Jump to content
Masatenisi.org Forum

Türkiye Masa Tenisinde İlerlemek İçin Neler Yapmalı?


maske

Türkiye'nin Masa Tenisinde 2012 Olimpiyatları Başarısızlığı  

48 oy

You do not have permission to vote in this poll, or see the poll results. Please sign in or register to vote in this poll.

Recommended Posts

Ben kendi adıma cevap vereyim 2. seçenek en uygunu gibi geldi bana. Fakat bunun yapılabilmesi içinde gerek ve şartlar lazım. :)

 

Benim masa tenisi oyununa başlayışım ilk okul 4. sınıfta okulumuza yeni gelen beden eğitimi hocamızın futbol, basketbol, voleybol gibi meşhur sporlara eğileceğine Masa Tenisi ve Badminton takımları oluşturma çabası sayesinde oldu. Badmintonu tutturamadı fakat ben ve benim gibi 15-20 öğrenciyi takıma seçip okul yönetimine gayet güzel 2 tane masa tenisi masası aldırıp bizlere hafta sonu 2 gün hafta içi 1gün olmak üzere resmen hepimizle tek tek ilgilenerek sıfırdan masa tenisini öğretti.

 

1 sene sonra o hoca başka okula gitti. Biz ortada kaldık. Şimdi yaş 25 oldu hala masa tenisini amatörce de olsa severek oynuyorum o hoca sayesinde. Bu tür eğitimcilerin artması lazım. En önemlisi bu bence ...

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Bence federasyondan işe başlamalı. Baksanıza badminton kaç yıllık federasyon ama adamlar tanıtımına organizasyonunuda çok iyi yapıyorlar. Tv de masatenisinden çok daha fazla yer alıyorlar ve hızla gelişiyor ülkemizde. Alternatifi varmıdır bilmiyorum ama federasyon başkanından başlamak lazım bence işe. Yani yeni bir ruh yeni bir sinerji kazandırmak gerek masatenisine. Ya çok zengin bir başkan bulacağız yada çok tanınmış ve aktif. Yapılması en kolay sporlardan birisinin ancak bir silkinme ve geri dönüşle gelişebileceğine inanıyorum. Yeni ve inanmış kadrolarla bu iş olur.

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

1. seçenek diyorum ben de ağırlıklı olarak. Bana kalırsa okullarda turnuvalar düzenlenmesi ya da daha fazla ekipman gönderilmesi bir işe yaramayacaktır bilinçli bir çalıştırıcı başlarında olmadıktan sonra. Elbette temelden eğitime başlanılmalı ama şu anki duruma göre öncelikle mevcut oyuncuların faydalanabilecekleri kaliteli tesislerin artırılması gerekir diye düşünüyorum.

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Arkadaşlar şunu anlayın artık, türkiye devşirme sporculara dayalı bir politika gütmüyor.

 

Çinli sporcuyu klubü getiriyor, maaş veriyor, kalacak yer veriyor, sonra türk vatandaşlığına başvuruyor,

süresi dolunca türk vatandaşı oluyor, türkiye şampiyonu oluyor derece yapıyor, milli takıma girmeye hak

kazanıyor.

 

işte bu aşamadan sonra sen bu sporcuya olmaz mı diycen, kovcakmısın milli takımdan?

 

adam kasıyor, kıçını yırtıyor olimpiyat eleme turnuvalarında güç bela giriyor olimpiyata bileğinin hakkı ile,

çıkıyor efendi gibi maçını yapıyor terini akıtıyor.

 

bizim burda arkadaşlar "devşirme" diye hakaret ediyor.

 

boradan daha fazla şans belki gencay a verildi, verilmedi mi?

 

napcaktı federasyon, bu adam çin asıllı diye göndermiycekmiydi olimpiyatlara.

 

ne bu arkadaşlar hazımsızlığınız, adam türk bayrağı taşıyor dahası ne

 

sahip çıkmamız gerekirken aşağılıyoruz. ayıp oluyor bence.

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Bu sorunun cevabı açık, bir şekilde ilgi arttırılmalı. İlgi arttı mı ilerleme her türlü olur. Ama bu şıklarla malesef ilerleme kaydetmemiz zor.

Basketçiyim dendiği zaman oluşan heybet, masa tenisinde oluşursa bir şeyler olabilir ancak. Halkın görüşü değişmeli, "pinpon işte, biz de oynuyoruz" kafasıyla zor biraz. Bu cümle üzerine şevki kaçmayacak kişiler sadece masa tenisi aşığı kimselerdir. E hiç bir sporun da milyonlarca aşığı yok.

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

"Devşirme" kelimesinin hakaret unsuru taşıdığını düşünmüyorum. Wang Bo, diğer tüm ülkelerdeki çinliler gibi devşirmedir. Kreanga da devşirmedir, Niagol Stoyanov da devşirmedir, Chen Weixing de devşirmedir, hatta Singapur bayan milli takımının tamamı devşirmedir. Japon milli takımında da Kan Yo ve Chen Kazuhiro devşirmedir. Bu örnekler saymakla bitmez. Kendi sistemleriyle ülke dışında hedefledikleri kadar başarılı olamayanlar devşiriyor işte. Bazı arabalarla uzun yol yapılamaz ya, o hesap yani. Biz de Anadol'la gidemiyoruz o yolları işte, napalım. Adamlar milli müsabakalarda da boy gösterip ekstra paralar kazanmak için milletlerini değiştiriyorlar. Türkiye sevdasından değil yani. Bu gayet profesyonel bir hareket ama işin milliyetçilik boyutuyla birebir örtüşmüyor. (İşin bu kısmını düşünürken alacağınız tavır; nasıl, ne kadar ve ne tür bir milliyetçi olduğunuza bağlı tabi.)

 

Burada asıl önemli olan unsur SİSTEM ve buna bağlı olarak SÜREKLİLİK. Türkiye bir şekilde başarı kazansın da nasıl kazanırsa kazansın mantığı doğru bir yaklaşım değil. Önemli olan sistemdir, bireyler değil. Sporcuların spor yaşamları kısadır. Fakat sistemler çok uzun yıllar, hatta asırlar boyu varlığını sürdürür. Sporcular değişir, antrenörler değişir ama sistem, bir makina edasıyla sürekli iyi sporcu üretir. (bkz. Jimnastik, bkz. Sovyetler Birliği)

 

Başkası sonradan Türk olunca ve günübirlik başarılar kazanınca nedense çok sempatik geliyor. Olimpiyat elemelerinin son ayağında listeye dahil olmak inanılmaz zor bir olay değil zira bunu geçen olimpiyatlarda Cem Zeng'de yaptı fakat şuan esamesi okunmuyor. (O yüzden günübirlik başarı olarak adlandırdım.) Adamlar bir bakmışsınız kendilerinden 30 basamak üstte olan adamı yenmiş, bir bakmışsınız 50 basamak altındakine yenilmiş. Hiçbirinin sağı solu belli değil. Yoldan geçen adamla bile oynasalar hep içimizde bir "acaba" oluşuyor.

 

Belli bir eko-sistem içinde büyüyen bir çiçeği koparıp bambaşka özelliklere sahip bir toprağa ekiyorsunuz ve bundan verim bekliyorsunuz. Bu verimin grafiği elbette ki sinüzoidal dalgalanmalar yapacaktır. 20'li yaşlarının başında ülkemize getirilmiş biri için (ki bu başlarda sadece basit bir transfer olayıdır, milli takım için getirilmemiştir) "ben yetiştirdim" deniyor ya işin en komik kısmı da bu. Yıllar boyu ilk 300'e sokamadığın sporcuları 1-2 senede nasıl da ilk 100'e soktun da olimpiyatlara katılmasını sağladın da teklerde Avrupa 3. sü bile yaptın? Cem Zeng olayı zaten tam bir vaka. Belinden sakat olduğu bilindiği halde, Çin'in genç milli takımından çıkarılmış, belki de atılmış (disiplinsizliği yüzünden atıldığı dedikodusu da vardı) birini devşiriyor, sonra daha iyi bir devşirme bulduğunuz zaman adamı tek kalemde siliyorsunuz.

 

Bayrağımızı Londra'da görmek elbette ki bize gurur veriyor ama bu başarıları kendi sistemimizin ürettiği, sıfırdan yetiştirdiğimiz sporcularımızla kazanmalıyız ki dünya masa tenisinde bir yere gelelim. Takımlarda resmen sürünüyoruz. Çinliler geldikten sonra da pek değişen bir şey olmadı. 5-6 basamak çıkıyoruz, iniyoruz, çıkıyoruz. Bu şekilde belki her olimpiyatta 32'ye kadar geliriz. Peki tüm hedef bu mudur? Hepsi bu kadar mı? O zaman oyun bitti, herkes dağılsın...

  • Beğen 8
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Maalesef taşıma su ile değirmen dönmüyor...Belirli bir seviyeye kadar devşirme olmalı; ama gelen devşirme birşeyler bırakarak gitmeli öyle elini kolunu sallayarak gitmemeli.

 

Bu iş sistem işi önüne bir hedef koyarsın ve o hedef doğrultusunda çalışmalara başlarsın. Maalesef politikalar bizde günü birlik.

 

Örnek verecek olursak 7 yaşında kızım var olimpiyat sporcuları yetiştireceğiz diye SGSM seçme yaptı yüzme branşına seçildi.

1 yıl boyunca yaz kış demeden kursa gitti ve bana göre çok fazla birşey öğrenemedi de.

 

Şimdi kurslar iptal oldu ve tüm çocuklar açıkta kaldı...İşte bu kadar filmin sonu her zaman ki gibi kötü bitiyor...

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

peki bu adamların bir faydası yok, peki zararı var mı?

 

kreanganın, chen weixing in, he zhi wen reyizin

ülkelerine ne zararı dokunmuştur?

 

boranın ülkemizdeki türk sporcularına 1 gram faydası olmuşmudur olmamışmıdır?

 

...

 

ödül yönetmeliğini kaldıralım bakalım, bir tane (türk asıllı) güreşçimiz haltercimiz kalıyormu ortada.

çinli para için oynuyorsa burda, türk de milli gurur için oynamıyor elbet, o da para için oynuyor.

fark yokki arada.

 

cem, bora, ahmet, e 4. kim,? son 10 senede, var mı başka?

bu bir politika değildir, politika olsaydı çinden sürekli besleme yapılırdı

ama yok öyle birşey.

 

10 kişi getirirsiniz çinden adam gibi, içlerinden biri chen weixing olur, yıllarca ülkeyi sırtlar spora

hizmet eder, ama 9 taneyi de geri yollarsınız mecburen, tutmaz çünkü oranın çiçeği buranın toprağında,boranın dediği gibi..

...

benim karşı çıktığım nokta ise şu, bu iki gariban sporcunun (melek ve bora) başarı için federasyon

tarafından çinden getirildiğinin zannedilmesi... aksine bunları bildiğim kadarı ile adanadan sunay hoca

getirdii. (şirin de olabilir karıştırabilirim). 4-5 senedir türkiyedeler, çat pat türkçe konuşuyorlar

 

sanki masatenisinden ülke kontenjanımız vardı da bu iki sporcu doldurdu orayı.

yok öyle birşey, bora ve melek olmasaydı biz olimpiyatlarda yoktuk.

 

metin özil alman milli takımını seçer, alman gurur duyar, biz türkler gurur duyarız,

bo wang türk milli takımını seçer, çinliler umursamaz, biz devşirme deriz.

 

çine gittiniz mi bilmiyorum ama çok çok iyi bir sporcu değilseniz, masa tenisinde şansınız yoktur

çin ülkesi sınırları içinde, yaşamak için en iyi kazanacağınız maaş 150 dolar civarındadır

o da sağlam bir eğitim almadıysanız. kendinizi boranın yerine koyun, çin milli takımına giremediniz

ne yapacaksınız? yaşamak için?

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Salt başarıyı ilke edinmiş bir sistemde ikame ediyoruz...ve bir şeyler bekliyoruz....

 

Bilal Olgunun yaşadığı üzücü durum herşeyi ne bir şekilde bizlere açıklıyor...

Uğraşmak..üretmek.. hoşumuza gitmiyor..

Her ortamda varız mı ..varız...Daha ötesini hayal kurmayalım...

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

soru yanlis sorulunca dogru cevap verilemeyebilir - ama konusmak iyidir kafa yormak iyidir

Berlinde her 200 metrede bir parklara yerlestirilmis masa tenisi masalari var ki yazin yarisi da yagisli ve soguk burada. her okulun icinde veteran kulüpleri var

 

yanlis yasam dogru yasanmaz

tek derdi kazanmak olan firmalarin ve kuruluslarin da ta orta yerine scayim afedersiniz. sonuc: masatenisi forum katilimcilarinin xl xxl tisört siparis etmesi iste. spor yapamiyoruz yahu... ben saglikli kalabilmek icin deli dana gibi debeleniyorum evimde mesela

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Parayı basıp antrenör yetiştirmesi için Çin'den antrenör getirilmeli. Sonra yetişen antrenörler 7-8 yaştan itibaren bırakmadan, ara vermeden gençleri yetiştirmeli. Hatta askeri liselerde olduğu gibi her öğrencinin benimsediği spor-sanat dalları olmalı ve hayatı boyunca o dala ağırlık vermeli. Okulun sportmen gençleri tüm takımlarda bulunmamalı.

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

"Devşirme" kelimesinin hakaret unsuru taşıdığını düşünmüyorum. Wang Bo, diğer tüm ülkelerdeki çinliler gibi devşirmedir. Kreanga da devşirmedir, Niagol Stoyanov da devşirmedir, Chen Weixing de devşirmedir, hatta Singapur bayan milli takımının tamamı devşirmedir. Japon milli takımında da Kan Yo ve Chen Kazuhiro devşirmedir. Bu örnekler saymakla bitmez. Kendi sistemleriyle ülke dışında hedefledikleri kadar başarılı olamayanlar devşiriyor işte. Bazı arabalarla uzun yol yapılamaz ya, o hesap yani. Biz de Anadol'la gidemiyoruz o yolları işte, napalım. Adamlar milli müsabakalarda da boy gösterip ekstra paralar kazanmak için milletlerini değiştiriyorlar. Türkiye sevdasından değil yani. Bu gayet profesyonel bir hareket ama işin milliyetçilik boyutuyla birebir örtüşmüyor. (İşin bu kısmını düşünürken alacağınız tavır; nasıl, ne kadar ve ne tür bir milliyetçi olduğunuza bağlı tabi.)

 

Burada asıl önemli olan unsur SİSTEM ve buna bağlı olarak SÜREKLİLİK. Türkiye bir şekilde başarı kazansın da nasıl kazanırsa kazansın mantığı doğru bir yaklaşım değil. Önemli olan sistemdir, bireyler değil. Sporcuların spor yaşamları kısadır. Fakat sistemler çok uzun yıllar, hatta asırlar boyu varlığını sürdürür. Sporcular değişir, antrenörler değişir ama sistem, bir makina edasıyla sürekli iyi sporcu üretir. (bkz. Jimnastik, bkz. Sovyetler Birliği)

 

Başkası sonradan Türk olunca ve günübirlik başarılar kazanınca nedense çok sempatik geliyor. Olimpiyat elemelerinin son ayağında listeye dahil olmak inanılmaz zor bir olay değil zira bunu geçen olimpiyatlarda Cem Zeng'de yaptı fakat şuan esamesi okunmuyor. (O yüzden günübirlik başarı olarak adlandırdım.) Adamlar bir bakmışsınız kendilerinden 30 basamak üstte olan adamı yenmiş, bir bakmışsınız 50 basamak altındakine yenilmiş. Hiçbirinin sağı solu belli değil. Yoldan geçen adamla bile oynasalar hep içimizde bir "acaba" oluşuyor.

 

Belli bir eko-sistem içinde büyüyen bir çiçeği koparıp bambaşka özelliklere sahip bir toprağa ekiyorsunuz ve bundan verim bekliyorsunuz. Bu verim elbette ki sinüzoidal dalgalanmalar yapacaktır. 20'li yaşlarının başında ülkemize getirilmiş biri için (ki bu başlarda sadece basit bir transfer olayıdır, milli takım için getirilmemiştir) "ben yetiştirdim" deniyor ya işin en komik kısmı da bu. Yıllar boyu ilk 300'e sokamadığın sporcuları 1-2 senede nasıl da ilk 100'e soktun da olimpiyatlara katılmasını sağladın da teklerde Avrupa 3. sü bile yaptın? Cem Zeng olayı zaten tam bir vaka. Belinden sakat olduğu bilindiği halde, Çin'in genç milli takımından çıkarılmış, belki de atılmış (disiplinsizliği yüzünden atıldığı dedikodusu da vardı) birini devşiriyor, sonra daha iyi bir devşirme bulduğunuz zaman adamı tek kalemde siliyorsunuz.

 

Bayrağımızı Londra'da görmek elbette ki bize gurur veriyor ama bu başarıları kendi sistemimizin ürettiği, sıfırdan yetiştirdiğimiz sporcularımızla kazanmalıyız ki dünya masa tenisinde bir yere gelelim. Takımlarda resmen sürünüyoruz. Çinliler geldikten sonra da pek değişen bir şey olmadı. 5-6 basamak çıkıyoruz, iniyoruz, çıkıyoruz. Bu şekilde belki her olimpiyatta 32'ye kadar geliriz. Peki tüm hedef bu mudur? Hepsi bu kadar mı? O zaman oyun bitti, herkes dağılsın...

 

Ellerinize sağlık üstad, tam ben de uzun uzun yazmaya karar verip wordpad'e bir şeyler karalıyordum ki yeni gelen mesaj var mı diye kontrol ederken mesajınızı gördüm. Neredeyse söylemek istediğim her şeyi söylemişsiniz.

 

Sistem gerçekten kilit nokta. Bana kalırsa bizim en çok sorun yaşadığımız parçaları ise zihniyet ve olanaklar. Tüm oyun ufak bir masa etrafında döndüğü için, sokaktan geçen adamın bile "zamanında il birinciliği" olduğu için, herkes "çok iyi oynadığı" için diğer sporlara nazaran gerekli ilgiyi ve saygıyı göremiyor, hatta küçümseniyor diye düşünüyorum. Çünkü oyunla alakası olmayan adam "amaan raketi alıyorlar topa vuruyorlar işte ne var bunda" zihniyetinde. Bilmiyor çünkü topa vururken topa vurulduktan sonra rakibin muhtemel yapabileceği hamleye göre taktik belirleyerek topa ne denli hızlı vurulacağını, topun masanın ne tarafına gönderileceğini ve gönderirken topa nasıl vurup topu döndürmesi gerektiğini düşündükten sonra gelebilecek topa göre masanın neresinde konumlanması gerektiğini. İlgisini çekmiyor, çünkü çok basit ona göre. 2 adam var, ellerinde raket. Ortada da ufacık bir masa, topu atıyorlar masaya çarptırıyorlar sırayla. Hepsi bu ona göre çünkü bilmiyor.

 

Bu düşünce tarzı mevcutken bu kadar sporcumuzun olması bile büyük bir olay bana göre, her ne kadar kötünün iyisi durumunda dahi olsak da...

 

Olanaklar da kısıtlı, hatta yok. Genel konuşmayayım, Türkiye'nin büyük şehirlerinde durum nasıldır, nedir ne değildir çok engin bir bilgim yok 3 aşağı 5 yukarı tahmin edebiliyorum vaziyeti ama benim bulunduğum ve gözlemleyebildiğim şehirde olanaklar içler acısı. Bulunduğum şehirde, yani Isparta'da şu an masa tenisi oynanabilecek 2 yer var. Reklam olmasın isimlerini söylemeyeyim şimdi, birisi eski bir alışveriş mağazasından bozma bowling salonunun ince uzun ve ücra bir köşesi(ki 4 masa var ve oyun oynarken arkanızdaki masadaki oyuncuyla sırt sırta çarpışmamanız işten bile değil) diğeri de çeşni olsun diye var olan ve 2 masanın fileleri arası mesafesi 5-6cm olan, yan yana sıralanmış 5 masanın bulunduğu bir çay bahçesi. Başka alternatif yok, varsa da ben bilmiyorum eğer bilenimiz varsa aydınlatırsa çok memnun olurum. Yukarıda bir yerde yazılmıştı, kim yazmıştı hatırlayamadım "Almanya'da her 200 metrede bir parklarda tenis masaları var" diye. Olayın özü aslında biraz da bu ama bizimki kısır döngüye dönüşüyor. İmkanların, olanakların olduğu yerde ilgi de onunla beraber artıyor. E olanakların artması için de hem halkın, hem de bu işin başındakilerin ilgisi gerekiyor derken sonsuza kadar gidiyor bu döngü.

 

Bunların hepsi bir yana bir de desteklemek yerine köstekleyenimiz de bol keseden. Aileden tutun da, "hadi oynayın aranızda maç yapın çocuklar" zihniyetli antrenörlere(!) kadar neler neler...

 

Bir yerlerde bir şeyler ters gidiyor ama ne engel olup değiştirebiliyoruz, ne de göz yumabiliyoruz bu duruma.

 

Sözde kısa yazacaktım ama yine bir ton yazı yazmışım. ^_^

Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

Neler yapılmalı & yapılmamalı;

 

1: Masa tenisi para olarak görülüyor, para'dan ziyade bir spor dalı olarak görülmesi gerek.

2: Kendi sporcularımızı hör görmemek ve kendi sporcularımıza daha çok destek ve arka çıkmak

3: Yurt dışından sporcu getirtip Türk vatandaşı yapıp Türkiye adına başarı beklemek yanlış.

4: Sırf oturduğum koltuğu bırakmayayım diye yabancıları alıp vatandaş yapıp onlar sayesinde dereceler alıp; bakın Türkiye neydi masa tenisi' nde şu an nerede deyip övünmek rant yapmak.

5: Antrenörlerin ve bazı kişilerin ceplerini doldurmak için yine aynı şekilde iyi oynayan yabancı oyuncuları Türk vatandaşı yapıp onlardan kendilerine pay çıkarmak.

6: Her halukarda masa tenisi'ni aracı olarak kullanarak bu sayede milli takımın masa tenisi malzeme isteğini temin ederek kendine kazanç kapısı çıkarmak.

 

Yukarı da çok şeyin cevabı var anlayan anlar..

 

Olimpiyatlarda bayan bir halter'cimiz podyumda kaldıramadığı için antrenörlerinden yediği fırça ve görüntü rezaleti, ay şekilde japon bir sporcu kaldıramadığı için hocası onun omuzuna elini hafifçe vurarak teselli etmesi..İŞTE FARK BU!!!!

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Sitelerde Paylaş

  • 5 months later...

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 members

    • Bu sayfayı inceleyen kayıtlı kullanıcı yok
  • Çevrimiçi Kullanıcılar   0 Üye, 0 Gizli, 12 Misafir (Tam liste)

    • Şu anda bağlı kayıtlı kullanıcı bulunmuyor
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgi

Bu sitede size daha iyi yardımcı olabilmek için çerezler kullanılır. Çerez ayarlarınızı buradan yapabilirsiniz, veya devam ederseniz çerez kullanımını kabul etmiş sayılırsınız..