için sopaları ellerle yakalar, ya da meyveleri ve taşları bunlarla fırlatırlar. Yakalandıklarında insanlardan kopya ettikleri birçok basit hareketler için ellerini kullanırlar. Ama insana en çok benzeyen maymunların bile gelişmemiş eli ile binlerce yüzyıllık iş yoluyla son derece gelişmiş insan eli arasındaki farkın ne kadar büyük olduğu burada anlaşılır. Kemiklerin ve kasların sayısı ile genel düzeni ikisinde de aynıdır. Ama en ilkel vahşinin eli bile, hiçbir maymun elinin taklit edeme- yeceği yüzlerce iş yapar. Hiçbir maymun eli taş bıçağın en kabasını bile meydana getirememiştir. Ecdadımızın binlerce yıllık sürede yavaş yavaş eli uydurmayı öğren- dikleri ilk hareketler başlangıçta en basitleriydi. İlk çakmak taşı insan eliyle bıçak haline getirilinceye kadar, öyle zaman dönemleri geçmiştir ki, bizce bilinen tarihsel dönem onunla karşılaştırılınca önemsiz kalır. Ama asıl adım atılmıştı, el özgür hale gelmişti ve artık durmadan yeni beceriler kazanabiliyordu. Böylece kazanılan daha büyük esneklik kuşaktan kuşağa geçiyor ve artıyordu. O halde el, iş organı olmakla kalmayıp, aynı zamanda bu işin ürünü de oluyordu. Ancak iş, gittikçe yeni hareketlere uyma, bu yoldan geliştirilmiş kasların, bağ organlarının, daha uzun dönemler içinde kemiklerin kalıt-sal yoldan geçmesi bu kalıtsal inceliğin yeni, gittikçe daha karmaşık hareketlere gittikçe yenilenen biçimde uygulanması, insan elini Rafa-el’in tablolarını, Thorwaldsen’in heykellerini ve Paganini’nin müziğini yaratabilecek bir mükemmellik düzeyine kadar getirmiştir. Ama el tek başına değildi. O, son derece karmaşık bir tüm organizmanın ancak tek bir organıydı. Elin yararlandığı şeyden bütün beden de yararlandı, hem de iki yoldan. Elin gelişmesinin dolaysız, belirlenebilecek biçimde geri kalan organizmaya yaptığı etki çok daha önemlidir. Elin gelişmesiyle, işle başlayan doğa üzerinde-ki egemenlik her yeni ilerle- mede insanın görüş açısını genişletti.İnsan,doğadaki maddelerde sürekli olarak yeni,o güne kadar bilinmeyen özellikler keşfetti.Öte yandan işin gelişmesi, karşılıklı destekleme, ortaklaşa etkinlik hallerini çoğaltma ve bu ortaklaşa etkinliğin her birey için sağladığı yararın bilincine varma yoluyla toplum üyelerinin birbirine gittikçe yaklaşmasına zorunlu olarak yardım ediyordu... ..............................................................
  2. http://www.losev.org.tr/v2/tr/content.asp?ctID=445
  3. ilhan_

    Maç Föyü

    http://ikmtsd.org/foyler.asp
  4. ilhan_

    Karate

    KARATE - Do Sporu Karate-Do kelime anlamı olarak boş el yolu demektir.Karate kişinin kendini savunması fikri ile başlamış ve gelişerek sistemli hale gelmiştir. Karate İnsan bedenini fiziksel ve zihinsel olarak eğitmeyi amaçlayan silahsız bir savaş sanatıdır. Tarihsel oluşumu insanlık tarihi ile başlamaktadır. Geçmişten günümüze bir çok isim değişikliğine uğrayarak karate-do ismiyle felsefik bir anlam kazanmıştır. Karate sporu yumruk, açık elle vuruşlar, tekme, blok, süpürme ve atış tekniklerinden oluşur. Temel olarak üç sınıfta incelenebilir: 1.Kihon (temel teknikler) 2.Kata (hayali dövüş) 3.Kumite (kurallı dövüş) --Kihon karate-do’nun temelini oluşturmaktadır.Özünde hareketler tekrar metoduyla şartlı refleks haline getirilene dek çalışma esasına dayanır.Tekniklerin gücü,koordinesi, estetiği ve sürati bu yolla geliştirilir. --Kata basit anlamı ile hayali dövüşü simgeler. Karate felsefesinin özünde rakiple mücadele olmadığından hareketler bu yolla geliştirilir. Birçok temel tekniğin birleşmesinden oluşarak belirli bir mantık çizgisine dayanan, her yönden gelen saldırılara karşı savunmayı amaçlayan koreografik hareketler bütünüdür.Kata gösterisinde sürat, ritm, esneklik, kuvvet, artistik sunum ve estetik en çok göze çarpan özelliklerdendir. --Kumite kurallı dövüş olarak adlandırılır. Karşılıklı iki sporcunun belirli kurallar dahilinde birbirlerine üstünlük sağlaması esasına dayanır. Kumitedeki temel kural yapılan tüm hareketlerin rakibi yaralamamak amacı ile kontrollü olarak uygulanmasıdır. Tekniklerin sürat, esneklik, kuvvet, reaksiyon sürati, koordinasyon, dayanıklılık ve patlayıcı kuvvet gibi motor özelliklerle desteklenmesi gereklidir. ‘‘...Karate her yaşta yapılabilecek bir antrenman biçimine sahiptir. Özellikle çocuk gelişimine büyük ölçüde faydalar sağlamaktadır. Sağlıklı ve güçlü çocuklar geleceğimizin teminatıdır.’’ Çocuk ve Karate Eğitimi Erken yaştaki sporun temel amacı fiziksel, zihinsel ve sosyal olarak çocukların gelişimlerinin sağlanmasıdır. Spor, çocuklar için sadece sağlık ve fiziksel gelişim için değil, aynı zamanda kişilik ve psikolojik gelişimleri açısından da önemlidir.Spor yapan çocuklar kişi-sel deneyimlerini, yaratıcılıklarını geliştirir ve sorumluluk duygusu kazanırlar aynı zamanda yardımlaşma ve işbirliği yapma, arkadaşlarına saygı ve oyun kurallarına uyma becerisi gösterme gibi sosyal davranışları da kazanarak olumlu bir benlik gelişimi sağlarlar. Karate biyo-motor özelliklerini üst düzey geliştiren spor branşlarından biridir.Geniş hareket yelpazesi ve disiplin anlayışı çocuğun bu dönemdeki fiziksel ve psikolojik gelişimine önemli katkılarda bulunur. Karate, kuvvet, dayanıklılık, sinir-kas koordinasyonu, sürat ve esneklik gibi motor özelliklerin ahenk içeri-sinde gelişmesini sağlar.Alınan esneklik eğitimi bire-yin geri kalan yaşamında esnekliğin düşük olması sebebiyle oluşabilecek yaralanmalardan korur. Karate; aynı anda birkaç yöne dikkat edebilme veya bir noktaya konsantre olabilme gibi zihinsel becerilerin gelişmesini mümkün kılar. Karmaşık hareket-lerin algılanması ve beceri haline getirilmesi çocukların problem çözme ve hareketin mantığına ulaşabilme yeteneğinin gelişmesine yardımcı olur. Karate sporundaki disiplinli eğitim süreci ve dojo (Sanskritçe “Aydınlanma Yeri”) içerisindeki kurallar ki bu kurallar aynı zamanda toplumdaki sosyal kural-ları da kapsamaktadır Uzakdoğu sporlarının itinalı ve özverili eğitim sürecinin bir parçasını oluşturmaktadır. Disiplin başarının temel unsuru olarak ele alındığında karate sporu, bu disiplin anlayışıyla bireyin yaşamındaki spor dışı faaliyetlerde de başarıyı yakalama oranını artıran önemli bir ortam hazırlamaktadır. Kaynak: Dr. Aytekin Soykan ( Derleyen: İlhan_ ) Karate-Do Terimleri (Japonca ları kullanılır) DAN: Siyah kuşak derecesi. DOJO: Dövüş sanatlarının çalışıldığı özel yerlere verilen isimdir. GI (gee): Karate giysisi. Shotokan Karatede beyaz bir giysi kullanılır. HIKI-TE: Teknikleri uygularken yapılan kalça hareketi. ATE: “Boş el". KARATEKA: Karate calışan kişi. KATA: Özel bir ritim ve zamanlama ile uygulanan kurgulanmış teknikler dizisi. KI: Zihin. Ruh. Enerji. KIAI: Keskin, güçlü bir teknik uygulanırken kısa, yüksek sesle bağırma. Ciğerlerden havanın boşalmasına yardımcı olur ve bedenin üst kısmını rahatlatarak tekniğin daha etkili olmasını sağlar.Ayrıca zihinsel enerjiye yoğunlaşmaya ve ruhu sergilemeye yardım eder. KIHON: Temel teknikler. KIME: Gücü odaklama. KOHAI: Birine göre alt seviyedeki öğrenci. KYU: 8den 1e dereceler – renkli kuşaklar. Siyah kuşaktan alttaki dereceler. OBI: Karate kuşağı. OSU (Oss): Saygı, istek ve hazır olmayı ifade eder. SEIZA: Dersin başında ve sonundaki ve ders esnasında oturulurken kullanılan oturma şekli. SENSEI: Bir dojodaki baş antrenör ve diğer yüksek seviyeli üyeler için kullanılan ünvan. SEMPAI: Kıdemli öğrenci. SHIHAN: Hocaların hocası anlamında kullanılan bir ünvan. Dünyada çok az insan bu ünvanı hak etmiştir. SHOMEN: Dojonun ön duvarı. Genelde Gichin Funakoshi’nin resminin ve bayrakların asılı olduğu duvar. REI: Selamlama.Saygı, güven ve takdir göstergesidir.Ayakta ya da dizlerin üstünde otururken dersin başında ve sonunda yapılabilir. Shomen-ni-Rei: Dojoyu selamlama. Sensei-ni-Rei: Eğitmeni selamlama Otagai-ni-Rei: Karşılıklı selamlama. Çeşitli komutlar: YAME: Başlangıç konumuna dön (genelde hachiji-dachi) HAJIME: Başla KAMAE: Hazırlan MOKUSO: Gözlerini kapa ve meditasyon durumuna geç MATTE: Bekle MAWATE: Dön YOI: Hazır (zihinsel ve fiziksel olarak) YAME: Dur Rakibin bedenindeki hedef bölgeler: Jodan: Üst seviye; yüz, boyun, kafa bölgelerini içerir Chudan: Orta seviye; göğüs, göğsün yanı ve sırt bölgelerini içerir Gedan: Alt seviye HIDARI: Sol MIGI: Sağ GYAKU: Geri AKA: Kırmızı SHIRO: Beyaz YOKO: Yan MAE: Ön ZENSHIN: Öne doğru USHIRO: Sırt tarafı KEKOMI: İtme KEAGE: şip şak Vücut kısımları: EMPI: Dirsek HIZA: Diz KAISHO: Açık el KENTSUI: Çekiç yumruk (TETTSUI olarak da bilinir) SOKUTO: Ayağın kenarı URAKEN: Yumruk sırtı SHUTO: Elin serçe parmak boyunca olan yan kısmı HAITO (haee-to): Elin baş parmak boyunca olan yan kısmı Yumruklar: JODAN TSUKI: Üst seviye yumruk CHUDAN TSUKI: Orta seviye yumruk GEDAN TSUKI: Alt seviye yumruk CHOKU TSUKI: Direk yumruk GYAKU TSUKI: Geriden yumruk KAGI ZUKI: Kanca yumruk HASAMI TSUKI: Makas yumruk KIZAMI ZUKI: Saplama MAWASHI ZUKI: Döner yumruk MOROTE ZUKI: İki elle aynı anda U-yumruk TATE ZUKI: Dik düzlemde vurulan yumruk URA ZUKI: Yakın menzilde üstten kesme yumruk YAMA ZUKI: Dağ yumruk, bir U-yumruk, Japoncadaki dağ karakterine benzer Vuruşlar: EMPI UCHI: Dirsek vuruşu HAITO UCHI: Elin sırtıyla vuruş KENTSUI UCHI / TETTSUI UCHI: Çekiç vuruşu MAE EMPI: Öne dirsek vuruşu MAWASHI EMPI UCHI: Dönen dirsek vuruşu OTOSHI EMPI UCHI: Aşağıya inen dirsek vuruşu TATE EMPI UCHI: Yukarı kalkan dirsek vuruşu TATE URAKEN UCHI: Elin sırtıyla dik vuruş USHIRO EMPI UCHI: Arkaya yönelik dirsek vuruşu YOKO MAWASHI EMPI UCHI: Yana dirsek vuruşu NUKITE: Saplama vuruşu Bloklar: AGE UKE: Yükselen blok UCHI UKE: İçten dışa blok SOTO UKE: Dıştan blok GEDAN BARAI: Alt seviye blok SHUTO UKE: Kılıç el blok MOROTE UKE: Takviyeli blok JUJI UKE: X blok KAKIWAKE UKE: İç kama el blok MANJI UKE: Bir kol gedan baraida, diğer kol uchi ukede birleşik blok Tekmeler: ASHI BARAI: Ayak kaydırma MAE GERI KEAGE: Öne şip şak tekme MAE GERI KEKOMI: Öne iterek tekme MAE ASHI GERI / KIZAMI GERI: Ön ayakla öne tekme MAWASHI GERI: Dönen tekme GYAKU MAWASHI GERI:Geri ayakla vurulan dönen tekme USHIRO MAWASHI GERI: Topukla vurulan dönen tekme HIZA GERI: Diz vuruşu MIKAZUKI GERI: Hilal tekme TOBI GERI (to-bee): Uçan tekme USHIRO GERI (oo-shee-ro): Geri tekme YOKO GERI KEAGE: Yana şip şak tekme YOKO GERI KEKOMI: Yana iterek tekme YOKO TOBI GERI: Yana uçan tekme FUMIKOMI: Aşağı itiş tekme WAZA (Teknikler): Tsuki / zuki: Yumruk Uke: Blok Uchi: Vuruş Keri / geri: Tekme Duruşlar: DACHI: Duruş HACHIJI DACHI: Doğal duruş, ayaklar yaklaşık bir omuz boyu mesafede aralı, parmak uçları karşıyı gösteriyor HEISOKU DACHI: Ayaklar bitişik, parmak uçları karşıyı gösteriyor ZENKUTSU DACHI: Ön duruş KIBA DACHI: Ata biner gibi duruş KOKUTSU DACHI: Geri duruş FUDO DACHI / SOCHIN DACHI: Yerinden oynamaz duruş, Ön ve geri duruşların arasında bir duruş SANCHIN DACHI: Kum saati duruşu HANGETSU DACHI: Yarım ay duruşu GANKAKU DACHI: Turna duruşu, tek ayak üstünde bir duruş KOSA DACHI: Ayakları çaprazlayarak duruş SHIKO DACHI (shee-ko): Kare duruş, Kiba dachide ayaklar karşıya bakarken shiko dachide yanlara bakar Eşli Çalışmalar: GOHON KUMITE: Beş adım temel eşli çalışma SANBON KUMITE: Üç adım temel eşli çalışma IPPON KUMITE: Tek adım temel eşli çalışma JIYU IPPON KUMITE: Beş adım serbest eşli çalışma (yarı-serbest eşli çalışma) JUI KUMITE: Serbest eşli çalışma Stratejiler: GO NO SEN: Rakibin açık vermesini sağlamak amacıyla atak yapmasına izin verme INASU: Bedeni atak yönünden çekerek atatktan korunma SEN NO SEN: Tam rakibin atak yaptığı anda atak yapma SEN SEN NO SEN: Rakip atak yapmadan atak yapma TAI SABAKI: Bedeni atak yönünden kaçırmak için kaymak Japonca Sayılar 1 Ichi 11 Ju-Ichi 21 Ni-Ju-Ichi 2 Ni 12 Ju-Ni 22 Ni-Ju-Ni 3 San 13 Ju-San 23 Ni-Ju-San 4 Shi 14 Ju-Shi 24 Ni-Ju-Shi 5 Go 15 Ju-Go 25 Ni-Ju-Go 6 Roku 16 Ju-Roku 26 Ni-Ju-Roku 7 Shichi 17 Ju-Shichi 27 Ni-Ju-Shichi 8 Hachi 18 Ju-Hachi 28 Ni-Ju-Hachi 9 Ku 19 Ju-Ku 29 Ni-Ju-Ku 10 Ju 20 Ni-Ju 30 San-Ju
  5. Oynamaya ilkokul 1, öğrenmeye lise.
  6. ilhan_

    Einstein

    10. Kuralları öğrenin, daha iyi oynayın ‘Oyunun kurallarını öğrenmek zorundasınız. Böylece herkesten iyi oynayabilirsiniz.’ Yapmanız gereken iki şey var. Birincisi oynadığınız oyunun kurallarını öğrenmek. İkincisi ise oyunu herkesten iyi oynamayı istemek. Bu iki şeyi yaparsanız başarı sizinle olur! 9. Bilgi deneyimden gelir ‘Bilgi malumat değildir. Bilmenin tek yolu deneyimlemektir.’ Bir konuyu tartışabilirsiniz ama bu size sadece felsefi bir anlayış kazandırır. Bir konuyu bilmek istiyorsanız onu deneyimlemelisiniz. 8. Farklı sonuçlar beklemeyin ‘Delilik: Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek.’ Hergün aynı rutinde yaşayarak farklı görünmeyi bekleyemezsiniz. Hayatınızın değişmesini istiyorsanız kendinizi değiştirmelisiniz. 7. Değer yaratın ‘Başarılı olmaya değil, değerli olmaya çalışın.’ Zamanınızı başarılı olmak için harcamayın, değerler yaratın. Eğer değerli olursanız başarı kendiliğinden gelecektir. 6. Anı yaşayın ‘Ben geleceği hiç düşünmem, ne de olsa gelecektir.’ Geleceği ayarlamanın tek yolu olabilidiğiniz kadar şimdide olmaktır. Şu anda dünü ya da yarını değiştiremezsiniz. Önemli olan tek an şimdidir. 5. Hata yapın ‘Hiç hata yapmamış bir insan yeni bir şey denememiş demektir.’ Hata yapmaktan korkmayın. Eğer nasıl okuyacağınızı bilirseniz hatalar sizi daha iyi bir konuma getirebilir. Başarılı olmak istiyorsanız yaptığınız hataları üçe katlayın. 4. Hayal gücü güç verir ‘Hayal gücü her şeydir. Sizi bekleyen güzelliklerin önizlemesi gibidir. Hayal gücü bilgiden daha önemlidir.’ Hayal gücünüz geleceğinizi belirler. ‘Zekanın gerçek göstergesi hayal gücüdür, bilgi değil’. Bu yüzden hayal gücünüzün hantallaşmasına izin vermeyin. 3. Bugüne odaklanın İki atı aynı anda süremezsiniz. Bir şeyler yapabilirsiniz ama her şeyi yapamazsınız. Şimdiye odaklanın ve bütün enerjinizi şu anda yaptığınız işe verin. 2. Azim paha biçilmezdir ‘Çok zeki olduğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimden başarıyorum.’ Belirlediğiniz yolun sonuna ulaşacak kadar sabırlı mısınız? Posta pullarının gideceği yere varasıya kadar mektuba yapışıp kalmasından ötürü çok değerli olduğu söylenir. Posta pulu gibi olun ve başladığınız işi bitirin. 1. Merakınızın peşinden gidin ‘Benim özel bir yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım.’ Sizin merakınızı çeken nedir? Neyi en çok merak ediyorsunuz? Benim merak ettiğim neden bazı insanların başarılı olup bazılarının olamadığıdır. Bu yüzden yıllarca başarı üzerine çalıştım. Merakınızın peşinden giderseniz başarıya ulaşırsınız.
  7. ilhan_

    Forumda Yeniyim

    http://www.dugunorganizasyonu.cc/M/KullaniciDosyalari/kirmizi_hali_kirala.jpg ..Acele et kardeş çok param yok..
  8. ilhan_

    Masa Tenisi Deyince Ilk Aklınıza Gelen

    Seçenekler eklendi..Oyunuzu Liqin e verin:D
  9. 5.8 Terfi Ligi; 2010–2011 sezonunda Türkiye 2. Liginde oynamayacak olan takımlar, Türkiye Süper Ligi ve 1. Liginde B takımı olmayan takımlar ve Türkiye Liglerinde yer almayan kulüp takımları katılabilir. Terfi Ligi Yarışma-ları 5 maçlık sistem (5 tek) ile oynanacaktır. Terfi Ligi sonunda 3 erkek ve 3 bayan takım Türkiye 2. Ligine terfi ederler. 5.9 Türkiye Kupası Grup yarışmaları, Türkiye Kupası ve Büyükler Ferdi Şampiyonası; Türkiye Kupası Takım Yarışmaları 5 maçlık sistem (5 tek) ile oynanacaktır. 2009-2010 sezonu faaliyet kitabı
  10. Bu videoyu firma da eğitim verdiğim arkadaşların da olduğu videonun içine örnek video olarak koymuştum.. Genellikle benim aldığım tipitip sayılar var. (hocalarının hatasını görmesinler diye:)(Oynadığım arkadaşlar kusura bakmasınlar). Daha iyisini yapmaya çalışırım.. http://www.webfileho...load&id=5752487
  11. http://www.masatenisi.org/forums/index.php?showtopic=9227 Burada Long - Maze maçının daha uzun bir özeti var ~ sayıların güzelliğinden çok hakem ablanın yanlışları güldürüyor..
  12. ...CW-C Carbon karbon üzerine zeta (siyah) 2.0 , omega II (kırmızı) 2.0 az da olsa denedim.(bir arkadaşın yeni yaptığı kombi) Toplam 10 vuruş yaptıysam karışık olarak, spin,hızlı şut (karışık tarafla) 5/5 hepsi masayı tuttu.(ikisininde birbirinden pek bir farkı yok) Yalnız ses özürlü bir lastik.Kontrolü çok iyi, atış açısı vurduğunuzdan yüksek değil.Hız meraklılarına biraz yavaş gelebilir. ..Şahsen alıp 15 dk bile kullanamadığım Tenergy 64 ten çok çok iyi bir lastik(bana göre).
  13. ilhan_

    Genç Oyuncu

    ...Bu başarısıyla gösterdi ki, artık mazeretler pek inandırıcı olmayacak, küçüktü,topa vuramadım, ciddiye almadım vs..Ben Fulya Hanım la başabaş oynadığım bir günde beni kolayca 3:0 yenmişti.. Ama gerçekten şaşkınlıktan oynayamıyorsunuz,kesin sayı dediğiniz toplara bir blok koyuyor ve o top nasıl geri döndü derken diğer sayıya konsantre olamıyorsunuz..(bir mazeret daha).
  14. "sürgün yollarının, yitirilmiş aşkların ve erişilmez düşlerin dansı s i r t a k i - h a s a p i k o umut, melankoli, coşku Sirtaki dans aleminin ayrıksı otudur. Ne folklör ne de modern danstır; kategorilere sığmaz. Sürgün ve göçmen düşlerin öksüz çocuğudur Sirtaki. Karasevdanın, çaresizliğin, koyvermişliğin, avareliğin dansıdır. Ama aynı zamanda umudun, aşkın ve ille de ille coşkunun dansıdır Sirtaki. Buram buram çaresizdir, kararsızdır, ayakta duramayacak kadar sarhoştur; ama kabadayılığı da elden bırakmaz, çabuk toparlanır, narasını atar ve savaş açar umutsuzluk ülkesine. Yalın ve gönlü zengin bir danstır Sirtaki; güler yüzlüdür, hayatın kutsallarını fazlaca ciddiye almaz. İyi ile kötünün çok ötesinde, sözün ve düşüncenin hükmünü yitirdiği ve derinlerden, çok derinlerden gelen dizginlenemez tutkuların bedeni ateşe verdiği yerdir Sirtaki ülkesi... -1968 Varto/Muş doğumluyum, Rum değilim! -Dans eğitmenliğinin yanı sıra çevirmenlik yapıyorum. Yunan kültürü ile Ege'de yaşadığım ve çalıştığım yıllarda tanıştım. Başlangıçta bu kültürü anlamakta zorlanmama rağmen, zaman içinde hayli sevdim ve yaşamımın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Sirtaki-Hasapiko ile ilk defa 1988 yılında, Antalya'nın Kaş ilçesinde karşılaştım. Hemen karşıdaki Meis adasından sık sık Kaş'a gelen ve muhtelif rivayetlere göre Kaş'taki bir hanıma abayı yakmış olan "Tek Kollu Niko" adlı bir Yunanlı bir gece Odeon Bar'da bana tamamen yabancı olan bir müzik eşliğinde güzelce dansetti; o gece orada olmak Sirtaki-Hasapiko tohumlarını yüreğime serpti. Genel Yunan kültürünü, Yunan müziğini hızla tanıyıp benimsememe rağmen, Yunan danslarının ilgi alanıma girmesi çok daha uzun sürdü. Bunun bir nedeni de piyasada tanık olduğum Sirtaki kültürünün bana biraz dejenere ve yoz geliyor oluşuydu sanıyorum. Teknik anlamda Sirtaki-Hasapiko'yu İstanbul'da öğrendim. Önce Türk sonra da Yunan hocalardan dersler aldım. Tüm hocalarım bende sağlam bir temel attı, hepsine minnettarım. Ancak ben yine de bir şeylerin eksik kaldığını hissettim hep. Böylece büyük bir açlıkla bu dansın sosyal, kültürel arkaplanını ve tarihçesini araştırmaya koyuldum. Hala da devam eden bu çalışma beni devasa bir arşiv ve literatürle, bu işe yaşamlarını adamış insanlarla buluşturdu; Sirtaki-Hasapiko tarzımı köklü bir değişime uğrattı. Ve tüm bunların bir sonucu köklerini genelden alan kendime has bir tarz geliştirdiğimi düşünüyorum. Yaptığım şeyin gerçek Yunan tarzına ne ölçüde yaklaştığını hep merak ettim. Ama günlerden bir gün, işin erbabı olduğu söylenen yaşlıca bir Yunanlı amcanın önünde dansettim; merak ettiğim sorunun cevabını o yaşlı amca bana verdi; "Çok güzel dansediyorsun çocugum, ama yine de insan uzaktan seni izlediğinde senin bir Yunanlı olmadığın hemen anlaşılıyor! Müziği çok güzel yorumluyorsun, ruhunu sağlam yakalamışsın ama bazı reflekslerin hala inatla yabancı duruyor. Kır onları, at bir köşeye! Rebetlerin hayatlarını biraz daha oku, biraz daha karıştır biraz daha dinle ve bol bol çalış. O zaman Yunanistan'ın en iyileri ile aranda birkaç milim kalacak. Ama asla en iyisi olamayacaksın evladim, kusura bakma! Vre sen bir Yunanlı değilsin ki!" Bu doğru sözler o gün bana çok acı gelmişti ama şimdi daha iyi anlıyorum. Fakat ben yine de şansımı denemek istiyorum! Yaklaşık olarak 20 yıldır Theodorakis'in "Tis Dikeosinis İlye" (Ey Adaletin Güneşi) adlı şarkısıyla yaşıyorum ve iki yıldan beridir bu şarkı için bir koreografi üzerinde çalışıyorum. Bu işi bir gün tamamlayıp, güzel bir ikindi vakti Atina'nın Omonia meydanına çıkacağım ve o gün orada ezeli bir tartışma noktalanacak: bir halkın kültürü ve duyguları o halka mensup biri tarafından mı, yoksa yabancı olup o halkın kültürünü içselleştirmiş yabancı biri tarafından mı en iyi şekilde ifade edilir? Adaletin güneşine her şeyden çok ihtiyaç duyduğumuz günümüzün zalim dünyasında hayatı biraz daha katlanır hale getirmek için ben de bu hayalle kendimi avutuyorum! ...Yazılanları okuyan biri, benim Yunanistan ile içli dışlı olduğumu, bir süre orada yaşadığımı ve sık sık gidip geldiğimi düşünebilir. Oysa Meis adasına yaptığım kısa bir yolculuk dışında Yunanistan'a hiç gitmedim! Ve yakın bir gelecekte de gitmeyi düşünmüyorum... Çünkü benim kafamdaki Yunanistan imgesi ile şu anda var olan Yunanistan arasında uçurumlar var. Gidip hayal kırıklığına uğramak istemiyorum... Bana sık sık şunu sorarlar: "Hocam Muş ve Sirtaki ne alaka?" Kimi zaman canımı hayli sıkan bu soruya verebileceğim kestirme bir cevap yok. Hayatın seyri ve Yunan dünyasıyla kurduğum duygusal bağ beni bu noktaya getirdi. Sirtaki-Hasapiko'yu ne ölçüde öğretebildiğim merak ediliyorsa, Yunanistan'a gidip bütün beğenileri toplayarak geri dönen öğrencilerim sanırım yeterli bir cevap olacaktır...Cemal Atila"
  15. Yamal 202 - 49.0° East Yayın için C Band (L-R) Lnb gerekli.Uygun Lnb yoksa yayın alamazsınız. http://www.lyngsat.com/yamal202.html Rossiya 2 Burası olmalı.Türksat ın biraz sağında şifresi yok.
  16. ..Bu arada hatırlatmak bâbından söylemiyim ki; masa tenisi topuna 150 km/h hızla vurulsa bile, 2,7 gr lık topun kazanacağı max kütle (kinetik enerji) çarptığı yüzeyde 100-120 gr arası birşey olur. Yüzünüze gelse de bir zararı olmaz.
  17. .Hafta sonu "S" şeklinde olduğunu düşündüğüm servisi, biraz taradım, servisi attıkta sonra rakibin elini boşa savurması beni yanıltmış. Karışıklık için özür; ama S şeklinde servis bana göre mümkün-dür..(vantilatörsüz)..
  18. ..Mümkün.. Attığım bir servis tanıma ~uyuyor, (Feint Long II ile), monitör sorununu (desktop) halleder ve üşenmezsem bir ara görüntüsünü atabilirim de..
  19. ..Çin lastiklerinin atış açısı b a n a yüksek geldiğinden herhangi bir denemem (kırmızı-siyah) olmadı.Ben sadece renkler açısından yaklaşmaya çalıştım..
  20. ilhan_

    Tahta Meselesi

    ...Tahtamın tam hızını bilmiyorum, ama çok tahta denemiş bir arkadaştan kendi lastiklerini takarak, yaklaşık hızını öğrenmek amacındayım..Carrefour dan aldığım bir raketin tahtası (cimri olduğumdan değil-pahalısını da kullandım-denedim) ...6,5 mm , 6,5 tl..
  21. ..Benim gönülden istediğim lastiklerden en az birinin pütür (veya anti) olması yok. Ama eskisi gibi topun çapıyla da (44 mm:) uğraşmadıklarından kabul edilebilirler..
  22. ..Bana yürüme mesafesinde. Ancak bazen geriden defans yapacağım tuttuğundan 5 m den az bir alan yoktur umarım; Yoksa online oyunlara aynen devam ederim.
  23. Hız. (Cevaplara göre seçenek ekleyebilirim ilerde).
  24. http://xs.to/image-EEF3_4BC36828.jpg http://xs.to/image-8F80_4BC36828.jpg http://xs.to/image-5214_4BC36828.jpg http://xs.to/image-FEEF_4BC36828.jpg http://xs.to/image-3BDF_4BC36828.jpg
  25. Hakem maça damgasını vurmuş. Komik bir maç.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..